İnsan dediğiniz sıkılan mahluktur

‘‘BİR çapkın neden çok sayıda kadının peşinde koşar?’’

Sayın Genel Yayın Yönetmenim Ertuğrul Özkök'ün pazar günü sormuş olduğu bu soruya kayıtsız kalacak değildim elbet.

Hemen cevaplıyorum.

Birincisi, adı üzerinde, ‘‘çapkın’’ olduğu için. Bir başka deyişle anıldığı sıfatın hakkını vermek için. Koşmasa ‘‘çapkın’’ olmayacak adam.

İkincisi, bu soruya aslında verilecek cevap her yaşta farklıdır.

Misal, ben şu yaşta artık ‘‘Neden koşmasın bu ölümlü dünyada?’’ diyebiliyorum.

Eskiden olsa, ‘‘Sütü bozuk olduğu için’’ der, ‘‘Erkek kısmı...’’ diye başlayan bir de yazı döşenirdim.

Daha da eskiden Ertuğrul Bey'in sorusu delinin aklına taş getirmiş olur ve dünyanın gelmiş geçmiş tüm çapkınlarının acısını sevgilimden çıkarır, yapmadığı çapkınlıkları bile burnundan fitil fitil getirirdim.

Fakat kadın-erkek ilişkilerine yüklediğim o derin anlam gittikçe yok oluyor. Komedi filmi izler gibi izliyorum artık arkadaşlarımın sevgilileriyle yaptıkları aldı verdiyi.

Yaş almanın en iyi yanı, insanın durduğu yerde filozof kesilmesi.

Eskiden direkt saldırıya geçilirken şimdi durum kafada sorgulanıyor.

***

Gelelim yine Ertuğrul Bey'in sorusuna...

Bir adam üç öğün aynı yemeği yemesin de...

Her gün aynı gömleği giymesin de...

Habire aynı filmi seyretmesin de...

Zaman içerisinde arabasını, işini, evini, arkadaşını değiştirsin de...

Ömür boyu aynı kadınla, bilemedin birkaç kadınla yetinsin öyle mi?

İnsan dediğiniz sıkılan mahkuktur.

Tabii kadın da dahil bu ‘‘insan’’a. Kadın ya da erkek, elbet çok sayıda partner peşinde koşacaklardır.

Şimdi ‘‘Gömlekle, arabayla insan bir mi?’’ diyenler olacaktır.

Parlak, büyük laflar etmek, aferin almak amacıyla yola çıkan biri, bu soruya meydan vermezdi tabii. Benim en büyük eğlencem de işte o birilerinin fikirleriyle zikirlerinin nasıl birbirine uymadığını gözlemektir ki, çok şükür ortalıkta beni bu eğlenceden mahrum etmeyecek çok sayıda arkadaşım mevcuttur.

***

Demek istediğim, aşk, meşk, ahlak, erdem falan iyidir hoştur da, pratikte bir adamın gömleğiyle karısı arasında pek fark yoktur.

Bakmayın zırt pırt değiştirmediğine...

‘‘Elálem ne der?’’ endişesindendir o.

Aslında herkesin gönlünde yatan aslan budur da benim gibi ‘‘mahallenin delisi’’ olmak gerekir itiraf etmek için.

‘‘Çapkın’’ denen adamlar da bir nevi ‘‘mahallenin delisi’’dir.

Ayrıca ortada bu kadar çok seçenek varken, kadın ya da erkek, neden birinde karar kılıp 45 sene gözünü kulağını kapasın?

Nedir zoru?

Deli midir?

Ne lüzumu vardır?

Madalya mı takılacaktır?

Kim takacaktır?

Tepmiş olduğu nimetler için ömrünün son günü pişman olmaz mı insan?

***

Bugün böyle arkadaşlar.

Bakarsınız yarın sıkı áşık olurum, yeniden ciddiyet kazanır gözümde her şey. Bilmiyorum. Bilahare göreceğiz.


MIŞ-MUŞ


AKP vitrinini yenilemiş.

Darısı zihniyetinin başına.

*

İstanbul, dünyada depreme en çok kurban verecek ikinci şehirmiş.

Olsun; şu dünyada bir derecemiz olsun da hangi hususta olursa olsun.

*

Konuşkan kadın uzun yaşıyormuş.

Buna kısaca ‘‘Kadın uzun yaşar’’ diyebiliriz.
Yazarın Tüm Yazıları