BİR tanıdığım, ABD’den bir kitap getirmişti birkaç ay önce: John Perkins’in "Confessions of an Economic Hit Man" (A Plume Book) adlı kitabı. Kitabı verirken "Sana hiç yabancı gelmeyecek" demişti. Gelmedi!
Gelmesine gelmedi ama kitabı yayınlaması için tanıdık yayıncılara övgüsünü yaparken bir de fark ettim ki kitap meğer Türkçe yayınlanmış: "Bir Ekonomik Tetikçinin İtirafları" (APRIL Yayıncılık). Kitap Kasım ve Aralık 2005’te iki baskı yapmış. Daha fazla yapmamasına şaşırdım.
* * *
Yazar kendisinin bir ekonomik tetikçi (Economic Hit Man) olduğunu söyledikten sonra, bunun ne anlama geldiğini açıklıyor:
"Ekonomik Tetikçiler, yerküre üzerindeki ülkeleri trilyonlarca dolar dolandıran yüksek ücretli profesyonellerdir. Dünya Bankası, ABD Uluslararası Kalkınma Ajansı (USAID) ve diğer yabancı ’yardım’ kuruluşlarından büyük şirketlerin kasalarına ve gezegenimizin doğal kaynaklarını kontrol eden birkaç varlıklı ailenin ceplerine para aktarırlar. Kullandıkları araçlar arasında sahte finansal raporlar, hileli seçimler, rüşvet, zorbalık, seks ve cinayet bulunmaktadır. Oynadıkları oyun imparatorluklar kadar eski olmasına rağmen, günümüzdeki küreselleşme sürecinde yeni ve korkutucu bir boyuta ulaşmıştır. Nereden mi biliyorum? Ben bir Ekonomik Tetikçiyim." (S. 5)
* * *
Ekonomik tetikçiler, maaşlarını büyük şirketlerden alıyorlar, ama CIA ve benzerleriyle işbirliği halinde çalışıyorlar. Görevleri şu: Bir ülkenin yöneticilerini, hazırladıkları raporlarla, kalkınmak için neye gereksinimleri olduğuna inandırmak. Yöneticiler raporlara inanınca ihaleler açılıyor, krediler alınıp veriliyor, ihaleyi Tetikçi’nin bağlantılı olduğu şirket kazanıyor.
Ekonomik tetikçiler başarılı olamazlarsa araya CIA ve benzerleri giriyor: Rüşvetler, baskılar, hükümet devirmeler, suikastlar.
* * *
"Ekvator, Ekonomik Tetikçilerin, tüm dünyada ekonomik-politik birliğe getirdiği tipik ülkelerden biridir. Ekvator’da yağmur ormanlarından çıkartılan her 100 dolarlık ham petrole karşı, petrol şirketleri 75 dolar elde ederler. Kalan 25 doların dörtte üçü dış borç ödemeye gider. Kalanın da çoğu askeri ve diğer devlet harcamalarına gidince, sağlık, eğitim ve yoksullara yardıma yönelik diğer programlar için yaklaşık 2.5 dolar kalır."
* * *
14 Mayıs 1950’de Demokrat Parti iktidara geldiğinde Türkiye’nin hemen hemen dış borcu yoktu.
Adnan Menderes hükümeti, 2 Haziran 1950 günü güvenoyu aldı. 18 Haziran 1950 günü, Türkiye’nin ekonomik durumunu incelemek ve bir program hazırlamak üzere Uluslararası İmar ve Kalkınma Bankası’ndan bir heyet geldi.
1950’lerde her bakanlıkta bir AID temsilcisi ABD’li danışman vardı.
Demokrat Parti neden karayolları yapımına ağırlık verdi? Bunun nedenini kim araştırdı şimdiye kadar? Bu konuda artık sık sık yazacağım: DP kalkınması ve demirkratsisi üzerine.
Siz de bu arada "Bir Ekonomik Tetikçinin İtirafları"nı mutlaka okuyun.