Paylaş
İSİMLERİNİN saklı kalmasını isteyen biri 75 diğeri 77 yaşında iki okurum, 27 yaşında, uyuşturucu bağımlısı ve sürekli kendilerini döven, paralarını alan oğullarını evlatlıktan reddedip edemeyeceklerini sormuşlar. 27 yaşındaki kadın okurum nişanlı olan S.D. ise evlilik sözleşmesi yapıp yapamayacağını öğrenmek istemiş.
Bu iki sorunun da yanıtı sosyal medyada 30 bini aşkın takipçisi bulunan 42 yıllık hukukçu, Yargıtay 2’nci Hukuk Dairesi Başkanı Ömer Uğur Gençcan’dan. Önce, Gençcan’ın birçok okurumun evlatlıktan ret konusuna ilişkin sorularını yanıtlar nitelikteki o açıklaması:
GENÇCAN: FİLM VE DİZİLERE BAKMAYIN
“Türk hukukunda ‘evlatlıktan ret’ şeklinde bir hukuki düzenleme yoktur. Yerli film ve dizilerde çok yer aldığı gibi çocuğunuza ‘Seni evlatlıktan reddediyorum’ diyemezsiniz. Evladınız size ve yakınlarınızdan birine karşı ağır bir suç işlemişse ya da aile hukukundan doğan yükümlülüklerini önemli ölçüde yerine getirmemişse en fazla onu mirasçılıktan çıkarabilirsiniz. Bakmayın/inanmayın siz filmlere ve dizilere.”
UZAKLAŞTIRMA VE TEDAVİ KARARI ALIN
İstanbul’da yaşayan okurlarım, Gençcan’ın önerisi ışığında oğullarını mirasçılıktan çıkarabilirler. Benim önerim ayrıca aile mahkemesine başvurmaları. Hâkimden uyuşturucu bağımlısı oğullarının fiziksel şiddetinden korunmak üzere evden uzaklaştırılmasının yanı sıra hastaneye yatırılarak tedavi edilmesi yönünde karar talep etmeleri mümkün.
EVLENMEDEN ÖNCE YA DA SONRA MAL REJİMİ
Okurum S.D.’ye yanıtım ise Türk hukukunda ABD ya da Avrupa’da olduğu şekliyle bir “evlilik sözleşmesi” olmadığı şeklinde. Hukukumuzda eşlerin hak ve yükümlülükleri Medeni Kanun ve içtihatlarla belirlenmiş durumda. Yasal olarak yapılabilecek sözleşme sadece “mal rejimi sözleşmesi”. Bu sözleşme, evlenmeden önce ya da sonra yapılabiliyor. Tarafların (siz ve nişanlınızın) hazır bulunacağı şekilde noterde ya da hâkim kararıyla yapılması da şart. Evlenme başvurusu sırasında yazılı olarak evlendirme memurluğuna da hangi mal rejimini tercih ettiğinizi de bildirebilirsiniz. Başkan Gençcan’ın S.D. ve evlilik arifesindeki çiftlere dönük açıklamaları da bakın şöyle:
HUKUKEN GEÇERSİZ BAZI BEYANLAR
“Türk hukukunda ‘evlilik sözleşmesi’ şeklinde bir hukuki düzenleme yoktur. Kanunun emredici hükümlerine, ahlaka, kamu düzenine, kişilik haklarına aykırı veya konusu imkânsız olan sözleşmeler, adına ‘evlilik sözleşmesi’ denilse dahi kesin olarak hükümsüzdür. Hukuken geçersiz beyanlara örnekler:
a. Evlendikten sonra 4 yıl boyunca taraflar müşterek çocuk sahibi olmayacaklardır.
b. Taraflar en çok iki çocuk sahibi olabilecektir.
c. Evlendikten sonra kesinlikle doğum yapılmayacaktır.
ç. Doğum ve evlilik yıldönümünü hatırlamayana para cezası verecektir.
d. Taraflar bayramlarda birbirlerinin ailelerini ziyaret etmek zorunda değildir.
e. Boşanma halinde taraflar birbirlerine nafaka vermeyecektir.
f. Evlilik sırasında aldatma olursa diğer eş tazminat istemeyecektir.
g. Doğacak çocukların adları erkek/kadın eş tarafından verilecektir.
ğ. Evlenmeden sonra sigara ve içki içilmeyecektir.
h. Evlenmeden sonra her ne sebeple olursa olsun yurtdışı gezisi yapılmayacaktır.
ı. Evlenmeden sonra kadın başını örtecektir ya da başını örtmeyecektir.
‘EVLİLİK SÖZLEŞMESİ’ DENİLSE DE OLMAZ
“Evlenmeden önce veya sonra ancak ‘mal rejimi sözleşmesi’ yapılabilir. Kaldı ki taraflar mal rejimi sözleşmesini ancak kanunda yazılı sınırlar içinde yapabilecektir. Evlilik birliğinden doğan yükümlülüklerin yerine getirilmemesi veya evlilik birliğine ilişkin önemli bir konuda uyuşmazlığa düşülmesi hâlinde eşler ancak ayrı ayrı veya birlikte hâkimin müdahalesini isteyebilirler. Hâkim onayına sunulmayan boşanma ve sonuçlarına ilişkin sözleşmeler de hiçbir hukuksal sonuç doğurmaz. Doğmayan hiçbir haktan adına ‘evlenme sözleşmesi’ denilse dahi önceden feragat mümkün değildir. Yukarıdaki kurallara aykırı yapılan sözleşmelere ‘evlilik sözleşmesi’ adını koysanız dahi böyle bir sözleşme geçersiz olup hiçbir hukuksal sonuç doğurmaz.”
Paylaş