Justin McCarthy’nin son iki yazımda sözünü ettiğim, “Osmanlı Müslümanlarına karşı yürütülen ulus olarak temizleme işlemi, 1821-1922” alt başlıklı, ÖLÜM VE SÜRGÜN (İnkilap Kitabevi) adlı kitabının İngilizcesini edinmek isteyenler için bilgi aktarıyorum:
Kitabın Yazarının Adı: Justin McCarthy Kitabın Adı: “Death and Exile / The ethnic cleansing of Ottoman muslims, 1821-1922” Kitabın yayınevi: Darwin Press. Inc. Princeton/New Jersey, USA, 1995. *** Washington’da (ABD) oturan yardımsever bir okur, Washington DC’deki Kongre Kitaplığı’nda bulunan, Çukurova’daki Ermeni ayaklanmasıyla ilgili yazıları bana gönderebileceğini bildirdi. Ben, kendisinden, bu dünyanın en büyük kitaplıklarından birinde bulunan kitap ve yazıların ad ve kayıt listelerini göndermesini istedim. Liste geldiği zaman uygun bir şekilde yayınlayacağım. Önemli olan yazıların olumlu ya da olumsuz olması değil, reddedilen ya da bilinmeyen bir tarihsel gerçeğin anımsanması, kanıtlanması. Bu yazıların, tarihsel gerçeklerin tarafsızca, adilce değerlendirilmesinden başka bir amacı yoktur. Bunun böyle bilinmesini ve genellikle yapıldığı gibi “Ermeni Karşıtı” olarak değerlendirilmemesini, gerçeğin saptırılmamasını rica edeceğim. Adını verdiğim kitaptan özetleyerek aktaracağım bölüm kitabın 231-240 sayfaları arasında yer almaktadır. Kitabı Türkçeye Bilge Umar çevirmiştir. *** “Kilikia denerek bir coğrafya bölgesinin anlatılması, o dönemde kullanılan Filistin, Ermenistan ya da Kürdistan deyişleri bakımından olduğu gibi yanlıştır (belirginlikten yoksundur). Bunların hiçbiri yönetim örgütünde belli bir bölümü göstermiyordu; böylece, onların sınırları yalnız bu deyişleri kullananların kafası içinde bulunuyordu. Genellikle, Kilikia deyimi Adana Vilayetini, Maraş Sancağını ve bunların hemen yakınındaki yöreleri kapsıyordu. Savaş kazanımlarının bölüşülmesi sırasında, bağlaşık devletler [İngiltere, Fransa. Ö.İ.] Kilikia’yı Suriye’nin kuzeye uzanmış bir bölümü gibi işlem görmeye bağlı tuttular ve onu Fransa’ya peşkeş çektiler. 1916 yılında İngiltere ve Fransa arasında yapılmış Sykes-Picot anlaşmasına göre, Fransa’ya verilecek bölge, Osmanlının Adana ilinden, Haleb’in kuzey yanından, Diyarbekir ilinden, Elaziz ilinden ve Sivas ilinden çoğu bölümü de kapsıyordu. Bu söylenen bölge Adana, İskenderun, Maraş, Antep, Mersin, Mardin ve Dıyarbekir kentlerini içine alır. Ancak, savaş sona erdiğinde, Fransa’nın bu kadar geniş bölgeyi asla egemenliği altında tutamayacağı açıkca görüldü.” *** Zaten Fransızlar da durumu görüp sadece Kilikia bölgesi ile ilgilendiklerini gösterdiler. Osmanlı Devleti’nin savaşta yenilmiş olduğunu kabul ettiğinin belgesi olan Mondros Mütarekesi’ne göre Bağlaşık devletlerin (İngiltere, Fransa) güvenliklerini tehdit eden olayların ortaya çıkması durumunda herhangi bir stratejik noktayı işgal etme hakları vardı. Ama ne Kilikia’nın, ne limanların, ne de Toros dağlarındaki demiryolu tünellerinin işgal edilmesi için belirli bir anlaşma maddesi bulunmuyordu. (Devamı cumaya)