Yeni hedef kronik hastalıklar

Önce önemli bir hatırlatma: “YAŞLANMA” ile “YAŞLANMAK” farklı şeylerdir. “Yaşlanma”yı yani “yaş alma”yı; “yaşlanmak” yani “tatsız bir ihtiyarlık yolculuğu”na dönüştürenler ise kronik hastalıklardır.

Haberin Devamı

Kronik hastalıklar nedeniyle kötü yaşlandığımız ve yine bu hastalıklar sebebiyle yaşlılığımızı bir hastalık cehennemine çevirdiğimizden en ufak bir şüpheniz olmasın. Araştırmalar, 40’lı yaşlarda filizlenmeye başlayan beş kronik hastalığın -şeker hastalığı, hipertansiyon, kalp ve beyin damar hastalıkları, Alzheimer, Parkinson ve benzeri nörodejeneratif hastalıklar ve kanserler- yeni, hızlı ve sık tekrarlanan biyobelirteçlerle takip edilmeleri halinde neredeyse tasarım halindeyken bile çok erken dönemlerde fark edilebileceklerini gösteriyor. Bu yeni biyobelirteçlerin temelini ise biyoteknoloji, nanoteknoloji, yapay zekâ, sensörler, genomik, epigenetik, proteomik, metabolomik, mikrobiyomik veri ve araştırmalar yani “YENİ BİLİM” oluşturuyor.

Anlatmak istediğim şey şudur: Eğer kronik hastalıkları nasıl önleyebileceğimiz ve onları mümkün olduğu kadar erken dönemlerde nasıl tanımlayabileceğimiz konusunda daha çok bilgilenebilir ve “önleyici/(P)reventif, tahmin edici/(P)redictif, hızlı karar verici/(P)roaktif, kişiye özel/(P)ersonel, katılımcı/(P)articipate ve hassas/(P)recision” yeni bir tıp anlayışını, “6P TIBBINI” yani sağlık bakımına odaklı yeni bir paradigmayı devreye sokabilirsek sadece daha iyi yaşlanmayacak, daha güzel yaş almayacak, ihtiyarlamayacak, aynı zamanda daha uzun bir yaşam süresini yakalama imkânı da bulabileceğiz.

Yeni hedef kronik hastalıklar


OKUR SORUSU
LONGEVİTY BİLİMİ YAŞLANMAYI NASIL ERTELİYOR

Tekrar hatırlayalım: Yaşlanmayı bir ihtiyarlık sürecine çevirenler, tadını tuzunu kaçırıp kötüleştirenler, düşkünlük ile eşdeğer haline getirenler kronik hastalıklardır. Sağlık bakımı odaklı yeni tıp, hastalık bakımı odaklı eski ve derin tıptan farklı olarak kronik hastalıkların sadece teşhis ve tedavilerine değil önlenmeleri ya da geciktirilmelerine hatta mümkünse ortadan kaldırılıp “yok hükmünde” sayılmalarına odaklıdır. Şu bilgi çok net ve açıktır: Yaşlandığımız için bu hastalıklara yakalanıyor, bu hastalıklara yakalandığımız için de beklenenden daha hızlı, olması gerekenden daha kötü ve daha tatsız yaşlanıyoruz. Bu nedenle kronik hastalıkları önlemeye, ertelemeye odaklanmalıyız. Eğer bunu başarabilirsek hem daha keyifli yaşlanabilir 60’ları yeni 40’mız 80’leri yeni 60’ımız yapabiliriz. Bitmedi! Biraz daha ileri gidip “torunlarımızın torunlarını bile” kucaklayabiliriz.

Haberin Devamı

HÂLÂ GEÇ KALMADINIZ

Yaşamınıza sağlıklı ve kaliteli daha güzel günler eklemek, yaşlanma yolculuğunuzu bir huzur, keyif, mutluluk ve üretim yolculuğu şeklinde sürdürebilmek, ekonomik, sosyal ve duygusal birikimlerinizin tadını 80’li 90’lı yaşlarda da çıkarabilmek ve tecrübelerinizi yeni nesillerle bilgece, zarafetle ve cömertçe paylaşabilmek için asla ve hâlâ geç kalmadınız. Tabii ki bu yolculuğa -BİLİMSEL SAĞLIK YOLCULUĞU- 40’lı yaşlarda başlayıp “first class” bir keyif yolculuğu yakalayanlar diğerlerinden daha şanslı olacaklar. Ama isterseniz siz de ister 50’li 60’lı ister 70’li 80’li yaşlarda olun bu “MÜKEMMEL YAŞLANMA TRENİ”nin diğer vagonlarında “business class” bir yolculuk yapma şansına her zaman sahipsiniz. Mümkün olduğu kadar erken yaşlarda bu yolculuğa çıkarak yaşlanma hızınızı minimumda tutabilir, o hızı yavaşlatabilir, hatta bir ölçüde geriye bile sarabilirsiniz. Ama biliniz ki şu anda bulunduğunuz herhangi bir noktada da kesinlikle şansınız var! Sağlık bakımı odaklı yeni tıp anlayışı “epigenetik yaklaşımlar, senolitik çözümler, genomik düzeltmeler, kök hücreler ve onların ürünü egsozomlarıyla” size bambaşka ve yepyeni bir yaş alma yolculuğu vaat ediyor.

Yeni hedef kronik hastalıklar

Haberin Devamı

KÖTÜ HABER
DÜNYA YAŞLANIYOR

Hemen her ülkede yaşlı nüfus artıyor. 2050 yılına gelindiğinde gezegenimizdeki 85 yaş üstü insan sayısının 2018’de belirlenen 125 milyondan 434 milyona fırlayacağı hesaplanıyor. Diğer taraftan doğum oranlarında da muazzam bir gerileme var. Bu bilgiler ışığında yaşlanan nüfusu sağlıklı tutmak hem onlara yönelik sağlık giderlerini azaltacak, omuzlarındaki sağlık yükünü hafifletecek, hem de onları üretim ekonomisi süreçleri içerisinde daha çok tutma imkânı verecektir. Sadece zenginlerin değil, toplumun tamamının koruyucu sağlık hizmetlerine erişmesini mümkün kılan bir strateji ve planlamaya ülkemizde de ciddi ve acil bir ihtiyaç olduğu kesindir. Çevre ile genom arasındaki ilişkileri temiz tutmak, epigenetiğin gücünden faydalanarak koruyucu sağlık hizmetlerini devreye sokmak, bunun yanında doğaya daha saygılı çevreyi kirletmeyen bir yaşam biçimi oluşturmak zorundayız. Günde sadece 1 dakika egzersiz yaparak ömrümüze 3 dakika ekleyebiliriz. Haftada sadece 75 dakika tempolu yürüyerek yaşam süremize 2 yıl, 2.5-5 saat arası egzersiz yaparak ise 3.5 yıl ilave edebiliriz. Her gün 1 saat egzersiz yapanların ömürlerine toplamda 4 yıl ilave edebileceklerini gösteren güvenilir bilimsel veriler olduğunu da bir kenara dikkatle not edebiliriz.

Yazarın Tüm Yazıları