Paylaş
Önce BAM’a başvuru nasıl yapıldı onu anımsayalım: Merkez Hakem Kurulu tarafından 2024-2025 sezonunda görev alacak klasman hakem ve gözlemci listelerinin dışında bırakılan 12 hakem ve 7 gözlemci hukuk savaşı başlattı. Bu 19 kişi önce Tahkim Kurulu’na itiraz etti. Tahkim Kurulu, itirazlarını reddetti. Anayasa’ya göre, Tahkim kararlarına karşı herhangi bir itiraz hakkı yok. Hukuk savaşını sürdüren davacı hakem ve gözlemciler, farklı bir yola başvurdular. Tahkim Kurulu’nun hukuka aykırı oluşturulduğu ve yetkisiz olduğu gerekçesiyle Kurul’un iptali talebiyle BAM’ın kapısını çaldılar.
İŞTE O DİLEKÇE
Futbol meraklısı okurlarımın soruları üzerine BAM’a sunulan dilekçeyi aldım ve inceledim. Davacı avukatları ile konuştum. Dava şu gerekçeye dayanıyor:
Kurul’un ilk oluşumunda yer alan Başkan Ali Günay, üyeler Cevat Okutan ile Ali Savok’un yanı sıra yedek üyeler Deniz Gül ve Feyat Kıyak’ın ayrılmasının ardından dışarıdan Burhan Karaloğlu ve Ahmet Tüfekçi görevlendirildi. Oysa mevzuat gereği Tahkim Kurulu’na dışarıdan üye atanmaması yerine yedek üyelerden asil üyeliğe atama yapılması gerekiyordu. Dilekçede, bu durumun hukuka aykırı olduğunun altı çizilerek, şu değerlendirmeler yapıldı:
KEYFİ UYGULAMA
“Davacı müvekkiller, TFF bünyesinde uzun yıllardan bu yana hakem-gözlemci kadrolarında Türk futboluna hizmet etmektedirler. Her birinin özelinde futbola vermiş oldukları katkılar yadsınamaz derecede başarılıdır. Bazıları ülkemizi yurtdışında başarıyla temsil etmiş-etmekteyken, temmuz ayında gerçekleştirlen TFF Genel Kurulu sonrasında seçilen yeni yönetim sonrası oluşturulan Merkez Hakem Kurulu tarafından açıkça hukuka, TFF Ana Statüsü’ne, Merkez Hakem Kurulu Talimatı’na ve Tahkim Kurulu emsal kararlarına aykırı şekilde görevlerine keyfiyeten son verilmiştir. Yıllardır büyük bir onur ve emekle yerine getirmiş oldukları görevlerden el çektirilmişlerdir.
USULSÜZ KARARLAR
Bunun üzerine TFF Tahkim Kurulu’na itiraz edilmiştir. Taleplerimiz Tahkim Kurulu’nun 18.10.2024 tarihli 58 sayılı toplantısında oyçokluğuyla reddedilmiştir. Tahkim Kurulu’nun sözkonusu kararı açıkça hukuka ve hakkaniyete aykırıdır. TFF, boşalan üyelerin yerine yedek üyeler arasından seçim yapmak yerine dışarıdan atama yaparak açıkça hukuka, kanuna, statüye, talimatlara aykırı davranış sergilemiştir.
YOK HÜKMÜNDEDİR
Türkiye Futbol Federasyonu Tahkim Kurulu Talimatı 3. Maddesi’ne göre; “Tahkim Kurulu üyeleri görevlerini tam bir tarafsızlık ve bağımsızlık içinde, TFF Statüsü ve talimatta belirtilen kurallara uygun şekilde yerine getirmekle yükümlüdür. Hiçbir organ, makam, merci veya kişi, Tahkim Kurulu’nun görevine ilişkin emir ve talimat veremez, tavsiye veya telkinde bulunamaz. Üyeler, istifa etmedikçe veya çekilmiş sayılmadıkça, yerlerine yeni üye seçilemez. Ölüm, istifa ve başka nedenlerle oluşan boşalmalarda, boşalan görev için Yönetim Kurulu yedek üyeler arasından seçim yapar. Bu fıkra uyarınca seçilen yedek üyeler, kalan süre kadar görev yapar” denilmektedir. Bu açık hüküm gereğince atamaların boşalan üye sayısı kadar yedek üyeler arasından yapılması gerekirken Tahkim Kurulu Başkan ve Başkan Vekili ne yazık ki dışarıdan ve yedek üyeler arasında olmamalarına rağmen atanmışlardır. Başkan ve Başkan Vekili’nin dışarıdan atanması açıkça kanuna aykırıdır. Tahkim Kurulu kararlarının göreve başladıkları tarihten itibaren yok hükmünde sayılması gerekir.”
KURUL İPTAL EDİLSİN
“Sonuç ve istem” bölümünde Tahkim Kurulu’nun atanma usulü ve yetkisiz olması sebebiyle “Kurul’un oluşmunun iptali talep edildi. Kurul’un 18 Ekim tarihli kararlarının hakem heyetinin usule ve hukuka aykırı olarak atanması (görevlendirilmesi) sebebiyle iptali ve davanın kabulü istendi.
DAVA KABUL EDİLİRSE NE OLACAK?
Avukatlara göre BAM’ın davayı kabul etmesi halinde; mevcut Tahkim Kurulu’nun göreve başladığı tarihten itibaren bugüne kadar aldığı tüm kararlar “hükümsüz” sayılacak. Verilen cezalar da geçersiz olacak. Hakem sıkıntısı yaşayan TFF, bu kez de futbolda tahkim kaosu yaşayacak. Bakalım BAM ne karar verecek?
TÜRKİYE’NİN SİVİL ANAYASA YOLCULUĞU
Yeni yılda en çok tartışılan konulardan biri yeni anayasa olacak. Bu anlamda sivil toplum kuruluşlarının önemli projeleri var. Hukuki Araştırmalar Derneği (HUDER) tarafından hazırlanan, İçişleri Bakanlığı Sivil Toplumla İlişkiler Genel Müdürlüğü tarafından desteklenen “Türkiye’nin Sivil Anayasa Yolculuğu” projesinin tanıtımı geçtiğimiz cumartesi yapıldı. HUDER bu proje sonunda bir anayasa taslağı sunmayacak. Türkiye’nin yedi bölgesinde anayasa buluşmaları ile halktan toplanan veriler ilgili kurumlara iletilecek. Ulucanlar Cezaevi Müzesi’nde benim de katıldığım tanıtım toplantısında HUDER Genel Başkanı Hasan Oymak projeyi bakın nasıl anlattı:
VATANDAŞLARIN ELİ DEĞMELİ
“Anayasa toplumun sürece katılımıyla sivilleşebilir. Anayasaya tüm vatandaşların eli değmelidir. Her meslek grubundan, her bölgeden vatandaşlarımızın görüşleri, hassasiyetleri ve öneri ve eleştirileri tarafımızca tespit edilerek sonunda elde edeceğimiz çıktılar ilgili kurumlara verilecektir. Samsun, Bursa, Eskişehir, Bitlis, İzmir, Antalya ve Gaziantep’te anayasa buluşmaları düzenleyeceğiz. Böylece sivil anayasa çalışmalarının ülke sathında istişare edilmesini sağlayacağız.”
Paylaş