Bu akşam ne yapacaksınız?

Pakize SUDA
Haberin Devamı

Aşkolsun size, hala ne yapacağınıza karar veremediniz mi? Günlerdir akıl veren verene; otellerin, restoranların menüleri ilan edildi, nerelerde kimin şarkı söyleyeceği duyuruldu, kime ne hediye vereceğiniz konusunda akıllar verildi; daha ne olsun? Her yılbaşı yapıyorlar bunu; neredeyse bir tek kapınıza arabayla gelip sizi gideceğiniz yere götürmedikleri, bir de hesabı ödemedikledi kalıyor. Giderken ne giymeniz gerektiğini, o giymeniz gereken şeyi neden kaça alacağınızı bile söylüyorlar. Hatta dudağınıza süreceğiniz rujun rengine bile karar veriyorlar.

Anlaşıldı; illa bu satıra kadar geldiğinize göre illa benden birşeyler bekliyorsunuz. Buyrun o zaman.

İşe hediyeden başlayalım. Yakınlarınıza, sevdiklerinize hediye almak için hala şansınız var; dükkanlar geç vakite kadar açık. Hanımlar eşinize güzel bir pipo takımı alabilirsiniz mesela. Ne? Pİpo içmez mi? O zaman şık bir çakmak hediye edin. Her çaktığında sizi hatırlasın. Günde bir paket sigara içse 20 kere sizi düşünecek demektir bu da adama hayatı zehir etmek için yeter de artar bile. Sizin ki sigara da mı içmiyor? Pekii, başka ne olabilir? hah! Buldum, kravatla, kravat iğnesi alın; hatta paranız çoksa beraberinde bir de kol düğmesi de alabilirsiniz. Ne? Takım elbise giymez kravat takmaz mı? Tamam, o halde en iyisi traş losyonu alın; hem pek pahalı da değil. Evlendiğinizden beri sakallı, hiç traş olmaz öyle mi? O zaman size bir tavsiyem var; bu yılbaşını hediyesiz geçiştirin, önümüzdeki yıl içinde bu adamı salıverin gitsin, dağlarda hakettiği hayatı yaşasın, siz de kendinize, ağız tadıyla hediye alabileceğiniz dosdoğru bir koca bulun.

Gelelim beylere, sizin işiniz çok zor. Kadın kısmına hediye almak çok tehlikeli bir iştir, herşeye bir kulp takarlar. Şimdi cilt bakım seti alın desem, ‘‘sen benim cildimi beğenmiyor musun?’’ diye karşınıza dikilirler. Parfüm alın desem, başınızı iyice belaya sokmuş olacağım. ‘‘Neden?’’ derseniz; karınız parfama alınca şöyle düşünecektir:‘‘Bunun bir sevgilisi var ve bu parfaümü kullanıyor, bana da aynısını aldı ki üstüne sevgilisinin kokusu sindiğinde ben durumu farketmeyeyim’’.

Evet, aynen böyle düşüneceğinden emin olabilirsiniz. Onun için hemen parfümden vazgeçin. Bir demet çiçek alın desem, ‘‘gözünde hiç değerim yok’’ derler. Pırlanta bir yüzük alın desem, ‘‘bunun bir kabahatı var, gözümü boyamak istiyor’’ derler.

Aklıma yatan bir tek şey var; şöyle iyisinden, pahalısından dantelli bir iç çamaşırı. Kadın kısmı dışarıdan görünecek şeye para harcar da, don alırken kıyamaz paraya. Ulus pazarında şık şık bakımlı kadınlar görüyorum, tezgahın önünde sıralanmışlar, ellerini içine sokup esnete esnete kendilerine don seçiyorlar. Dış görünüşlerine önem verip de içlerine boş vermelerinin sebebi, konu komşuyu önemseyip de sizi adam yerine koymamak değil elbet. Sizin onları bir karış bez parçasıyla değerlendirmeyecek kadar derin bir adam olduğunuzdan emin oluşlarından. Ama el kısmı öyle mi?

Eğlence konusundaki tavsiyelerime gelince, geceyi dışarıda geçireceklerine bir diyeceğim yok. Zaten gideceğiniz yerde sizin için herşey düşünülmüştür. Balonlarınız, karton kukuletalarınız, maskeleriniz, üfürünce öteceği yerde, ucunda kıvrılmışbekleyen kartonun düzelip sonra tekrar kıvrılıdığı düdükümsüler,... Herşey hazır. Şu anda limonlu patates üzerine siyah havyarlı somon fümeniz hazırlanmakta; siz paraları hazırlayın yeter.

Yeni yılı evde karşılayacak olanlar! Adet üzerine hindi pişirin diyeceğim ama biraz geç oldu, dünden koymanız lazımdı fırına. Hindi öyle tavuk gibi halim selim değildir, pişmemekte direnebilir, akşam sofraya getirdiğinizde ‘‘glu’’ deme ihtimali yüksektir. Siz yine bildiğinizden şaşmayın, birkaç tavuk alıp pişirin. Çoluk çocuk hindiye heveslendilerse ‘‘bunlar hindi yavrusu’’ dersiniz; bu küçük yalan, yalandan sayılmaz. Yanına sarmaydı, dolmaydı, birşeyler yaparsınız artık.

Eğlenceniz zaten konserve edilmiş sizi bekliyor. Televizyonun düğmesine dokunmanız kafi. Sanatçılar günler öncesinden tüylere, pullara bulandılar, kanal kanal gezip söylediler, çaldılar, yerdeki balonları birbirine attılar, eğlenir gibi yaptılar. Bütün bunları yaparken daha yılbaşına 15 gün vardı ve saat sabahın 10.00'uydu. Zannettiğiniz gibi kolay bir iş değil bu.

Sonra hindili parodileriniz de hazır, şöhretlerin yeni yıl temennileri de. Sizlere hayırlı günler, kendilerine bol kazançlar dileyecekler. Bu dilekleri öylesine söylenmiş sözler olarak yorumlamayın. Ne kadar canı yürekten söylendikleri kabul görmelerinden belli. Bu işe dün başlayanların, bugün abad olmalarının başka bir izahı yok çünkü.

En önemlisi yılbaşının hemen ertesinde, yaklaşık 50 arabanın daha trafiğe çıkacak olması. Bildiğiniz gibi bütün kanallar yılbaşı hediyesi olarak araba veriyorlar. İnşallah İstanbul'a çıkmaz, zira artık İstanbul'un beş arabayı bile kaldıracak durumu yok. Bilmeyen biri akşam saatlerinde helikopterden aşağı baksa, İstanbul'un tamamını otopark zanneder; bütün arabalar kımıldamadan yollarda öylece duruyorlar.

Gelelim dansözlere; tek kanallı televizyon günlerinde en büyük sıkıntımız buydu. Şimdi çok şükür bu sıkıntıyı aştık; kişi başına iki dansöz düşüyor ekranlarda. (Gördüğünüz gibi Türkiye'nin meseleleri tek tek çözülüyor.) Birer birer çıksalar başka sanatçılara zaman kalmayacak; onun için beşer beşer oynatıyorlar. Siz yine de dansözlerden pek birşey beklemeyin. Her zamanki gibi kalçalarını önce sağa, sonra sola, sonra tekrar sağa kıvıracaklar ve bunun size geçmiş yıllardaki gibi bu yıl da hiçbir faydası olmayacak.

Ve geldik yazının sonuna. Dünyadaki ve ülkemizdeki onca hengameye rağmen bir seneyi daha sağ salim devirmeyi başardık; şükretmeliyiz. Bunu ister ibadet ederek yapın, ister göbek atarak, tercih size kalmış.

Yazarın Tüm Yazıları