Paylaş
GÜVENLİ gıdaya ulaşabilmek, yiyecek içecekleri güvenli ve sağlıklı koşullarda tüketebilmek her geçen gün biraz daha zorlaşıyor. Bu çok önemli bir konu, çünkü yiyip içtiklerimizin sağlığa zararlı kimyasallar veya mikroplarla kirlenme ihtimali artıyor. Bu olumsuz gelişmenin birçok nedeni var olsa da, en önemlisi hızla şehirleşen bir ülke olmamız diye düşünüyorum. Son 30 yılda köyler, kasabalar neredeyse boşalıyor, halkımız hızlıca büyük şehirlere göç ediyor. Hızlı iç göç ve şehir nüfusundaki baş edilmez büyümenin gıda güvenliği ile ne ilgisi var diye düşünmeyin. İki konu birbiriyle sıkı bir ilişki içinde. Nedeni şu:
Bahçeden indim markete
Eskiden, köyündeki bahçesinde yetiştirdiği fasulyeyi, biberi yiyenler, şehre yerleşince bunları marketlerden, semt pazarlarından almaya başlıyorlar. Dolayısıyla “İçinde hormon var mı, genetiğiyle oynanmış mı, üzerinde tarım ilacı kalıntıları bulunabilir mi?” endişesi gündeme geliyor. Eskiden kümesinde büyüttüğü tavuğun yumurtasını, etini, bahçesinde beslediği ineğin sütünü, yoğurdunu, tereyağını yerken, bunları marketten veya kasaptan alanların da aklında aynı sorular var: “Bu ete, süte, yoğurda, yumurtaya antibiyotik, hormon, mikrop karışmış olabilir mi?”
Başka faktörler de var
Gıda güvenliğine ilişkin kuşkuların artmasın başka nedenleri de var elbette. Mesela, beslenme alışkanlıklarının değişmesi önemli bir faktör. Evde daha seyrek yemek yenmesi, beslenmenin iş yerlerindeki, okullardaki toplu yemeklere kayması ya da ayaküstü yapılan atıştırmalıklara yöneliş de önemli etkenler. Ekmek içi döner güvenli mi, tezgahlardaki simitler temiz mi, fastfood ürünlerin içindeki yağlar iyi mi, kötü mü? Kısacası herkesin kafası, her gün bir şekilde bu konularla karışabiliyor. Bütün bu gelişmelerin sonucu olarak, hazır gıda üretimi ve tüketimi de arttı. Nüfusumuzun %90’ından fazlası sütü, yoğurdu, peyniri, eti, tavuğu, sebzeyi, meyveyi gıda üreticilerinin ürettiği paketlediği, satışa sunduğu yerlerden alıyor. Hazır gıda tüketimi artınca, doğal sonucu olarak gıda sanayisi hızla büyüyor, gelişiyor.
Uygunsa sorun yok
Hazır gıda sanayisinin gelişmesi, sektör olarak büyümesi de aslında iyi bir gelişme. Bu değişim, bize yiyip içtiklerimizin “tohumdan, çatala” kadar geçen süreçteki her aşamasını izleyebilme şansını verebiliyor. Yani, markalı, paketlenmiş, üretim yeri, tüketim koşulları, içeriği ve son tüketme tarihi belirlenmiş bir ürünü yiyip içmek, sokak satıcılarından, merdiven altı ya da bodrumlarda çalışan üreticilerin ürünlerini almaktan çok daha güvenli. Tabii ki, iyi izlenmesi ve üretim koşullarına özen gösterilmesi şartıyla... Yeni çıkarılan “gıda güvenliği yönetmeliği”nde de zaten bunu amaçlıyor.
Peki, süt ne olacak?
Geçen hafta yaşadığımız süt tartışmasına gelince… Bu tartışmanın zannedildiği kadar önemli olmadığını, gıdadan sorumlu bakanımız Sayın Mehdi Eker birçok defa açıkladı. Paket sütlerde ve yoğurtlarda bir sorun olmadığını açık bir biçimde ifade etti. Bana göre de korkulacak bir şey yok. Konu şimdilik kapandı ama, bu tür tartışmaların bundan sonra da olacağı da kesin. Çünkü gıda güvenliği, sağlığımızı garantiye almanın ilk ve en önemli noktalarından biri. Bu konuda hepimizin bilinçli ve uyanık olması lazım.
Gıda hijyeni çok önemli
- GIDALARI nerede sakladığınız önemlidir. Gıda depolama yerlerinizi dikkatle gözden geçirin.
- Gıdalarınızı iyice pişirin. Özellikle tavuk, sığır etleri, pastörize edilmemiş sütler, mutlaka en az 70 derece ve üzerinde dikkatlice pişirilmelidir. Donmuş kıyma, kırmızı et, balık ve tavuk etini pişirmeden önce, tamamen çözülmesini bekleyin.
- Pişirdiğiniz gıdaları tekrar yemeniz gerekiyorsa, yeniden ısıtmayı ihmal etmeyin. Bu işlemde de gıdaları yeniden 70 dereceye kadar ısıtmaya çalışın.
- Çiğ ve pişmiş gıdaların birbiriyle temas etmemesine özen gösterin. Özellikle et, tavuk ve balık pişirirken bu nokta çok önemli. Ayrıca çiğ tavuk ve kırmızı eti birbirine karıştırmayın. Çiğ et ve tavuk hazırlarken kullandığınız bıçak ve kesme tahtasını, -eğer iyice temizlememişseniz- yeniden kullanmayın.
Deterjanı abartmayın
- Pişirilmiş gıdaları saklamanız gerektiğinde bu işin oda ısısında mümkün olmayacağını aklınızdan çıkarmayın. Depolama için buzdolaplarını kullanın ya da 10 derecenin altında soğuk ortamlarda depolayın.
- Mutfağınızı temiz tutmaya, tezgâhlarınızı ve lavabonuzu hijyenik kullanmaya özen gösterin. Deterjan kalıntılarını iyice temizlemeyi ihmal etmeyin. Deterjan kullanmayı da fazla abartmayın çünkü bunların da içindeki kimyasallar yiyeceklere bulaştığında sağlığımız açısından ciddi tehdit haline gelebiliyor.
Bunlara DİKKAT EDİN!
EĞER sağlıklı ve güvenli gıda tüketmek istiyorsanız ambalajlı gıda maddelerini tercih edin. Açıkta tutulan gıdalardan, özellikle kirlenme ihtimali olan et, süt, tavuk eti gibi yiyeceklerin açıkta satılanlarından uzak durun. Yeni gıda güvenliği yönetmeliği, gıda ambalajları ve etiketleri anlaşılır şekilde yeniden değiştirdi. Etiketleri okumadan hiçbir gıdayı kullanmayın. O gıdanın içinde ne var, son tüketim tarihi ne zaman, ambalajı sağlam ve güvenli mi dikkat edin. Diğer hususlar da şunlar:
- Gıda hijyeni konusunda hassas ve dikkatli olun. Gıdalarınızı temizlemeye, temiz tutmaya, temiz yerlerde saklamaya özen gösterin. Özelikle sebze ve meyveleri bol su ile yıkamadan pişirmeyin, yemeyin.
Sakın sabunla yıkamayın
- İçinizin daha rahat etmesini istiyorsanız, sebze ve meyveleri su dolu bir kapta bir süre bekletin. Bekletin ki üzerindeki kimyasallar, toz toprak iyice aksın. Sirke eklenmiş suyla dikkatlice yıkamayı da ihmal etmeyin. İşinizi daha da sağlama almak istiyorsanız, sebze ve meyveleri 20-35 dakika tuzlu suda bekletip sonra yıkayın.
- Gıdalarınızı temizlerken sakın ama sakın sabun, sıvı sabun, deterjan gibi temizlik maddelerini kullanmayın.
- Çiğ tüketilen gıdaların her zaman daha riskli olabileceğini aklınızdan çıkarmayın.
- Yemeklerinizi pişirmeden önce ve pişirme süresinde ellerinizi sık sık yıkamayı ihmal etmeyin. Özellikle tuvaletten çıktığınız zaman el temizliğinin en az bir dakika süreyle, bol sabun ve suyla yapılması gerektiğini bir kez daha hatırlayın.
- Çocuklarınızın da, evinizde çalışanların da el temizliği konusunda yeteri kadar dikkatli olup olmadığını ısrarla takip edin.
Paylaş