PaylaÅŸ
Az yediğiniz, öğün atladığınızda da aşırı miktarda beslenip karbonhidratları fazla miktarda tüketerek hipoglisemilere sürüklendiğiniz ya da fazlaca yağlanıp kilo aldığınızda da yorgun düşebiliyorsunuz.
Ciddiye almadığımız basit bazı hatalar sizi yorgun düşürebilir, beslenme yanlışlarımız; özellikle de vitamin ve mineral noksanlıklarımız bu hataların başında gelir. Yorgunluğa yol açabileceği bilinen vitamin eksikliklerinin en başında ise B12 noksanlığı var. Özellikle unutkanlık ile birlikte olan yorgunluk durumlarında bu eksikliğin hatırlanması gerekiyor.
D vitamini azlığı da önemli bir yorgunluk nedeni, kanda D vitamini seviyesi 20’li rakamların altına indiğinde yorgunluk kaçınılmaz hale geliyor. Ayrıca bizi diğer vitaminlerin eksiklikleri de yorabiliyor. Mesela B1 ve B6 vitaminlerinin noksanlığı da önemli birer yorgunluk faktörü olarak biliniyor.
Beslenme yorgunluk ilişkisi denildi mi mineral eksikliklerini de unutmamamız gerekiyor. Özellikle demir noksanlığı daha aneminin ortaya çıkmadığı, yani kansızlığın baş göstermediği dönemlerde bile yorgunluğa yol açabiliyor. Anemi ortaya çıkınca yorgunluk iyice derinleşiyor.
Magnezyum eksikliği de önemli bir yorgunluk faktörü. Kas krampları ve seğirmeleriyle ilgili yorgunluklarda magnezyum eksikliğinin öncelikle hatırlanması tavsiye ediliyor. Potasyum ve sodyumun azalması da önemli birer yorgunluk nedenleri olarak gösteriliyor.
Özetle yorgunlukla beslenme arasında yakın bir ilişki var. Az yediğiniz, öğün atladığınız, aç kaldığınızda da aşırı miktarda beslenip karbonhidratları fazla miktarda tüketerek hipoglisemilere sürüklendiğiniz ya da fazlaca yağlanıp kilo aldığınızda da yorgun düşebiliyorsunuz.
Bir başka deyişle beslenme biçiminiz, seçiminiz, az mı çok mu yiyip içtiğiniz, neyi, ne zaman, nelerle tükettiğiniz yorgunluk şikâyetinizi yorumlamada çok ama çok önemli noktalar.
YORGUNSANIZ...
1. Aç kalmayın, öğün atlamayın, her gün aynı saatlerde beslenmeyi alışkanlık haline getirin.
2. Yavaş yavaş ve iyice çiğneyerek yiyin.
3. Yatmadan önce yeme alışkanlığını terk edin.
4. Unlu, ÅŸekerli yiyecekleri en aza indirin.
5. Tatlı meyveleri ve meyve sularını, şeker eklenmiş her türlü içeceği azaltın.
6. Karbonhidrattan zengin atıştırmalıkları yemeyin (cips, bisküvi, kraker, grisini ve benzerleri).
7. Alkole dikkat edin.
8. Taze sebzeleri daha bol tüketmeye çalışın.
9. Kaliteli proteinleri (yumurta, yoğurt, balık) ihmal etmeyin.
10. Fermente edilmiş -mayalanmış- gıdaları ve salamura besinleri sınırlayın.
11. Sıcak içeceklerinize tarçın ekleyin.
12. Mineral zengini suları tercih edin.
13. Ara öğünlerde -acıktığınızda- fındık, fıstık, ceviz yiyin ya da ayran içip yoğurt yiyin.
14. Katkı maddesi içeren yiyecek ve içeceklerden uzak durun.
BÄ°R SORU BÄ°R CEVAP
Kafeinin fazlası tansiyonu yükseltiyor
Kafein en çok tüketilen uyarıcıdır. Kahve, çay, çikolata gibi yiyecekler ve alkolsüz içeceklerin çoğunda bulunan bu hafif uyarıcı fazla miktarlarda alındığında sinirliliğe, heyecana ve çarpıntıya yol açar.
Tüketilen kafeinin miktarı kg başına 5 mg geçerse, kan basıncını yükseltebilir. Aşırı tüketimi hipertansiyon problemi olmayanlarda bile, sistolik ve diyastolik kan basıncını 5-15 mmHg. kadar yükseltebilmektedir. Ayrıca sürekli olarak kafein tüketenlerde hipertansiyonun daha sık görüldüğü belirtilmektedir.
Kafein içeren kolalı içecekleri tüketenlerde kan basıncı yükselme riskinin daha fazla olduğunu gösteren çalışmalar vardır.
Esas sorun kafeinli içecekleri çok seyrek kullanan hipertansiyonlarda ortaya çıkmaktadır. Bu insanlarda kafein tüketimi kan basıncında ani bir yükseliş yapmaktadır.
Hipertansiyonunuzun nedeni böbrekleriniz olabilir
Hipertansiyon sorununun pek çok nedeni var ama çoğu hastada hipertansiyona yol açan sebep tam olarak ortaya çıkarılamaz. Bu durumda kan basıncı yüksekliği genetik mirasa bağlanır. Hipertansiyonun sık görülen bu tipi dışında, böbrek üstü bezi hastalıklarından böbreği besleyen damarların ve böbreğin kendisinin yaşadığı sorunlardan da kaynaklananları vardır.
Böbrek damarlarının daralması, böbreÄŸin, taÅŸ, iltihap ve baÅŸka nedenlerle harap olmasıyla ortaya çıkan hipertansiyonlar her yaÅŸta görülebilir. Bu çeÅŸit hipertansiyonların ilaç tedavisine güç cevap verdiklerini, ilerleyici doku ve organ hasarlarını daha kolay yapabildiklerini bilmek gerekiyor. Durduk yerde ortaya çıkan bir hipertansiyon sorunu kapınızı çaldığında rasgele ilaç kullanmak yerine doktorunuzla görüşmeniz ve hipertansiyonun muhtemel nedeni hakkında bilgi edinmeniz yararlı olabilir.Â
PaylaÅŸ