SORU: Dokuz yaşında erkek siyam kedim var. Çok ciddi bir sorunumuz var, evde çeşitli yerlere sürekli olarak çiş yapıyor. Bu da kötü bir kokuya sebep oluyor. Kısırlaştırılırsa yapmaz diyenler var. Ne yapmamı öneriyorsunuz? / A. Binnur Mürver
CEVAP: Birçok hayvan sahibi kedilerin idrar püskürtmesi ile tuvalet ihtiyacı gidermesini birbirine karıştırsa da, idrar püskürtme kediler için normal bir durumdur. İdrar püskürtme yaşam alanını belirlemek için kalıtsal bir davranıştır ve tuvalet ihtiyacını gidermek için yapılmaz. Bu davranış, mobilya ve duvar gibi dikey yüzeylere kedinin bir miktar idrar püskürterek o bölgeyi kendisinin olarak tanımlaması veya diğer kedilerin bıraktığı kokuyu kaplamak için yaptığı bir normal davranıştır.
İdrar püskürtmenin farklı sebepleri ve bu sıkıntıyı ortadan kaldırmanın farklı çözümleri olabilir:
* İdrar püskürtmeyi engellemek için ilk öneri, erkek kedinin 6 aylık olmadan önce kısırlaştırılmasıdır. Genç dönemde kısırlaştırılmış kedilerin yüzde 90’ında idrar püskürtme görülmemektedir.
* İdrar püskürtme için en önemli sebeplerden biri de, dışarıyı seyrederken bile olsa başka kedileri fark etmesi ve kendi alanını işaretleme ihtiyacı duymasıdır. Dışarıdaki kedileri görmesini engellemek için alacağınız tedbirler kısmen işe yarayabilir. Camın önündeki mobilyaları kaldırmak ve camın alt kısmını kaplamak gibi...
* Evde birden fazla kediniz varsa, birbirleri ile rekabete girip sürekli olarak alan belirlemeye çalışabilirler. Rekabeti ortadan kaldırmak için hepsiyle aynı anda oynayıp, her birine aynı alaka ve özeni göstermeniz faydalı olacaktır. Birlikte uyumaları ve birlikte yemek yemeleri de yarar sağlayabilir.
* Kedinizin yaşadığı alanda yapılan değişiklikler de onu yeniden alan belirlemek için idrar püskürtmeye sevk edebilir. Bu nedenle mama ve kum kabını; uyuduğu yerle ilgili eşyaların yerini mümkün mertebe değiştirmeyin.
* Kedinizin idrar püskürttüğü spesifik yerler varsa o bölgelerden uzaklaştırmak için hazırlanmış özel kokuları kullanabilirsiniz. Kedinin idrar püskürttüğü yerleri temizlemek için doğal enzimler içeren ve kokuyu ortadan kaldıran özel ürünler kullanabilirsiniz.
Eğer kediniz idrar püskürtme dışında tuvalet ihtiyacını da kum kabı dışında yerlerde gideriyorsa mutlaka veteriner hekiminize danışıp başta idrar yolu problemleri olmak üzere bu soruna yol açabilecek diğer hastalıklar açısından kedinizi kontrol ettirmelisiniz.
Hayvanseverler dünyasında yeni tartışma Tasarlanmış köpekler
Eşiniz Labrador istiyor, siz kaniş... Ya da ailenize bir köpek katmak istiyorsunuz ama çocuğunuzun tüy alerjisi var ve bu yüzden kararsızsınız. Peki bu durumda ne yaparsınız? Avrupalılar ve Amerikalılar çözümü bulmuş gibi gözüküyor: Designer Dog (Tasarlanmış Köpek) başlığı altında üretilen cinslerden birini almak. Safkanlığı bozularak, ırk karışımıyla üretilen bu köpekler iyi huylu, tüy dökmüyor ve en önemlisi alerjiye sebep olmuyor. Üstelik güzel görünüyorlar, hem de çok sempatik ırk isimleri var: Labradoodle, Cockapoo, Bagel... Ama bu yeni ırklar moda olduğu gerekçesiyle ve ileride hastalıkların çıkabileceği endişesiyle büyük tartışmalara sebep oluyor.
Dünyada son 10 yıldır yükselen trend, safkan ırkları karıştırarak, yeni türler yaratmak. Buna ‘Designer Dog’ deniyor. Türkiye zaten karışmış ırklar cenneti, sokaklarda binlerce sahipsiz ve yarı cins köpek yaşıyor. İşte bu sahipsiz köpekler yeni ırklar yaratılmak üzere, laboratuvarlarda, genetik araştırmalar sonucunda çiftleştiriliyor, birbirine en uygun ırklar bulunmaya çalışılıyor.
En popüler melez-ırk, Labradoodle olarak bilinen, Labrador ve Kaniş karışımı. Bu ikilinin çiftleşmesi sonucu çıkan yavrular anne ve babalarının en iyi özelliklerini alıyor: Kaniş’in aklı, mesafesi, narin yapısı, tüy dökmeme ve alerjik olmama özelliği; Labrador’un coşkusu, sevgisi, insana olan yakınlığı ve sadakati.
İki türün karışımı 1970’lerde Avustralya’da başlamış. Körler için köpek eğiten Guide Dogs Victoria adlı şirket ‘Alerjiye sebep olmayan bir rehber köpek yaratın’ talebi üzerine bu iki ırkı çiftleştirmiş. Hedeflenen sonuca istenildiği ölçüde ulaşılamamış ama Labradoodle’lar iyi bir kör rehberi olmuş. Yardım ve sağlık amacıyla başlanan bu ırk karıştırma girişimi, son yılların moda akımına ilham kaynağı olmuş.
Melez ırk yaratmanın bir faydası da, safkanların mustarip olduğu genetik hastalıkları azaltmak. Bir Alman Kurdu’nun 89 kalıtımsal rahatsızlıkla dünyaya gelme ihtimali gözönüne alınırsa bu yöntem pek de mantıksız değil gibi. Ancak bazı uzmanlar problemlerden uzak gözüken yeni ırkların, ileride kendi hastalıklarını üreteceğini düşünüyor.
Bir başka endişe ise, bu köpeklerin karakterleri konusunda. Amerikalı ve Avrupalı uzmanlar, özellikle de genetikle haşır neşir olanlar, melez ırkların ani davranış bozuklukları gösterebileceğini düşünüyor.
Bunun geçici bir toplumsal heves olduğunu savunanlar, ‘ırkları karıştırmak, kulağa hoş gelen modavari isimler vermek ve bir yavru için binlerce dolar talep etmek pek de akıl kárı değil ve geçici olmaya mahkum’ diyor.
Amerikalı bir pet dergisi editörü ‘Bu köpekler toplumların markalara ne kadar bağımlı olduğunun bir kanıtı. Köpeğinizin Cocker ve Kaniş karışımı olması yetmiyor, cinsinin Cockapoo olması lazım ki rahat edesiniz’ diyor.
EN ÇOK TERCİH EDİLEN MELEZLER
Amaca yönelik melez köpeklerin oluşumunda, bir taraf çoğunlukla Kaniş türü köpekler. Bugüne kadar orta ve iri boy köpekler karıştırılırken, şimdilerde Malteser, Shi-tzu, Jack Russell Terrier cinsi ufak boylarla Kaniş türlerini çiftleştirmek de deneniyor.
3Labradoodle: Labrador ve Kaniş melezi
3 Yorkipoo: Yorkshire Terrier ve Kaniş melezi
3 Cockapoo: Cocker ve Kaniş melezi 3Schnoodle: Schnauzer ve Kaniş melezi
3 Bagel: Beagel ve Basset melezi 3 Spanador: Cocker Spaniel ve Labrador melezi
FELAKETLER EKSİK DEĞİL
Designer Dog kavramı çıktığından beri, birçok bilinçsiz köpek üreticisi hayvanları kafasına göre çiftleştirmeye başladı. Ancak genetik bilgilerin ve araştırmaların eksikliği, felaketlerin de çıkmasına sebep olabiliyor. Örneğin bir Pug ve Pekinese’in çiftleşmesinden, korkunç görünümlü olduğu kadar, sağlıksız bir yavru çıkıyor. Bu iki cinsin de gözleri dışarı doğru çıkık ve yanakların üzerine taşıyor. Melez yavrunun yüzünü gözünüzün önüne getirmeye çalışın: Gözleri yuvalarından fırlamış ve görme yeteneğine sahip olmayan bir çift göz... Aynı şekilde Newfoundland ve St. Bernard’ların çiftleşmesi sonucu, bir yaşına gelmeden kalça operasyonu geçirmesi gereken sakat yavrular doğuyor.
HER ŞEY İHTİYAÇ İÇİN
İnsanların köpekleri evcilleştirme süreci bundan 14 bin sene geriye gidiyor. Avlanma, bekçilik, evde çocukların altını temizleme gibi ihtiyaçlara göre seçim yapılması, köpeklerde ırkların ortaya çıkmasına sebep oldu. 20’nci yüzyılda insanoğlu ihtiyaçları doğrultusunda bizzat köpek ırkı yaratmaya başladı. Örneğin safkan kızak köpekleri, uzun tüyleri ve vücutlarının yarışta fazla ısınması yüzünden, yüksek hızla koşan ırklarla çiftleştirilmeye başlandı. Açlığa, kar fırtınalarına, dev sivrisineklerin saldırılarına ve eksi 50 dereceye dayanıklı köpeklerden, ‘istenildiği gibi’ hızlı koşan; ama maalesef soğuklara dayanamayan, geceleri çadırda ve örtüler arasında geçirmek zorunda olan cinsler çıktı. Saldırgan köpeklere meraklı olanlar, özellikle mafya patronlarının talepleri doğrultusunda, dünyanın birbirinden çok uzak bölgelerinde yaşayan ırklar çaprazlandı. Birbirinden saldırgan yeni türler geliştirildi.
KRİTERLERİ DE TARTIŞMA KONUSU
Melez ırkların başlıbaşına bir ırk olarak kabul edilmesi için gereken kriterler bile tartışma konusu. Amerika’da o cinsten en az 300 tane olması ve en az 20 eyalette ticaretinin yapılması yeterli diyenler varken, Avrupa’da ilk üretimin üzerinden en az 30 jenerasyon geçmesi gerektiği savunuluyor. Köpeklerde bir jenerasyonun altı aya denk geldiğine bakılırsa, bu 15 sene demek. American Kennel Club’ın halihazırda tanıdığı ve kabul ettiği 150 ırk var, Labradoodle da yakında bu listeye girecek gibi duruyor.Evrim SÜMER
Pako pano
Biz aile arayan 8 kardeşiz. İzmir’de bize iyi bakacak hayvanseverlerden haber bekliyoruz. Bahçeli ev tercihimizdir. pelinbulanalp@yahoo.com; (0532) 521 1222; (0535) 427 01 80.
n 3 yaşında erkek Beagle’ım, çok yakışıklıyım. Patime dişi patisi değmedi, mutlu bir izdivaç yapmak istiyorum. (0532) 493 61 92.
n 9 aylık 2 dişi kediye Bursa’da yeni aileler arıyoruz. (0224) 443 23 04.
n Bahçede baktığımız 7 aylık Kaniş’i ve 1.5 yaşındaki hamile av köpeğini sahiplendirmek istiyoruz. (0216) 353 36 21.
n Sokakta bulunan 1 yaşlarında oldukça minyon, arka bacaklarından biri olmayan sarı siyah dişi kediciğe yuva arıyoruz. (0546) 775 50 46.
n Yaşadığı çevredeki insanlardan zarar görme olasılığı yüksek hamile Tekir kediciğe birkaç aylığına geçici olarak bakacak bir yuva aranıyor. (0533) 529 16 51.