Acaba şu ağzından çıkanı kulağı duymayanlar olmasa bizim halimiz nice olurdu?
Ne yazar ne çizerdik?
Şükür bu sefer de İsmet Özel yetişti.
‘‘Kadın erkeğin kölesi olmalıdır’’ buyurdu.
Şimdilik tabii. Yarın ne buyurur belli olmaz. Zira kendisi sosyalistken İslami dünya görüşüne geçmiş, yakın bir geçmişte oradan da kopmuştur. Şu anda ne tarafta olduğu meçhuldür. Bir tek kadınların tarafında olmadığı kesindir.
Zaten adam gibi adam kıtlığı var ortada, İsmet Özel'i de böyle kaybettik.
*
Fakat bir yandan da hak vermiyor değilim kendisine.
Yok, kölelik hususunda değil, başka şeyler de söylemiş de...
Misal, ‘‘Her şey cinselliktir’’ demiş.
Haklı bence.
Her ne kadar ısrarla aksini savunsak da söylenenler süslü laflar olarak havada asılı kalmakta, pratikte çeşitli vesilelerle Hanya'yı Konya'yı görmekteyiz.
Bir misal daha...
Zamanında sevdiği kızın kendisiyle evlenmemesi nedeniyle kadınlara hınç duyuyormuş.
Duyar duyar...
İnsan ister istemez etkisinde kalıyor yaşadıklarının. Ben de bir zamanlar sokak kedilerine mama dağıtırken erkek kedileri pas geçiyordum ki ne kadar hayvansever olduğumu bilirsiniz.
Hepimiz yaparız birinin suçunu bir kesime mal etme yanlışlığını. Bir İzmirliden kazık yemiştir biri, ‘‘İzmirliler yaramaz’’ der geçer.
Dünya hınç duyulan topluluklarla doludur.
‘‘Politikacı milleti...’’
‘‘Falanca takımın taraftarları...’’
‘‘Yazar çizer kısmı...’’
İsmet Özel'inki de bunun gibi bir şey işte. İnsandır ne yapacaksınız.
Sonra şu da var:
Dövenlerin, sövenlerin...
Aldatıp da gidenlerin...
Büyük ihtimalle hınçları falan yoktur kadınlara.
Keşke olsa... Elle tutulur bir mazeretleri olurdu hiç olmazsa.
İsmet Özel'in bir şey yaptığı yok. Konuşup oturuyor. Ötekilerden evladır.
Ama kölelik hususu...
Olacak iş değil İsmet Bey'cim.
Hıncı biraz abartmışsınız.
*
Bari bir faydası olsa
‘‘Erkekseniz teker teker gelin’’ diyeceğim ama, bunlar erkek olmadıklarından bir mana ifade etmeyecek.
Neyse... Geçen hafta bu konudaki ciddi fikrimi belirtmiştim, bu sefer olaya başka pencereden bakayım diyorum.
Kaset patlaması yaşıyoruz.
Milletçe daha birincinin tadını çıkaramadan öteki geldi.
Gerçi ikincisinde popüler birileri yok. Kim tanır Sultanbeyli Belediye Başkanı'yla Özel Kalem Müdürü'nü? Oranın halkıyla, partililer.
Fakat yine de gazetelerde fazlasıyla yerini aldı. İçinde seks olsun yeter ki. İki sümüklü böceğin çiftleşmesi bile olabilir.
Bizim kadar bu işlere meraklı bir toplum yoktur. Okuruz, seyrederiz, gözetleriz, dilimizden düşürmeyiz...
Bir kahvenin önünden geçin kadın olarak... Zannedersiniz içeride ‘‘Yurttan Eros'lar Topluluğu’’ var.
Fakat uygulamadaki başarımız için bir şey diyemeyeceğim.
‘‘Nereden biliyorsun herkesin seks hayatını?’’ diyeceksiniz.
Tahmin ediyorum.
Kişilerin, cinsel hayatına ayna olabilecek bir sürü davranışı vardır. İnanmazsanız sosyologlara, psikologlara sorun.
Şimdi, diyeceğim şu:
Şantaj falan kötü tabii. Ama ‘‘Her şerden bir hayır doğar’’ tezinin bu hususta da doğrulanmasını canı gönülden diliyorum.
Seyretme şansına erişenleri bir adım öne götürecek icraatlar mevcuttur inşallah kasetlerde.
Yok, ‘‘Bizim oğlan bina okur, döner döner yine okur’’ misali görüntülerle doluysa, iki kere yanarım bu işe.
MIŞ-MUŞ
Aydın Menderes DYP'ye dönmüş.
Aydın Bey durduğu yerde dursa, memlekete faydası dokunacak lakin şehirlerarası otobüs gibi adeta.
Öğrencilere dağıtılan ilkokul ders kitapları imla hatalarıyla doluymuş.
İyi, çocuklar ileride köşe yazarı falan olmaya kalkarlarsa yadırganmazlar hiç olmazsa.
Evlilik artık ‘‘kutsal’’ değilmiş.
İçinde porno, şiddet, aldatma, kin olan şey nasıl ‘‘kutsal’’ oluyordu anlamıyordum zaten.
Birlikte alışverişe çıkan çiftlerin 72 dakika sonra ayrılması şartmış.