Prof.Dr. Mikdat Kadıoğlu
Prof.Dr. Mikdat Kadıoğlu
Prof.Dr. Mikdat KadıoğluYazarın Tüm Yazıları

Palmiye özentisi Karadeniz’e sıçradı

Bilen varsa söylesin: Doğu Karadeniz’de palmiye ağacının işi ne?

İstanbul’da benzin istasyonları ile yayılan palmiye ağaçları, bin bir ton doğa yeşili ile ünlü Karadeniz’e de dikilmeye başlandı. Soruyorum: Yeşilin her tonunun bulunduğu Karadeniz Bölgesi’ne uygun sayısız ağaç türü varken palmiye gibi bir Akdeniz bitkisinin uyarlanmaya çalışılması hangi akla hizmet? Bu özenti niye?

Maalesef belediyelerimizin bazılarında palmiye özentisi var. Hele hele çoğu Anadolu kasabasında bunların plastikten olanını ve ışıklısını gördüm ki kusmamak elde değil. Şimdi bunlara Karadeniz’de sökülen çam ağaçlarının yerine dikilen palmiyeler eklendi. Karadenizlin ne tarihiyle, ne kültürüyle, ne doğasıyla, ne de iklimiyle bir ilgisi var palmiyenin. Üstelik Karadeniz sahilinde çok alakasız bir görüntü sergiliyor. Bu çaba anlamsız bir "özenti" değilse cahilliktir, doğasına yapancılaşmaktır, kendi bitki türünden utanmaktır...

Ansiklopedilere göre palmiye, tropik iklimlerde yetişen ağaç türlerinin ortak adı. Eski Hıristiyanlarda palmiye, zaferin simgesi olarak kabul edilirdi. Bugün bayraklarında palmiye olan ülkeler Haiti ve Guam’dır. Bayrağında palmiye olan Amerika eyaletleri ise Florida ve South Carolina’dır. Yani bir Akdeniz bitkisi olan palmiye ağacının Karadeniz’e uyarlanması bir özentidir...

KARADENİZ FLORASI YETMEDİ Mİ?

Geçtiğimiz hafta bir teknik gezi kapsamında gittiğim Doğu Karadeniz’in doğal güzelliklerini yaşayarak İstanbul’a döndüm. Ama örneğin Ordu sahillerinde gördüğüm palmiyeler beni şoke etti. Orman Yüksek Mühendisi ve Doğa Gözcüleri Derneği Üyesi Muhlis Kılıçoğlu da gönderdiği aşağıdaki mektubunda soruyor: "Bu özenti niye?" Kılıçoğlu, birçok alternatif önermiş:

"Dünya florasının büyük bir bölümü Türkiye’de, özelliklede Karadeniz Bölgesi’nde yaşam ortamı bulmuştur. Dünyada sadece Doğu Karadeniz’de yaşayan endemik türler çoktur. Ben mandalinada çekirdek olduğunu Trabzon Lisesi’ni bitirip İstanbul’a geldiğimde gördüm. Tirebolu’da balığa turunç sıkardık, portakalımız sulu ve ince kabukluydu. Trabzon Lisesi’nde iç bahçedeki manolyaya konan kuş sesleriyle uyanırdık.

Tirebolu’ya her gidişimde Kavraz ve Örümcek ormanındaki bir ulu kayın ve ladini sevmeden edemem, konuşurum onlarla. Yayladan göçü sorbus (üvez) haber verir. Dişbudak Allah’ın bir nimetidir bize. Tuzda, denizde, her yerde gelişen nefis bir ağaçtır. Ya çınar yapraklı akçaağacımıza ne demeli (acer platanoides); sonbaharda renk cümbüşü yapar kayın ve göknar ile. Ayrıca, kokar ağaç (ailanthus altissima) adında bir ağacımız var hatırlanacak. Çiçek meyveleriyle çok dekoratif kanaatkár, su, bakım istemeyen bir ağaç neden dikmeyiz? Dikmeye gerek yok, dokunmayın yeter kendi kendine gelir.

BU AĞAÇLARI HATIRLAYIN

Şimdi tekrar sorayım: Doğu Karadeniz otobanında palmiyenin ne işi var, hangi akla hizmet? Bölgenin doğal bitki örtüsünde bu ağaç yok. Oysa Karadeniz’e has, dünyanın özendiği o kadar uygun türler var ki saymakla bitmez. Örneğin, çınar yapraklı akçaağaç (Ace Platanoides), dişbudak (Fraxinus Ornus, Fraxinus Excelcior), Doğu kayını, (Fagus Orientalis). Özellikle kıyı şeridi için gürgen (Carpinus Orientalis), kokar ağaç (Ailanthus Altissima), mürver (Sambucus Spp), üvez (Sorbus Aucuparia).

Ayrıca bir önerim var: Yöreleri vurgulayan ağaçlar vardır neden onları kullanmayız? Örneğin; otobanın özellikle Rize-Hopa bölümünde turunç ve portakal; Trabzon’da trabzon hurması (Diospiros Kaki), zeytin (olea); Rize’de çay (camelia), akasya; Giresun’da kiraz (prunus avium), kırmızı fındık (eana purpurea); Giresun, Ordu, Samsun’da Türk fındığı (corylus colurna); bölgenin tamamında karayemiş (prunus lauracerasus). Bunları dikersek Doğu Karadeniz Doğası’na bir şeyler vermiş olmaz mıyız? Saygılarımla."
Yazarın Tüm Yazıları