Hiç niyetim yoktu vallahi Asena’yla İbrahim Tatlıses mevzuuna girmeye. Bu piyasada reklam için gerekirse ölüneceğini bile bildiğimden mi artık...
Yoksa karı kocanın arasına şeytan bile girmezmiş, onun için mi... ‘Yağmurun yağışı, karı kocanın dövüşü’ demiş atalarımız... Bir bakmışsınız 180 derecelik dönüşler olmuş. Şahit olmadığımız şey değil.
Dur bakalım deyip bekliyordum. Ama okur sıkıştırınca... Efendim, bir köşeniz varsa şu hayatta, okur her konuda fikrinizi almak ister. Hele böyle ortalığa fazlaca saçılmış bir konu olunca, pas geçme şansınız yoktur.
*
Biraz da ortaya koyacak enteresan bir fikrim olmadığından susuyordum. Öyle ya, benim gibi birinin ‘Tabii ki erkek istemeden kadın ilişkiyi bitiremez’ diyecek hali yok. Ben de elbet her aklı başında insan gibi, isteyenin istediği zaman bir ilişkiyi bitirme hakkı olduğunu savunacağım. Kimsenin, kimsenin namusundan falan sorumlu olamayacağını... E, papağanlık yapıp günü geçirmek marifet değil. Ha, bu bir imza kampanyası olsaydı tabii ki ben de derhal koşup imzamı atardım.
*
Ayrıca bilmem farkında mısınız olay pek de sıradan. Yurdum insanının kimyasından mıdır artık nedendir, ayrılıklar üç aşağı beş yukarı Asena’yla İbrahim Tatlıses’inki gibi oluyor.
Özellikle kadınlar... Kibar kibar çantasını alıp giden pek az.
Öteki kadının evini basmalar...
Telefonla tehdit etmeler...
Çocukları göstermeyip adama eziyet etmeler...
‘Ölürüm de o kadına yár etmem seni’ler...
Eğer akrabadan şöyle ürkütücü biri varsa, onun aracılığıyla hem kocayı hem rakibi korkutmalar...
İşyerine gidip rezil etmeler...
İyi günlerde paylaşılan sırları ifşa etmeler...
O güne kadar yanından bucak bucak kaçılan kocanın zorla koynuna girmeye çalışmalar...
Habire çekiştirmeler, ah etmeler...
Mahkemelerde sürüm sürüm süründürmeler...
E kadınlar bile böyle yapınca, birtakım erkeklere ‘araba yolu...’
*
Hem şarkılarımız aşağıdaki gibi olunca ayrılmalarımızın da yukarıdaki gibi olması doğaldır.
Daha böyle neler var, siz benim yerime uzatabilirsiniz listeyi.
Fakat, ‘Ne yapalım, bizde ádet böyle’ deyip oturacak halimiz yok elbet. Hop oturup hop kalkacağız tabii ki. Oturup kalktık nitekim. Asena’ya sahip çıkmayan kalmadı. Çok şükür ki kimse çıkıp ‘A kızım sen İbrahim Tatlıses’in ‘kadın’a yaklaşımını bilmiyor muydun; kırk yıllık Káni, olur mu Yáni’ demedi.
Ki, ‘Son pişmanlık neye yarar / Her şeyin bedeli var’ diyen şarkımız da var. Maazallah yani.
*
Netice olarak Asena’yı kutluyorum. Son çıkışından ziyade ilk girişinden dolayı. Yani ilişkiye. Onun gıyabında bütün cesur kadınları da tabii. Kendileri bir nevi devrimci sayılırlar. Zira birini çağdaş insan sınırları içerisine çekmeye çalışmak rejimi değiştirmekten daha zordur kanaatimce. Ben şahsen hazır çekilmişini tercih ederim. Mücadeleci bir ruhum olmadığından...