TAKVİMLERE bakarsanız bahar geldi. Hatta neredeyse yerini yaza bırakacak ama biz daha bir şey anlayamadık. Durun bakalım, bekliyoruz. Meteoroloji bir hafta ötesini göremediğinden tam olarak ne zaman geleceğini bilemiyoruz.
Ama depremi önceden bilme konusunda epey mesafe kat ettik doğrusu. Yok, rasathane olarak değil, bireysel olarak.
Neredeyse artık herkes depremi önceden kestirebiliyor.
Kimi sık idrara çıkmasından...
Kimi gözünün seğirmesinden...
Kimi fazla geğirmesinden anlıyor deprem olacağını.
Hatta yön tespiti yapanlar bile var.
Mesela, fotoğraflardaki duruşunu ve bakışını gördükten sonra ciddiyetinden asla şüphe edemeyeceğim bir beyefendi, sağ kolu titreyince batıda, sol kolu titreyince doğuda deprem meydana geldiğini söylüyor. Titreme omuzunda olursa deprem kuzeyde oluyormuş.
Bir tek güneydeki depremde neresinin titrediğini söylemiyor. Kuzey depremi omuzdan vurduğuna göre güney aşağılarda bir yerleri titretiyor olmalı.
Neyse lafını etmediğine göre güney için başka birinin vücudunu takip edeceğiz demek ki.
Bu önceden hissetme işi iyi hoş da kimseye bir faydası yok. Zira ancak deprem olup bittikten sonra ortaya çıkıp ‘‘Biz bilmiştik’’ diyorlar.
Bu insanlar istihdam edilmeli. Olacaksa bir faydaları, bu fayda konu komşularıyla sınırlı kalmamalı, tüm yurda yayılmalı.
Ne yapılabilir?
Misal:
Bu kişiler radyoevinde ikamet ettirilebilirler.
Şöyle:
Bakılır ki adam ekstradan geğirmeye başladı, yayın kesilir, ‘‘Dikkat, dikkat...’’ diye başlayan anonsa geçilir.
Ama radyo dediğiniz ibadullah. Hangisine koyacaksın adamı.
Hem şu da var: Diyelim bilmemkaç nokta bilmemkaçlardan birine titreyen adam yerleştirildi ve adam bir gün DJ'ye ‘‘Kardeş ben titriyorum’’ dedi.
Ne olur biliyor musunuz? Kulağı küpeli DJ ‘‘Bu parçayla titrenmez mi ya baba’’ der, geçer. Bizim de yine eskisi gibi tavanla taban birleşmeden depremden haberimiz olmaz.
Ay bilemiyorum.
Bugün bende de bir hıçkırmak bir hıçkırmak... Bakalım... Allah hayra çıkarsın.
MIŞ-MUŞ
Geçtiğimiz günlerde manken Sinem Üretmen'in ‘‘Benimle yattı’’ iddiasına karşı çıkan Bedri Baykam, bir zamanlar Harika Avcı'yla beraber olduğunu açıklamış ancak Avcı, ‘‘Yatmadık’’ demiş.
Ortada bir yatak birliği var da fikir birliği yok.