Havalar ısınsa da bazılarımız henüz tatile çıkmadı ancak tatil hazırlığı içinde. Bazılarımız ise rezervasyonunu yaptırırken diğerleri de çantalarını hazırlıyor. İster kadın ister erkek olsun bazı şeyleri yanımızdan- yöremizden yani çantamızdan eksik etmemiz gerekiyor. İşte çantalarımızda olması gerekenler.
Asla ve asla yanımızdan ayırmamamız gereken gerekliliklerin başında su geliyor. Artan hava sıcaklıklarında çeşitli yollarla vücudumuzdan attığımız suyu kazanmanın en iyi yolu bol bol su tüketmek. Su hem vücut sağlığımız için hem de cildimizin sağlığı için olmazsa olmazlardan. Yaz boyunca bakımlarımızı da ihmal etmemiz gerekiyor. Cildimiz ve saçlarımızın hem güneşten hem de havuzun, denizin suyundan etkileniyor. Cildimiz için unutulmaması gereken nemlendiricidir. Gün içinde kurumaya başlayan cildimizin nemlenmesi daha sonraki dönemlerde oluşabilecek sorunları da önleyecektir.
Saçlarımız genel sağlığımız için olduğu kadar estetik görünüm için de önemli. Öyle ki biz kadınları her zaman daha güzel gösteren saçlarımızdır. Bu noktada söyleyebileceğim yegâne şey tatile gitmeden saç bakımlarınızı yaptırmanız. Böylece saçın sağlığını korumak daha kolay olacaktır. Diyelim ki saç bakımınızı yaptırmadınız o zaman tatilden döndükten sonra ilk işiniz saç bakımınızı yaptırmak. Bu süreçte, tatilde saçlarınızın kurumaması için şampuanınızı size en uygunu olarak seçin ve saçınızı sıcaktan kuruyun. Saç kremi kullanmayı da ihmal etmeyin.
İster kadın olsun isterse erkek cildimizde leke, iz kalsın istemeyiz. Ancak bazılarımızın cildinde ergenlik döneminden kalan akne izleri can sıkmaktan başka bir işe yaramıyor. Akneler, yağ oranının fazla olduğu bölgelerde kendini gösteriyor ve deride sivilce, kist,
siyah nokta olarak görülüyor.
Ancak bu durum hem kadınları hem de erkekleri son derece rahatsız ediyor. Akne lekelerinden kurtulmanın altın yolu ise “Altın Frekans” dan geçiyor. Altın Frekans, son zamanların en çok konuşulan cilt uygulamalarından biri. Akne lekelerinden kurtulmak için can atanlara, çatlaklarında iyileşme görmek isteyenlere müjdelenen leke giderici sistem uzman eller tarafından uygulandığında yüz güldürücü sonuçlar veriyor.
Fraksiyonel CO2 Lazer cilt yenileme işleminin saymakla bitiremeyeceğimiz birçok uygulaması bulunuyor ve işte bu uygulamalardan sadece bazıları. Yüz, göz kapakları, boyun ve dekolte bölgelerindeki izleri yok edilmesinde, ince kırışıklıkların giderilmesinde, yüz gençleştirilmesinde, sivilce izleri ve çukurlarının ortadan kaldırılmasında, yara ve yanık izleri ile derin çatlakların neden olduğu izlerin giderilmesinde başarılı sonuçlar elde ediliyor.
Peki bu işlem nasıl yapılıyor? Öncelikle lokal anestezi kremi uygulanan cildin üst tabakası mikro iğnelerle uyarılıyor ve bu alt tabakaya etkilerin iletilmesine yardımcı oluyor. Cildin alt tabakasına fraksiyonel radyo frekans enerjisi ve etkisi verilerek kolajen dokusunun yenilenmesi sağlanıyor. Ultra Lift ile cildimiz problemlerden kurtulurken yüzde uzun kızarıklık, ödem ve kabuklanma gibi işlem sonrası etkiler görülmüyor.
İşlem toplamda 20-25 dakika sürüyor ve 2-3 hafta arayla cildin sorununa bağlı olarak 3-4 defa uygulanması yeterli oluyor. İşlem sonrasında oluşan hafif kızarıklıklar da 4-5 saat içerisinde kayboluyor. Problemsiz ciltlerde de tek seans uygulama yapılarak cildin canlanması sağlanabiliyor.
Yıllar önce bin bir hevesle yapılan ancak zaman içinde eski cazibesini yitiren dövmelerin sildirilmesi için genellikle yaz ayları beklenir. Modası geçmiş ya da anlamını yitirmiş dövmelerin yaz aylarında soğuk hava etkisi yaratmaması için kapı kapı gezip dövme sildirme çareleri arıyorsanız bu yazımızı okumanızda fayda var.
Özellikle sevgililik dönemlerinde sevgilisini mutlu etmek isteyenlerin sıkça başvurduğu “gönül çalma” yöntemi olan dövme modasına ilgiyle takip ettiğimiz ünlü isimler de başvuruyor. İlişkiler bitince de ilk iş dövmeden kurtulmak oluyor. Magazin gündemini belirleyen dövmeler yerini “Neden silindi” sorusuna bırakıyor. Sonra “Nasıl silindi, izi bile yok” deniliyor. Peki, nasıl?
Farklı uygulamalarda kullanılan lazer aynı zamanda bir dövmelerin silinmesinde de başvurulan ender uygulamalardan biri. Lazer ışınları deri yüzeyine zarar vermeden geçerek deri içindeki koyu renkli dövme pigmentine ulaşıyor. Dövme pigmenti lazer ışığını emerek ışıktaki enerjiyi ses ve ısıya dönüştürüyor. Bu sayede deri içindeki büyük parçacıklar halinde bulunan pigment, açığa çıkan enerji ile çevre dokuya zarar vermeden küçük parçacıklara ayrışıyor. Ayrışan dövme boyası vücudun bağışıklık sistemi tarafından daha kolay emilerek yok oluyor.
Pek çok kadının ve erkeğin kâbusu olan siyah noktaların yok edilmesi HydraWave’le mümkün. Böyle bir çözümün var olduğunu duymak bile pek çoğunuza rüya gibi geliyor. Üstelik bunu yaparken elle sıkma işleminin getirdiği acı ve kırmızılıkları istemeyenler de çoğunlukta. İşte HydraWave’in özelliği de siyah noktaları o elle sıkma işlemi olmaksızın yok etmesi. HydraWave’in işleyişini, dalga şeklinde gelen su ve vakumla gözeneklerin temizlenmesi şeklinde özetleyebiliriz.
Cildi arındırdıktan sonra cildin ihtiyaç duyduğu vitamin ve maskelerle bakımı yapılıyor. Bu da bakımın tamamlanması için son derece faydalı bir işlem. Ayda 1 defa yaptırmanızın yeterli olacağı bu bakım yöntemiyle arzu ettiğiniz görünümü yakalayabilirsiniz. HydraWave’in başta da bahsettiğim en önemli özelliği ise sizi eve hapsetmeden, uzun bir iyileşme süreci geçirmeden tamamlanması. Üstelik acısız ve ağrısız olması. Uygulama sonrasında hiçbir ağrı duymadan ve sosyal hayatınızdan uzak kalmadan günlük yaşamınıza dönebilirsiniz.
Toplamda 45-60 dakikanızı ayırarak yararlanabileceğiniz bu sistem, derinlemesine bir cilt temizliği sağlıyor ve sağlıklı cildinizle yüzünüzü güldürüyor. Bu sayede yüzünüzde gördüğünüz ve canınızı sıkan siyah noktalar artık sizin için bir dert olmaktan çıkıyor. Dahası her kadının kurduğu küçük bir allık fırçasını dokundurup sokağa çıkma hayali artık gerçek oluyor. Siyah noktalardan arınmış bir cildin farkı gerçekten gözle görülür biçimde açık.
Güzelliğinize..
Hava sıcaklıklarının yavaş yavaş ısındığı bu dönemde gerek biz kadınlar gerekse erkekleri mutsuz eden hatta kara kara düşündüren konuların başında kol altı kararması geliyor. Özellikle de kolu açıkta bırakan kıyafetlerin tercih edilmemesinin önünde en büyük engel olan kol altı kararması, bu sorunu yaşayanların kollarını özgürce hareket ettirememelerine hatta koşa bucak saklanmasına neden oluyor.
Peki nedir kadınları gülümsemelerinden alıkoyan, erkekleri kısıtlayan bu kol altı kararması sorunu. Kol altı kararması ciltte çoğunlukla kalıtsal olan aşırı pigmentasyon problemidir. Özellikle kadınlık hormonlarının etkisiyle kol altı dışında bacak arasında, genital bölgede ve göbek kısmında da görülebiliyor. Öte yandan sık sık deodorant kullanımı, kol altındaki tüy sorunu nedeniyle epilasyon cihazının sık sık kullanılması, aşırı derecede sıcak ağda kullanımı koltuk altı kararmasının nedenleri olarak gösterilebilir.
Esmer tene sahip kadınlarda ve erkeklerde daha dikkat çekici bir hal alan kol altı kararmasının önlenebilmesi için öncelikle bir uzmana başvurmanızı tavsiye ederim. Kol altı kararmasının asıl nedeni uzman tarafından belirlendikten sonra çözüme geçilmelidir. Eğer kol altı kararmasının nedeni herhangi bir hastalık ise, bu hastalık tedavi edilmelidir. Ancak kıllanmayı gidermek için hatalı işlemlerin ardından da kol altı kararması görülebilir. Bunu önleyebilmek için lazer yöntemle epilasyon yapımı başarılı bir şekilde çözülebilir. Lazer yöntem sık sık yapılmadığı için kol kararmasının önüne geçilmiş olabilir. Kimyasal peeling de uygulamak bu sorunun çözümü olabilir.
KOL ALTI KARARMALARINA KİMYASAL PEELİNGLİ ÇÖZÜM
İster makyaj yapılsın ister yapılmasın her gün ciltte biriken yağın temizlenmesi gerekiyor. Gün sonunda yapılması gereken cilt temizliği sırasında cilde en uygun ürünlerin tercih edilmesi daha sağlıklı bir cildin kazanılmasını sağlar. Cildiniz kuru ise, süt, losyon veya özel yağlarla zenginleştirilmiş yıkama jelleriyle, karma ya da yağlı bir cilde sahipseniz yıkama jelleri ile cildinizi temizleyebilirsiniz. Sivilceye yatkın cildim var diyorsanız bazı asit içerikli yıkama jellerini kullanmanızı öneririm. Cildi temizlenmesi sırasında hepimizin yaptığı ortak bir yanlış var. Cildimizi temizlerken ovamamalı sadece ılık su ile yavaş dairesel hareketlerle masaj yaparak temizlemeliyiz. Daha sonra cildimizi su ile temizleyip kağıt havlu yardımıyla hafif tamponlar yaparak cildimizin nemini alabiliriz.
Yüzümüzün nemini alırken kullandığımız havlulara da son derece dikkat etmeliyiz. Çünkü yüzümüzü temizlemek için kullandığımız havlular bakteri barındırır. Bu da sivilceli ciltlerin havlu temizliğine daha bir dikkat etmesi gerekiyor. Hele ki evde ki havluyu diğer aile bireyleri de kullanıyorsa cildiniz için çok da sağlıklı olmadığını hatırlatayım. Ayrıca yastık kılıflarını da sık sık değiştirmeniz benden size bir dost tavsiyesi.
Cildimizi temizleyip nemini aldıktan sonra mutlaka cilt tipimize uygun tonik veya thermale tonik sprerylerden kullanmalıyız. Çünkü cilt temizleyici yıkama jelleri veya sütler ciltteki yağı, kiri ve makyajı çözdükten sonra cildimiz tamamen temizlenmiş olmaz. Bazı kir ve keratin pulları gibi erimeyen maddeler yüzde kalmış olabilir ve bunlarda ancak tonik ile temizlenebilir. Bunun en güzel örneği ise cildinizi çok iyi temizlediğinizi düşünmenize rağmen pamuk yardımı ile tonik kullandıktan sonra pamuğa baktığınız zaman ne kadar kir kaldığını görebilmeniz. Cilt temizliğinizi yaptıktan sonra en son mutlaka bir miktar pamuğu tonikleyerek cildinize uygulayın pamukta kir kalmayana kadar işlemi tekrarlayıp sonra yüzünüzü tekrar suyla temizleyip kurulayın.
Ciltte biriken ölü deri, temizleyici artıkları, makyaj, kir artıkları gözenekleri tıkayarak gözeneklerin genişlemesine neden olurlar. Tonikler bunları temizlediği için cildinize bakım uygulamadığınız zaman sürece tekrar eski hallerine dönerler. Tabi aşırı genişlemiş gözenekleriniz için profesyonel destek almanız şart olabilir gerekli uygulamalar yapıldıktan sonra cilt temizliğine daha dikkat ederek genişlemelerinin önüne geçebilirsiniz.
İster kadın olsun ister erkek olsun her ikisinin de daha çekici olmasını sağlayan öğe saçlar. Daha sağlıklı ve gür saçlar her zaman dikkat çekici olmuştur. Zira gösteri dünyasında da gözlerimiz kişinin saçlarına odaklanır.Saç dökülmeleri bazılarımızda normal düzeyde seyrederken bazılarımızda ciddi dökülmeler gözlemleniyor. Önlem alınmadığı, bakımları yapılmadığı daha da önemlisi uzman gözüyle kontrol edilmediği zaman bu seyrelme artarak yerini ciddi anlama bir kellik soruna bırakıyor. Saç dökülmesinin nedenlerine baktığımız zaman ise tek bir sebep saymak mümkün olmuyor. Nedenleri saptayabilmek için bazı testler gerekiyor ki bu testler sonucunda uygun olan tedavi protokolleri probleminize göre hazırlanabilsin. Saç dökülmesi ya da var olan saçların canlanması için tercih edile bilinecek uygulamalar saç mezoterapisi ve prp uygulamasıdır.
Saç Mezoterapisi
Saç dökülmesini durdurmak, azaltmak, var olan saçın kalitesini artırmak ve/veya yeni saç çıkışını aktif hale getirmek için belli periyotlarda saçlı deriye uygulanan bir tedavi şeklidir. İşlem ortalama 10 seans, her seans ise yaklaşık 15 dakika süren uygulama özel saç mezoterapisi iğnesi ve özel ilaç karışımları ile yapılıyor. Seanslar haftalık, on beş günlük ve aylık periyotlarla yapılıyor. Saç mezoterapisi, tüm dünyada saç dökülmesini önlemek amacıyla uygulanan bir yöntem. Amaca uygun olarak seçilen ilaç karışımları, bölgesel olarak küçük dozlarda özel iğneler ve özel bir teknikle cilt içine veriliyor ve derinin orta tabakasında bulunan kılcal damar uçlarına ulaşan ilaç süratle etkisini gösteriyor.
Saç Prp Uygulaması
Prp Uygulası saç dökülmesi, var olan saçın kalitesini artırmak, saç çıkışını aktif hale getirmek için tercih edilen bir diğer uygulama. Bu tedavi için sizden yaklaşık 10-15 cc kan alınıyor ve özel bir kit içinde santrifüj ile pür PRP elde ediliyor. Bu trombositten zengin plazma, hücreleri tedavi etmekte çok etkili olan büyüme faktörlerini, kök hücreleri, proteinleri barındırıyor. Bu elde edilen plazma saçlı deriye ufak iğneler ile yüzeysel enjeksiyon tekniği ile 1 cm’lik aralarla uygulanıyor. Daha sonra ise kalan miktar uygulama yapılan bölgeye püskürme tekniği ile verilerek işlem tamamlanıyor. Prp uygulaması 3-4 hafta aralıklarla probleminize göre 4-6 seans uygulanıyor. Bu uygulama biraz önce anlattığım saç mezoterapisi ile de kombine olarak da uygulanabiliyor.
Enjeksiyondan çekinenler için bu iki uygulamanın da roller, stamp yöntemleri ile yaoılabildiğini söyleyebilirim. Korkmadan, çekinmeden daha sağlıklı ve gür saçlara kavuşmak mümkün.
Bölgesel fazlalıklar için önerebileceğim uygulamalardan biri soğuk lipoliz. Bu uygulamada yağ hücreleri dondurularak işlevsiz hale getirilip, onların yok olması sağlanıyor. Bu yöntemle önce -7 ile -10 dereceye kadar doku soğutuluyor. Daha sonra vakum terapi ve negatif basınç ile masaj uygulanıyor. Ortalama 4- 6 ayda bir seans olarak gerçekleşen ve yaklaşık 60 dakika süren bir uygulama ile dokuda yüksek miktarda yağ yıkımı gerçekleşiyor. Seans etkileri 1– 45 gün içinde, yoğun bir yağ kaybı ve incelme şeklinde kendini gösteriyor.
Selülit sorunu için dünyada kabul gören Smoothshapes’i önerebilirim. ‘Smoothshapes, lazer & vakumla çalışan ve ABD’de selülit tedavisinde FDA onayı almış ameliyatsız bir uygulama. Photomology adı verilen teknoloji nedeniyle sonuçları kalıcı. Bu uygulamadaki lazerin diğer lazerlerden farkı ise üzerindeki vakum aparatı. Uygulamayı işler kılan vakum, son derece yumuşak ve cildi rahatsız etmeyecek şekilde yapılıyor. Uygulama, problemin derecesine göre 8- 12 seans olarak öneriliyor. Haftada 2 seanstan 4- 6 haftaya dek sürebildiği gibi, 8 gün üst üste uygulanarak daha kısa sürede de tamamlanabiliyor. Bu da biz sabırsız kadınların hayal ettiği gibi bir özellik.
Uygulama sonrasında portakal kabuğu görünümü azalıp giderek yok olurken 1-2 ay içinde değişimler daha net olarak görülüyor. Sonuçta yağ fazlalıkları azaldıkça vücut kontürü belirginleşiyor ve cilt ipeksi bir görünüm kazanıyor. Tabii ki selülitin baş düşmanı su. Bunu asla unutmuyor ve bu uygulama sürecinde de sürekli su içiyoruz.
Güzelliğinize.