Paylaş
KORONAVİRÜS salgını ile mücadelede çevre temizliği ve hijyen çok daha büyük önem kazandı. Başta İstanbul ve Ankara olmak üzere okurlarım, inşaat çöpü olan molozların evsel atıkların konulduğu çöplere atılıp atılamayacağını soruyor. Belediyelerin hafriyat dökmek için belirlediği yerler dışında molozları (inşaat çöpü) çevreye atmak ve evsel atıkların konulduğu çöplere koymak yasak. İdari para cezası var. Buna rağmen yol kenarlarına, yeşil alanlara çuval çuval moloz atanlar var.
“Moloz dökmenin, çevreyi kirletmenin cezası yok mu?” diye soran okurlarım için araştırdım. Çevre Bakanlığı’nın ihbar hattı ve ilgili belediyelere şikâyet etmeniz gerekiyor. Çevre İhbar Hattı’na (0 532 010 1181) ihbarda bulunabilirsiniz.
ÇEVRE İHBAR HATTI 7/24 HİZMETTE
Moloz döktüğünü, çevreyi kirlettiğini gördüğünüz kişilere karşı duyarsız kalmayın. Belediyeyi ya da Çevre İhbar Hattı’nı arayın. Yetkililerin bir uyarısı da var. Çevre şikâyetinden sonuç alınabilmesi, eylemin cezasız kalmaması için ihbarların mümkünse konum atılarak, fotoğraf ya da video gönderilerek yapılması gerekiyor.
Bakanlığa bu hat üzerinden gelen her ihbar ve şikâyet anında değerlendiriliyor. 7/24 çevre il müdürlüklerine iletiliyor. Ekipler tarafından yerinde tespit ve inceleme yapılarak, şikâyete konu olan çevre kirliliği ve durum ortadan kaldırılıyor. Haberiniz olsun.
ÇEVRE CEZALARI YÜZDE 9.11 ARTTI
Çevre Kanunu uyarınca verilecek idari para cezaları Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nca tebliğ ile belirleniyor. Bu tebliğe göre Çevre Kanunu’na muhalefet nedeniyle verilecek olan para cezaları 1 Ocak 2021 tarihinden itibaren yüzde 9.11 oranında arttırıldı. 2021’de umuma açık yerlerde çevreyi kirletenlere çöp atanlara uygulanan 351 liralık ceza, 382 liraya yükseltildi. Moloz dökme cezası ise Ankara sınırları için örnek olarak veriyorum, kademeli olarak 15 bin liraya kadar çıkıyor.
Okurlarımdan ulaşan fotoğraflı şikâyetleri ise Ankara Büyükşehir Belediyesi’ne ilettim. Sonucunun takipçisi olacağım.
Anneanne COVID’li diye velayet babaya verilir mi?
Anne okurum B.Ö.’nün sorusu şöyle:
“Eşimle boşanma aşamasındayım. Üç yaşında kızım var. Kızımla birlikte annemlerde kalıyoruz. 3 Aralık’ta annem test yaptı. COVID pozitif çıktı. Benim babamın ve kardeşimin negatif çıktı. Annemin durumu da gayet iyi. Bizi izolasyona aldılar. Eşimin bu durumdan haberi oldu. Annemin COVID olması nedeniyle kızımızı kendisine vermemi istedi. Ben de kabul etmedim. Nasıl ayrılırım ben kızımdan... Hem bu salgın her yerde var. Herkes evladını birine mi veriyor? O da mahkemeye gitmiş. Hiç hoş olmayan ifadelerde bulunmuş. Annemin COVID durumu nedeniyle çocuğumu benden alabilir mi?”
Anne okurum B.Ö.’ye ve benzer sorulara yanıtım şu: Velayetin kaldırılması ya da değiştirilmesinde anne-babanın “mesleği” gibi aynı evdeki aile bireylerinden birinin koronavirüs testinin “pozitif” çıkması kriter alınmıyor. Boşanma davalarının temyiz incelemesini yapan Yargıtay 2. Hukuk Dairesi Başkanı Ömer Uğur Gençcan’ın, sosyal medya hesabından yaptığı bu konudaki paylaşımı özetle anımsatmak istiyorum:
“Velayet sahibi ana ya da babanın koronavirüs testinin pozitif çıkmış olması velayetin kendisinden alınması (değiştirilme/kaldırılma) sebebi oluşturmaz. Velayet kendisinde olan ana ya da babanın mesleğinin (doktor/hemşire/eczacı/öğretmen/ filyasyon sorumlusu/polis/hastane görevlisi/ambulans şoförü/otobüs şoförü) velayete (değiştirilme/kaldırılma) hiçbir etkisi olamaz.”
Aile mahkemeleri ise boşanma davası sürecinde velayeti anne ya da babaya verirken, “çocuğun üstün yararını” kriter alıyor. Her davada bu değerlendirme ayrı olarak hâkim tarafından yapılıyor. Bu nedenle iyileşen anneannenin sadece COVID testinin pozitif çıkmasının küçük kızın velayeti konusunda bir etkisi olmaz. Son bir not: Yargıtay içtihatları ışığında anne bakımına muhtaç 0-3 yaşındaki küçük çocukların velayeti genellikle anneye, istisna olarak babaya veriliyor.
Paylaş