Kuralların götürdüğü yere git!

ZATEN budur yaptığımız.

Benim bildiğim, yüreğinin götürdüğü yere gitmeyi kalkanı eşek sudan gelinceye kadar dövüyorlar. Mecburen vazgeçiyor insan.

‘‘Hah şöyle! Adam ol!’’ diyorlar.

İşte insan için en çok bu zamanlarda üzülüyorum.

‘‘Peki, sizin istediğiniz olsun’’ dediği,

Boyun eğdiği,

Kuzu kuzu ağıla girdiği zamanlarda...

Yine o malum, yazıla yazıla suyu çıkmış mevzudan örnek vereceğim. Kadın erkek mevzuundan. En çok kadın-erkek-öteki kadın ilişkisinde oluyor galiba. En azından en göze görünür diyeyim.

***

Şimdi erkek kalkmış karısının üzerine bir kadın daha sevmiş. Keşke olmasa ama oluyor işte. Ne yapacaksınız, gönül bu.

Ama áşık yakınları ‘‘Gönül bu’’ demiyorlar tabii. Onun yerine adamı döve döve doğru bildikleri yola getiriyorlar. Döve döve dediysem bildiğimiz dayak değil elbet. Gerçi belki onu da yapan vardır.

Eş, çocuk, ana, baba, kardeş, hala, dayı. Artık Allah akraba nevinden ne verdiyse, elde fener doğru yolu gösteriyorlar.

Ayol, adam sevmiş işte. Zaten bıraksanız azzz sonra kendiliğinden bitecek büyük ihtimalle.

Yok olmaz!

Ağlaya ağlaya ayrılanları bilirim. Adam döner çoluk çocuğuna ama yarı ölü olarak.

Fakat kimin umurunda?

O sırada herkes birbirine ‘‘çak’’ yapmaktadır. Kazandılar ya...

Adam bir süre sonra unutmuş görünür. Normale döner hayatı. Artık normal neyse... ‘‘Evcilik oyununu kurallarına göre oynamak’’ diyelim.

‘‘Bak geçti işte’’ derler, ‘‘İyi ki mani olmuşuz.’’

Hiç de geçmez aslında. Ruh da gözle görünen bir şey olsa beden gibi... Anlarlar geçmediğini.

İşte bu süreci yaşayan erkeklere çok üzülüyorum. O çaresiz kuzulaşma hallerine. ‘‘Kadınlara üzülmüyor musun?’’ diyeceksiniz. Kadınlarda olmaz bu pek. Onları kimse yolundan döndüremez zira. Bütün dünya pusula kesilse gidecekleri yere gider onlar.

***

Hiçbirimizin ruh sağlığının yerinde olmadığının farkındasınızdır herhalde. Belki de bundandır, yani hiç kendi haline bırakılmadığından.

Yasak, ayıp, günah.

Bunlarla örülü hayatı. Ve geldiği nokta için bilmem ne düşünüyorsunuz.

‘‘Bu müdahaleler olmasa esas o zaman deliler koğuşuna döner bu dünya’’ diyenler çıkacaktır.

Nereden biliyorsunuz?

Kuralların olmadığı bir günümüz geçti mi ki? Yine evliliğe döneceğim.

Aslında evlilik insan haklarına aykırı. Hiçbir rejim insana böyle eziyet, böye baskı uygulamadı. Böyle kurallar koymadı. Bakışlara bile yasak getirildiği görülmedi.

Ne diyeyim...

Kuralların götürdüğü yere gitmeye devam edin. Bakarsınız bir mucize olur mutlu olursunuz. Allah'tan ümit kesilmez.


MIŞ-MUŞ


Damdan düşme mevsimindeymişiz.

O bitince sobadan zehirlenme mevsimi başlayacak.

*

Erdoğan, ‘‘Ülke soyulmuş’’ demiş.

‘‘Çivi çiviyi söker’’ demesin de...

*

Vergi kaçıran birisinin beş yıllık zamanaşımı süresince yakalanma olasılığı sadece yüzde 15'miş.

Bildirir, gereğinin yapılmasını mükelleflerin keyiflerine arz ederiz.
Yazarın Tüm Yazıları