“Lüferde mutlu son” başlıklı yazıma gelen itirazlara göre bu konuda durmak yok, çalışmaya devam. Sorun hem balığı hem de balıkçıyı tüketmeden, yok etmeden sürdürülebilir bir avlanma için lüferin doğru boyuna karar verebilmek.
Slow Food ve Fikir Sahibi Damaklar hareketinden Defne Koryürek, uzun uzun neden “İstanbul Lüfer’e Hasret Kalmasın” dediklerini anlatan yazısını bir cümle ile özetlemem gerekirse “tüm çabalar çocuklarımıza daha az eksikle teslim edilecek bir dünyaya imkan tanımak”. Lüferin sadece bir sembol olmasını diliyorlar. Onun kazancı, başka başka kazançlara yol açacak gayrete ilham vermesini ve bilimin dikkate alınmasını istiyorlar. Lüferin av boyunun 19 santimetre olarak belirlenmesine itirazlar var. Bu boyda hâlâ yavru olduğu düşünülüyor. Bu itirazlara gerekçe olarak bazı bilimsel çalışmalar gösteriliyor. Örneğin, Tevfik Ceyhan ve arkadaşlarının araştırmalarına göre lüfer balığı üreme boyuna iki yaşında erişmekte! İki yaşındaki lüferin ortalama çatal boyu ise, gene söz konusu araştırmaya göre: 27.5 santimetre! Yani 27.5 santimetre çatal boya varan lüferlerin yüzde 100’ü üreme olgunluğuna erişmiş balıklar olarak kabul edilmiş.
LÜFER NASIL ÖLÇÜLMELİ
Lüfer avlanma alt boyuna ilşkin korumacı yasaların olduğu iki ülkenin, ABD ve Güney Afrika olduğu ve bu ülkelerde lüfer balığı avlanma alt boyunun 30 santimetre olduğunu vurguluyorlar. Türkiye’de ise lüfer balığı 2000 yılına kadar 20 santimetre ve 2002 yılından itibaren de 14 santimetre avlanma alt boyu ile yer alıyor, sirkülerde. Yani balık üremeden avlanıyor! Böylece nesli tükenmeye başlıyor. Bunun üzerinde “İstanbul Lüfer’e Hasret Kalmasın” gibi kampanyalarla tehlikeye dikkat çekilmek isteniyor. Bütün bu tartışmalarda dikkat çeken konu balığın boyunun nasıl ölçüleceği! Türkiye’de 2010 yazında yapılan bir düzenleme ile kılıç balığı haricindeki tüm balıklar, lüfer de dahil olmak üzere, “toplam boy” üzerinden değerlendiriliyor. Toplam boy da, “balığın ağzı kapalıyken başının ön ucu ile kuyruk yüzgecinin en uzun ışınının bitim noktası arası” manasına geliyor. Bu durumda Tevfik Ceyhan ve arkadaşlarının araştırmasına göre, lüfer balığında üremenin 27.5 çatal boy, yani 30.25 santimetre toplam boyda gerçekleştiği iddia ediliyor.
YÜZDE 10 KRİTER OLUR MU
Bir başka gerçek de, ilk üreme boyunun “balıkların yüzde 50’sinin üreme boyuna eriştiği boy” olduğu! Yani, teorik olarak, bu boydan küçük tüm balıklar yavru, bundan büyük tüm balıklar da erişkin kabul ediliyor. Bu yüzde 50 prensibine göre Defne Hanım’ın bir yılı aşkın bir süredir sürdürdüğü kampanya aracılığıyla önerisi “lüferde avlanma alt boyu 24 santimetre ve üzeri olmalı”. Özetle, Tarım Bakanlığı Koruma ve Kontrol Genel Müdürlüğü yetkilileri 20 santimetre toplam boyun lüfer balığını korumakta yeterli olacağı kanaatindeymiş. İstişare toplantısında bir sunum yapan Prof. Dr. Bayram Öztürk her ne kadar lüferi korumak için 19 santimetre çatal boyun yeterli olacağını savunmuş. Bazı akademisyenler ise “bir balığın yüzde 10’luk bir bölümünün erişkinliğe ulaşmasının bilimsel kriterlere göre aslında bu boyda hiç erişkin balık olmaması anlamına geldiği”ni özenle vurguluyormuş. Sonuç olarak lüferin bir yaşında ortalama 19.5 santimetre çatal boya ulaştığı verisinden yola çıkarak bunun 21.45 santimetre toplam boya denk geleceği söyleniyor. ”Bugün sirkülerde temel alınan ölçüm biçimi toplam boy olduğuna göre, yapılan herhangi bir önerinin zaten 21.45 santimetre toplam boy ve üzeri olması gerekliliği aşikardır” deniliyor. Bir balığın ne zaman yavru, ne zaman erişkin olduğuna karar vermenin bu kadar zor olduğunu rüyamda görsem inanmazdım!..