İlle de Roman olsun

HAKİKATEN, ‘‘İlle de Roman olsun / İster çamurdan olsun’’.

Bush mesela...

Keşke Roman olsaydı.

‘‘Atarım sana bi bombacık, aberin olsun’’ diyen bir ABD başkanı ne derece ürkütücü olabilirdi ki?

Zaten hiçbir zaman bombacık atmaya kadar varmazdı iş; görüşmelerin bir yerinde tatlıya bağlanır, göbecikler atılırdı.

Filmlerde gördüğünüz, kavganın orta yerinde müziği duyunca her şeyi unutup oynamaya başlayan o insanlar size abartılmış tipler gibi gelebilir.

Katiyen değil.

Gözümle gördüm.

Geçtiğimiz cuma günü ‘‘Güleryüzlü Şişli’’nin güleryüzlü Başkanı Mustafa Sarıgül'le (vallahi tam unvanı bu) Kuştepe'deydik.

Dert dinledi başkan. Ben de izledim.

Bilmiyorum dünyanın başka neresinde ‘‘Başkanım kanazyan (kanalizasyon) yok’’ diye dert yanarken bir yandan da elini şaklatıp, kalçasına iki tur attıran insanlar vardır.

Bir ara kendimi düğün konvoyunda zannettim.

Sanki, ‘‘Oynamaya geldik oynamaya / Düğün dernek göbek atmaya’’.

* * *

Bu yaşa geldim, bu kadar yüzü gülen insanı bir arada görmedim.

Hani insan ara sıra moral bulmak için gidebilir Kuştepe'ye. Bir kere tam benim istediğim gibi yaşıyorlar.

Sokakta... Kapı önünde.

Evler sır dolu değil bu mahallede.

Her şey ortada.

Yedikleri içtikleri, varlıkları yoklukları, kavgaları...

Gizlemek, saklamak, başka türlü göstermek, kan kusup ‘‘kızılcık şerbeti içtim’’ demek falan yok.

Dolayısıyla stres de yok.

Ne var?

Rengárenk elbiseler...

En fukarasının bile takmayı ihmal ettiği incik boncuklar...

Her vesileyle atılan göbecikler var.

Başka?

Bol çocuk var.

Her kadının kalça kemiğinin üzerinde bir çocuk oturuyor. Yarı çıplak, kocaman gözlü. İlk oynamalarını anneleri kıvırırken sağdan sola savrulmak suretiyle gerçekleştiriyorlar.

* * *

Gözün üstünde duralım biraz.

Bir çift sıradan göz görmedim Kuştepe'de. Edebiyatım kuvvetli olsa da size şöyle benzetmelerle falan anlatabilsem güzelliklerini. Size en iyisi elinde iki karanfille ya da bir bezle arabanızın arkasından koşan çocukların gözlerine dikkat edin bir...

İsterseniz konuşun da biraz.

Ama haberiniz olsun hemen bir bisiklet isteyeceklerdir sizden de.

Sarıgül'den istediler. İstisnasız hepsi.

Diyorum ki...

Bisiklet fabrikaları, üretimlerinin bilmemkaçta kaçını ailelerinin imkánıyla hiçbir zaman bir bisiklete sahip olamayacak çocuklara dağıtsalar... Anlamam ama vergiden de düşebilirler belki.

Böyle bir mecburiyet olsa...

Saçmalıyor muyum?

Hani özürlü çalıştırma mecburiyeti gibi bir şey işte...

Olamaz mı?

Ben havaya girdim vallahi. Bu hızla giderim Tayyip Erdoğan'a, atarım iki göbecik, isterim bir yasacık.


MIŞ-MUŞ

Prostat ilaçları cinselliği artırıyormuş.

Allah bir kapıyı kaparsa öteki kapıyı açarmış.

*

Kadınlar yılda 64 kez ağlıyormuş.

Kadın kısmının her şeyi hesaplı kitaplıdır, bakın bu bile sayıyla.

*

Ladin sağ ve Afganistan'daymış.

İleride aynı haberi Saddam için de duyacağınızdan emin olabilirsiniz.
Yazarın Tüm Yazıları