Sağlık İl Müdürü’yle birlikte kedisi de makam değiştirdi

İstanbul Sağlık İl Müdürü Prof. Dr. Ali İhsan Dokucu, makamını çok sevdiği kedisi Paşa’yla paylaşıyor. Şişli Etfal Hastanesi’nde başhekimlik yaparken de onu yanından ayırmamıştı.

Dokucu’nun evinde bir kedisi daha var. Paşa’yı haftasonları “evci” çıkarıyor, evdeki İran kedisi Karabiber ile oyun oynuyorlar. Pazartesi olunca Paşa ve Dokucu, birlikte işbaşı yapıyor.

Mesude ERŞAN
Ali İhsan Dokucu, Paşa’yı “oğlum” diye seviyor. Paşa kah koltuğunda, kah arkasındaki yüksek dolabın üzerinde... Canı isterse, İl Sağlık Müdürü’nün resmi evrakları imzaladığı, toplantı yaptığı masaya yayılıyor.
Bu siyam kedisi, Dokucu ailesine 2.5 yıl evvel, henüz çok küçükken katıldı. Onlarınki, ilk görüşte aşk. Ali İhsan Dokucu, eve değil başhekimi olduğu hastaneye aldı Paşa’yı. Hiç de korktuğu gibi olmadı, kedi hastanede yadırganmadı. Hatta sadece onu sevmek için başhekimliğe gelenler vardı.
Paşa başta her kedi gibi meraklıydı. Dışarıdaki hayatı görmek için firar etti. Tam 3 gün sonra geri döndüğünde, yaralanmış, zarar görmüştü. Kulağında, yaşadığı travmaların izlerini hala taşıyor. O günden beri daha ürkek, kaçmaya teşebbüs etmiyor. Camdan dışarıyı seyretmekle yetiniyor.
Sekiz ay önce Sağlık İl Müdürlüğü’ne atanan Prof. Dr. Dokucu, Paşa’yı hemen müdürlüğe götürmedi. Önce nabız yokladı. Kaleminde çalışanlara, personele “Nasıl olur?” diye sordu. Aldığı yanıtların büyük çoğunluğu olumlu olunca, kedisini yeniden yanına aldı.
“Paşa’nın uyuklamaktan en çok hoşlandığı yer koltuğum. Arkadaşım gibi, burada olması benim için rahatlatıcı. Beni özlediğini hissediyorum. İlk getirdiğimde başta korktu, saklandı. Sonra yavaş yavaş ortaya çıkmaya başladı. Bazı yardımcılarım kedilerden çekiniyor. Ama o benim dışımda arkadaşlar edinmeyi başardı. Toplantılarımı bile uzaktan, çıktığı dolapların üzeriden sessizce izliyor” diyor.

SOKAK KEDİLERİNİ BESLİYOR

Sadece evdeki iki kediye değil, sokaklarda yaşayanlara karşı da büyük bir sevgi beslediğini anlatan Dokucu, “Akşamları geç saatte eve dönüyorum. Gelişimi gözleyen 3 sokak kedisi var. Beni nerede beklediklerini biliyorum. Eve uğruyorum, elimdekileri bırakıyorum, eşimin hazırladığı mamalarla onları da besliyorum. Medeniyet arttıkça çöp olmuyor, onlar da aç kalıyor. Su içecekleri kap bile yok. Onlar için hayat zor” diyor.

Hastane mutfağından artanları barınaklara vereceğim

“Medeniyetin hayvan dostu olmadığını çok acı bir şekilde görüyorum ve çok üzülüyorum. Sadece kediler değil sokak köpekleri de beni üzen konulardan. Belgrad Ormanları’nda ve Kemerburgaz yolunda terkedilmiş, aç kalmış köpekleri görüyorum. Sahipleri oraya bırakıp, açlığa yani ölüme mahkum etmiş. Onlar alışık olmadıkları doğa şartlarında ne yapsın! Köpeklerin ve diğer hayvanların şehir hayatından çekildiğini gözlüyorum. Bu da benim için bir üzüntü kaynağı. Tamam, şehirde kontrol dışı hayvanların bulunması doğru değil. Ama kontrol de hayvanların zehirlenmesi, itlafıyla olmaz. Hayvan barınaklarının bir kaçını gördüm. Kötünün iyisi. Hayvanlar orada aç kalmıyor ama hareket edemiyor, özgürlükleri yok. İnsanlar ve hayvanlar arasında daha insani bir denge kurulabileceğini düşünüyorum. Sokak hayvanlarını koruyan derneklerle temasım oldu. Hastanelerimizin mutfaklarından çıkan, uygun bazı gıdaları barınaklara verme konusunda destek sözü verdim.”

Ne zaman kısırlaştırmalı

Kedi ve köpeklerin kısırlaştırılması hakkında kulaktan kulağa yayılan, çoğu kez doğru olmayan bilgiler, tüm evcil hayvan sahiplerinin kafasını karıştırabiliyor.
Kısırlaştırma, kedi ve köpek nüfusunun kontrol edilebilmesi, evcil hayvanlarda görülen kalıtsal hastalıkların aktarılmasının önlenmesi, ırk özelliklerinin korunması ve bazı sağlık avantajları elde edilmesi amacıyla yaygın olarak uygulanmakta ve önerilmekte.
Evcil hayvan sağlığına verilen önemin gelişmiş olduğu ülkelerde, kedi ve köpekler genellikle 5-8 aylık dönemde kısırlaştırılır. Hatta son yıllarda yapılan çalışmalar, 2 aylık gibi çok erken bir dönemden itibaren kısırlaştırmanın, daha önceleri kaygı duyulan büyüme ile ilgili problemleri oluşturmadığını ortaya koyar nitelikte.
Burada asıl önemli olan, onun doğurmasını ve yavru yapmasını isteyip istemediğiniz. Şahsi olarak belirtmek istediğim önemli bir konu ise, özellikle Ankara ve Van kedisi, Kangal ve Anadolu çoban köpeği gibi, ülkemize özgü evcil hayvan ırklarının ortadan kalkmaması ve hiç değilse mevcut sayılarının korunması için bir veya birkaç kez kendi ırkından saf olanlar ile çiftleşmesine ve üremesine imkan tanınmasının akılda tutulması.

FAYDALARI NELER

Avantajlarını kısaca şöyle sıralayabiliriz:
* Dişilerde üreme organlarının yani rahim ve yumurtalıkların kanser olma riskini ortadan kaldırır.
* Meme kanseri riskini ciddi oranda azaltır.
* Pyometra gibi üreme organlarına yönelik enfeksiyonların ortaya çıkma riskini ortadan kaldırır.
* Erkeklerde prostat ve testis kanserleri riskini ortadan kaldırır.
* Üreme organlarında görülen enfeksiyonların oluşmasını engeller.
* Özellikle dişi köpeklerde çok sık görülen “yalancı (hayali) gebelik” ve buna bağlı sağlık problemlerini ortadan kaldırır.

DOĞRU BİLDİĞİMİZ YANLIŞLAR

* Bir kez çiftleştirdikten sonra kısırlaştırırsam kanser olma riski azalır veya bir kez çiftleştirip kısırlaştırırsam bu onun karakterini olumlu etkiler ve onu olgunlaştırır.
Yapılan çalışmalar, köpeklerin hamilelik sırasındaki yaşadığı hormon düzeylerinin farklılaşması nedeniyle ortaya çıkan fiziksel, metabolik ve davranışa yönelik değişikliklerin geri dönüşümlü olduğunu ve süt emzirme döneminden bir süre sonra kedi ve köpeğin eski konumuna döndüğünü gösteriyor. Kanser riski ise çiftleşme ile ilgili değil. Ne kadar erken kısırlaştırılırsa kanser riski o kadar azalır.
* Kısırlaştırıldıktan sonra kedi ve köpekler daha hareketsiz ve tembel olur, kilo alır.
Bu, çoğu kez kedi ve köpek sahipleri öyle olduğunu düşündüğü için ortaya çıkan bir sonuç. Normal günlük aktivitelerine devam eden ve dengeli beslenen hayvanlar, kısırlaştırıldıktan sonra tembellik ve kilo almak gibi değişiklikler yaşamaz.

PAKO PANO

* İki kardeşler, çok büyük özenle evde büyütüldüler. Şimdi 3.5 aylıklar ve çok güzel mama yiyorlar. Tuvalet alışkanlıkları var. İç ve dış parazit tedavileri yapıldı. Tek istekleri sıcak ve sevgi dolu bir yuva. İstanbul Tel: (555) 986 97 30 - (216) 384 51 65.

* Boncuk, 3,5 aylık, erkek bir kedi. İlk aşıları yapıldı, tuvalet terbiyesi var. Bu cana yakın ve uyumlu kediyi yanına almak isteyenler (532) 416 81 47 numaralı telefonu arayabilirler. İstanbul.

* Tekir kız Cici’ye hayatı boyunca sevgi ile bakılacağı bir yuva arıyoruz. Gayet sağlıklı ve oyuncu. Yaklaşık 9 aylık ve kısırlaştırıldı. Dışarıya alışkın olduğu için bahçeli bir yuva tercih sebebi. İstanbul Tel: (531) 317 28 71.
Yazarın Tüm Yazıları