Paylaş
TÜRK Medeni Kanunu’nun (TMK) 175. maddesine göre boşanan kadına “ömür boyu” verilen “yoksulluk nafakasına” beş yıl sınırı getirilmesine dönük tartışma sürerken, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu (YHGK) “tedbir nafakası” ve çocuğa bağlanan nafaka konusunda iki önemli içtihat kararı verdi.
Satır arasında kalan bu örnek kararlardan ilkinde Yargıtay, “Aile hâkimi, boşanma davasında tedbir nafakası istemediğini açıklayan eşe (kadın) kendiliğinden tedbir nafakası veremez” dedi. İkinci kararda ise, “Velayetin değiştirilmesi davasında” davanın kabulü halinde; çocuk yararına “dava tarihinden” değil “hükmün kesinleşme tarihinden” itibaren nafaka verilmesi istendi.
KOCA BOŞANMA DAVASI AÇTI
Bartın’da tedbir nafakası davası açıp daha sonra feragat eden S.Ü. adlı kadının davası üzerinden uygulamaya ışık tutan ilk karar verildi. Önce bu davadaki yargılama sürecine bakalım: Serkan Ü. adlı koca, 9 Ağustos 2011’de karısının psikolojik sorunları olduğunu, bunu daha sonra öğrendiğini, balkonda kendi kendine konuşup eve hiç kimsenin gelmesini istemediğini, çocukla ilgilenmediğini, evdeki eşyaları sattığını ve ailesinin yanına gittiğini iddia ederek Ankara 11. Aile Mahkemesi’nde boşanma davası açtı. Davalı karısı S.Ü. ise 5 Ağustos 2011 Bartın Aile Mahkemesi’nde ayrıca açtığı “tedbir nafakası” davasından, Ankara’daki boşanma davaları sürerken 4 Ekim 2011’de feragat etti. Davalı kadın kocasının fiziksel ve ekonomik şiddet uyguladığını ve daha kusurlu olduğunu savunarak, tazminat ve “yoksulluk nafakası” talep etti.
FERAGATE RAĞMEN TEDBİR NAFAKASI
Ankara 11. Aile Mahkemesi, 19 Eylül 2012 tarihli kararında, kadının feragatine rağmen çocuk için 100 lira, anne için 150 lira olmak üzere 250 lira “tedbir nafakasının”, boşanma davasının açıldığı 9 Ağustos 2011’den itibaren ödenmesine hükmetti. 11. Aile Mahkemesi, davalı kadınının “tam kusurlu” olduğu gerekçesiyle maddi-manevi tazminat ve “yoksulluk nafakası” taleplerini reddetti.
MAHKEME DİRENDİ KURUL BOZDU
Temyizde Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, Ankara 11. Aile’nin kararını; kadın yönünden hatalı “kusur” belirlendiği, kadına maddi, manevi tazminat ve tedbir ve “yoksulluk nafakası” yönlerinden bozdu. Ankara 11. Aile, ilk kararında direnince dosya YHGK’ya taşındı. Kurul, 17 Ocak’ta mahkemenin direnme kararını bozdu. YHGK’nın 2017/2-3102 esas sayılı kararı özetle şöyle:
“Bilindiği üzere feragat, davacının talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesidir. Davadan feragat, kesin hükmün sonuçlarını doğurur. Bu açıklamalar ışığında davalı kadın, boşanma davasından önce açtığı bağımsız tedbir nafakası davasından feragat etmekle tedbir nafakası isteğinden geriye dönük olarak vazgeçmiştir. Dolayısıyla tedbir nafakası istemediği yönünde iradesini bildiren davacı yararına iradesinin aksine dava tarihinden itibaren tedbir nafakasına hükmedilmesi doğru görülmemiştir.” Kurul kararı ışığında aile hâkimleri dava açan kadınların dava açıp feragat etmeleri ya da talep etmemeleri durumunda kendiliklerinden “tedbir nafakasına” hükmedemeyecekler. “Tedbir nafakası” boşanma davası sürerken hâkimin “takdiri” ile veriliyor ve boşanma kararı kesinleşince sona eriyor.
ÇOCUĞA BAĞLANAN NAFAKA
YHGK, 9 Mayıs’ta ise “velayetin değiştirilmesi davasında” davanın kabulü halinde, şu iki önemli kararı verdi:
1- Çocuk yararına “hükmün kesinleşme tarihinden” itibaren nafaka verilebilir.
2- Çocuk yararına “dava tarihinden” geçerli nafaka verilemez.
Paylaş