Paylaş
Arnavutluk 3 milyonu aşkın nüfusuyla minik bir ülke... Çoğunun yabancı olduğu 13 banka faaliyet gösteriyor burada... Ancak hiç Türk bankası yok. Ama artık olacak...
Arnavutluk'ta iki devlet bankası var. Bunlardan ikinci büyük olan Arnavutluk Ticaret Bankası özelleştiriliyor. İşte bu özelleştirme ihalesinde, Kentbank, Yunan ve İtalyan rakiplerini geride bıraktı.
Kentbank Genel Müdürü Cevdet Erkanlı ile bir gezide tanıştık. Hazine kökenli olan Erkanlı'yla bankacılık sektörü üzerine uzun uzun sohbet ettik. Kentbank'ın yurtiçinde 71 şubeye yayıldığını biliyordum. Silopi'de şube açtıklarında daha çok dikkatimi çekmişti. Doğubeyazıt'ı da incelemeye almışlar ve orada da şube açmayı düşünüyorlardı. Erkanlı'ya yurtdışında ne yapmayı düşündüklerini sorduğumda Arnavutluk ve Bulgaristan'da bazı bankaları satın alma girişimleri olduğundan söz etmişti...
Kentbank'ın Dış İlişkilerden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Derya Gürek'le de konuştum.
Arnavutluk, Dünya Bankası'nın desteğiyle, Arnavutluk Ticaret Bankası'nı ihaleye çıkardı. Bu pilot özelleştirme olacak. Çok önemsiyorlar. İhalede kısa listeye 5 yabancı banka girebildi. Bunların ikisi Yunanlı, ikisi Türk ve biri de İtalyan bankaydı. Son tahlilde Kentbank seçildi. Kentbank, ilk etapta Arnavutluk Ticaret Bankası'nın yüzde 51'ini satın alıyor. Bankaya Uluslararası Finans kurumu (IFC) ile Avrupa İmar Bankası da ortak oluyor. Mevduat bankası olan Arnavutluk Ticaret Bankası 10 şubeli. Bankanın değerinin 150 milyon dolar civarında olduğu söyleniyor...
Balkanlar'da Türk rüzgarı esiyor... Romanya'da Bayındır Holding'in, Bulgaristan'da Ceylan Holding'in büyük yatırımları, önemli izleri var. Arnavutluk'ta da Süzer Grubu, önce Kentbank'ıyla boy gösterecek anlaşılan...
Kuzen borsacı Turgut Özal'ı arıyor
BU köşede, geçen pazar günkü yazılarımızdan birinde, piyasaların hangi söylentilerle karıştığına ilişkin duyumlarımıza yer vermiştik. IMF senaryolarından söz etmiştik. Bir siyasi partinin, bir aracı kurumun adının karıştığı.
O yazı üzerine, ANAP Lideri Mesut Yılmaz'ın kuzeni, Global Menkul Kıymetler'in fahri Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Kutman aramıştı. Kutman'ın hakkındaki iddiaları yalanlayan açıklamaları basına yansıdı. Ben aramızda geçen konuşmadan bazı anekdotları sizlere aktarmak istiyorum.
Mehmet Kutman önce, ne şirketin yönetimine ne de işlerine hiç karışmadığını anlattı. Şirketi kurduğu 1990 yılından bu yana Türkiye'ye 6 milyar doların üstünde para getirdiğini söyleyip, ‘‘Bize ödül verilmesi gerekirken sürekli asılsız iddialarla herkes vuruyor’’ diye sitem etti. Mehmet Kutman şöyle diyor:
‘‘Bu iddialara tabi üzülüyoruz, ama olan Türkiye'ye oluyor, zarar veriyor memlekete. Ben ABD'deydim. ABD'de risk sermayesi fonu çıkarmaya çalışıyorum. 300 milyon dolar para toplamaya çalışıyoruz. Dünyanın en zengin üç kişisiyle -ikisi ABD'li biri İngiliz- Bahama Adaları'nda görüştüm. Biri bana dedi ki, ‘Ben Türkiye'ye para yatıramam.' Nedenini sorduğumda, ‘Üç nedeni var. Ülkenizde hukuk karşısında herkesin eşit olduğuna inanmıyorum bir. Şefaflık yok iki. Basın herkesi idare ediyor üç.' Dışarıdan görünüşümüz bu işte...’’
Kutman, dünyada paranın aradığı tek şeyin şeffaflık ve düzen olduğunu vurguluyor ve o zaman istikrarın geleceğine inanıyor.
Sorum üzerine Kutman, Mesut Yılmaz'la pek görüşmediklerini söylüyor, ‘‘Hayatımda gördüğüm en dürüst politikacıdır. Benim de alnım açık vicdanım rahat’’ diyor.
Türkiye açısından tek vücut olmanın önemine değiniyor. ‘‘Turgut Özal gibi liderlere, politikacılara ihtiyacı var ülkemizin’’ diyor. Nedenini sorduğumda şöyle bir örnek veriyor:
‘‘Türk borsasına para getireceğiz. Rahmetli Özal da o günlerde Uzakdoğu gezisindeydi. Özal'ı Yeni Zellanda'dan bulduk. Londra'daki müşterilere uydu aracılığıyla konuşma yapmasını istedik. Otel odasında sabaha karşı saat 03.00'te 100'e yakın yatırımcıya canlı yayınla konuştu. İşte liderlik budur. Böyle hareketler lazım Türkiye'ye. Bugün Arjantin, petrol ofisini özelleştirmeden önce ekonomi bakanı çıktı kapı kapı dolaştı, ülkesini anlattı. Sonra diğer bakanlar. Biz hálá bekliyoruz. Aslında girişken, risk alabilen bir milletiz, ama birbirimizi yemekten iş yapamıyoruz...’’
Bürokratın dört evresi
ÇOK sevdiğim saygı duyduğum teknokratlardan. Yeni dönemde de politikacı olarak Meclis'e girdi.
Geçenlerde kendisiyle ekonomi, intihar, atamalar, bürokratlar üzerine konuşuyorduk. Çok ilginç bir bölümünü sizlerle paylaşacağım.
Yılların birikimiyle ortaya çıkan, manidar, fıkra gibi bir şey...
- Memleketimizde bürokrat olmak çok zor herhalde
- Bak Oya, Bürokratların 4 evresi vardır.
- Nasıl yani?
- Birinci evre şudur: 40 yışına kadar politikacılara yakın duracaksın. Bir yerlere gelebilesin diye..
- Sonra kime yakın olacaksın?
- İkinci evrede de yani 40 yaş ile 50 yaş arasında, gazetecilere yakın olacaksın. Bulunduğun yerde kalabilesin diye...
- Ya üçüncü evre?
- İşte 50 yaş ile 60 yaş arasında da hukukçularla iyi geçineceksin ki hakkındaki yalan yanlış, eğri-doğru tezviratlara göğüs gerebilmek için.
- Son evre herhalde sonsuza kadar dinlenme evresi mi oluyor?
- Hayır 60'ından sonra da doktorlara yakın duracaksın ki biraz daha hayatta kalabilmek için...
Sonrası Allah Kerim... Bürokrat olmak zor iş zor...
Politikacıların Beşiktaş yarışı
BEŞİKTAŞ Kulübü'nün seçimli genel kurul toplantısına hayli zaman var. Önümüzdeki yılın mart ayında olacak seçim.
Politikacıların futbol merakı malum. Fanatik Beşiktaşlı politikacılar şimdiden yönetime girebilmek ve daha iyi bir Beşiktaş için çalışıyorlar.
Benim tanıdığım en fanatik Beşiktaşlı politikacıların başında ANAP Milletvekili Yılmaz Karakoyunlu ile eski bürokrat, eski vekil Biltekin Özdemir geliyor. Tabii CHP'li Hikmet Çetin de.
Politikacı cenahından Beşiktaş yönetimine girme çabasında olanlar arasında, DSP İstanbul Milletvekili Erdoğan Toprak ile CHP eski milletvekillerinden Süleyman Çelebi de varmış. DYP eski milletvekillerinden Ünal Erkan'ın da adı geçiyor.
Bu arada iş dünyasının en ünlü simalarından ve en fanatik Beşiktaşlı ise Rahmi Koç. Rahmi Bey'e başkanlık için teklif götürülmüş. Hatta ‘‘Sizi yormayız. Onursal başkan gibi olursunuz, lütfen kabul edin’’ denilmiş. Ama Rahmi Bey, teklifi geri çevirmiş. İşadamlarından Erdoğan Demirören ile halen Başkan Seba ekibinde bulunan tekstilci Hasan Arat'ın da adı adaylar arasında geçiyor...
O uçağa binmedim
CUMA günkü köşede Ağrı izlenimlerimi aktarırken bir hata yapmışım. ANAP'lı bakanların, işadamı Niyazi Önen'in özel uçağı ile Ankara'ya döndüklerini yazmıştım. Niyazi Önen, Turzim Bakanı Erkan Mumcu'yu alarak özel uçağı ile Ağrı'ya gelmişti. Dönüşte de uçağını bakanlara tahsis etmişti. Lafı uzatmayayım, Bakanlar Erkan Mumcu ile Yüksel Yalova, Önen'in uçağı ile Ankara'ya dönmüşler. Diğer Bakan Edip Safder Gaydalı, THY'nin tarifeli uçağı ile Ankara'ya gitmiş. Bu hatadan dolayı Bakan Gaydalı'dan özür diliyor, düzeltiyorum.
Paylaş