Bazı ilaçları kullanırken greyfurt suyu içmemek gerekiyor. Greyfurt suyunda bulunan bazı maddelerin ilaçları bağırsaklarda parçalayan enzimlerden birinin etkisini yok ettiği biliniyor.
Bu enzime "CYP450" adı veriliyor. Pek çok ilaç, bağırsaklar ve karaciğerde bulunan bu enzimle parçalandıktan sonra vücudu terk ediyor. CYP450 greyfurt suyu tarafından tahrip edilince bu ilaçların vücutta kalma süreleri azalıyor, ilaç kanda birikiyor ve ölümle sonuçlanabilen zararlı reaksiyonlar ortaya çıkıyor. Bu ilaçları kullananların greyfurt suyu içmemeleri tavsiye ediliyor.
BU ÖNLEM SADECE BAZI İLAÇLAR İÇİN GEÇERLİDİR
Greyfurt suyu-ilaç ilişkisinde iki önemli nokta var: Birincisi, bu problem bütün ilaçlar için söz konusu değil, sadece bazı ilaçlarda ortaya çıkıyor. Sorun yaratan ilaçlara aşağıda değineceğiz. İkincisi, portakal, mandalina veya limon suyu içildiğinde veya bu meyveler yenince herhangi bir problem oluşmuyor. Önemli bir diğer nokta da greyfurt suyunu ilaçla birlikte içmekle saatler sonra tüketmek arasında bir farkın olmaması. Araştırmalar bir bardak greyfurt suyunun bile sorun yaratabileceğini, greyfurt suyu içildikten yarım gün sonra alınan ilaçlarla bile reaksiyonların görülebileceğini gösteriyor. İlaca bağlı toksik reaksiyonların oluşmaması için greyfurt suyunun en az 24 saat önce alınmış olması gerekiyor.
İŞTE O İLAÇLAR...
Greyfurt suyu ile reaksiyona giren ilaçların en önemlileri sürekli kullanılan bazı kolesterol ve tansiyon düşürücü ürünler. Kolesterol yüksekliğini azaltan statinlerden Simvastatin, Lovastatin ve Atorvastatin, tansiyon düşürücü ilaçlardan Verapamil, Nisoldipin ve Felodipin en önemlileri. Kalp ritim bozukluklarında faydalanılan Amiodoran tabletlerini, sertleşme bozukluklarında yararlanılan Sildenafil’i (Viagra) kullananların da greyfurt suyu içmemeleri veya en azından bu ilaçları aldıkları gün greyfurt suyuna ara vermeleri gerekiyor. Greyfurt suyunun Karbamazepin içeren epilepsi ilaçlarının, Sertralin ihtiva eden antidepresanların, Buspiron ve Diazepam yapısındaki ruhsal rahatlatıcıların etkilerini de şiddetlendirebileceklerini bilmelisiniz.
Sorunu gereğinden fazla büyütmek, bir korku haline getirmek gerekmiyor. Yukarıda yazılan aktif maddeleri içeren herhangi bir ilaç kullanıyorsanız greyfurt suyu yerine portakal veya mandalina suyu tüketebilirsiniz. Eğer bu ilaçların bulunmadığı bir reçete uyguluyorsanız greyfurt suyunu korkmadan tüketebilirsiniz.
Bağışıklık sisteminiz kışın daha güçlü olmalı
Kış aylarında özellikle üst solunum yolu enfeksiyonları sıklaşıyor. Akciğer enfeksiyonlarına, idrar yolları enfeksiyonlarına yakalanma olasılığı artıyor. Kısacası kışa girerken özellikle enfeksiyon bağışıklığını güçlendirmek gerekiyor.
Bu durum özellikle yaşlı insanlar ve küçük çocuklarda daha da önem kazanıyor. Bağışıklık sistemini güçlü tutmanın temel bileşenleri aynı: İyi uyumak, stres seviyesini azaltmak, aktif bir yaşam sürmek ve mümkünse düzenli egzersiz yapmak, iyi beslenmek. Bunlar bağışıklık sisteminin ihtiyaç duyduğu en önemli noktalar. Ayrıca soğuktan, dumanlı, kirli havalardan ve hasta olan kişilerle yakın temastan da korunmak gerekiyor. Eğer "Bağışıklık sistemimi biraz daha güçlendireyim" diyorsanız C vitamininden zengin besinlere ağırlık vermenizde fayda var. Daha çok sebze ve meyve yemeniz bu ihtiyacı karşılıyor. Vücudunuza biraz daha fazla D vitamini ve Kalsiyum kazandırmanız faydalı olabiliyor. Çinko’nun da bağışıklığa iyi gelen bir mineral olduğu biliniyor. Bu son saydıklarımızı daha çok kazanmak için süt ve süt ürünleriyle, bol miktarda tahıl tüketmek gerekiyor. Tahıllar içerdikleri Beta-Glukan nedeniylede bağışıklığa iyi geliyor. Eğer sürekli olarak grip, nezle olan, boğazı şişip burnu akan, öksürüp aksıran biriyseniz şu desteklerden de hazır olarak faydalanmanız iyi olabilir: Ekinezya, Umcolaoba, Beta-Glukan, Çinko, C vitamini tabletleri.
Acıkmadan yemek kilo aldırıyor
Ana ve ara öğünler dışında yapacağınız gereksiz atıştırmaların kilo aldırabileceğini unutmayın. Özellikle duygusal olarak çalkantılı olduğunuz dönemlerde, üzgün, sinirli veya mutsuz olduğunuz zamanlarda rahatlamak ya da duygusal açlığınızı gidermek için yapılan atıştırmalar kilo mücadelesinin en önemli sabotajcılarıdır. Bu dönemlerde yapılan atıştırmaların bol şekerli, unlu, tuzlu, yağlı yani kalori yönünden zengin yiyeceklerden seçilmesi bu durumu daha da tehlikeli hale getirir. Bu nedenle gereksiz atıştırmalardan uzak durun. Atıştırma yaptığınız zaman düşük kalorili yiyeceklerden faydalanmaya gayret edin.
Kolesterol düşürücü ilaçlar akciğer yaşlanmasını da yavaşlatabiliyor
Harvard Üniversitesi’nde yapılan bir çalışmada 1995-2005 yılları arasında kolesterol azaltıcı statinleri kullanan 800 kişinin akciğer fonksiyonları karşılaştırılmış, yapılan karşılaştırmalarda statin kullanan hastalarda akciğer fonksiyonlarının daha iyi durumda olduğu ortaya çıkmıştır. Araştırmacılar, bu bulgularını akciğerde yaşlanma sürecinde ortaya çıkan amfizem ve kronik tıkayıcı akciğer hastalıkların oluşumunda etkili olan yangısal süreçlerin statinlerle baskılanmasından kaynaklanabileceğini belirtmektedir. Bu çalışma American Journal of Respiratory and Critical Care Medicine dergisinde yayınlanmıştır. Daha önce yapılan bazı çalışmalarda statinlerin yaşlılık seyrinde ortaya çıkan Alzheimer, katarakt ve kemik yoğunluğu azalması gibi sorunların yavaşlatılmasında da yardımcı olabileceğini gösteren sonuçlar vermiştir. Bu bulgular yeni çalışmalarla da desteklenirse "statinlerin geleceğin aspirini olduğu tezi" kanıtlanmaya bir adım daha yaklaşacaktır.
Biraz soluklanın
Hayatı ıskalamamak istiyorsanız durun biraz soluklanın, en azından yavaşlayın. Zaman zaman hayatınızla sohbet etmeye, onu dinlemeye, onunla baş başa kalmaya çalışın. Hayatınızla paylaşacağınız bu özel zamanları yaratın. Bu zamanlarda artılarınızı, eksilerinizi, yanlışlarınızı, fazlalıklarınızı daha iyi kavrar, fark edersiniz. Kendini bilmek en zor başarılan şeylerden biri de olsa deneyin. Kendinize karşı dürüst olmaya, kendinizle de dost, arkadaş kalmaya gayret edin.
Göz sağlığınız için daha çok Lutein tüketin
Lutein göze çok yararlı besin unsurlarından biridir. Yaşlılığa bağlı göz sorunlarını azaltmada C vitamini, E vitamini, Çinko, Beta Karoten, Omega-3 yağları ve Zeoksantin ile birlikte mümkün olduğu kadar fazla miktarda Lutein kazanımı önerilmektedir. Lutein’in en fazla bulunduğu besinler ıspanak, lahana, bezelye, yeşilbiber, portakal, mandalina gibi yiyeceklerdir. Ayrıca besin desteği olarak satılan Lutein tabletlerinden de istifade etmenin mümkün olabileceği belirtilmektedir.
Ortak bir sorun basit bir çözüm
Akşam işten geç saatlerde dönüyorum. Ve yalnız yaşadığım için eve gelince yemek yapmaya üşeniyorum. Bu durum başladığım diyetleri hep yarım bıraktırıyor. Eve gelince kalorisi yüksek olmayan ama hızlı ne çeşit yemekler pişirebilirim?
Diyet yapanlara ait bir bahane gibi görünse de bu durum gerçekten uygulanan diyeti zora sokmaktadır. Akşam menüleri hızla tüketilen, kalorisi yüksek atıştırmalıklar (bisküvi, börek, fındık, leblebi, ceviz gibi) haline gelmektedir. Bu durum akşam almanız gereken kaloriyi farkında olmadan epeyce artırmaktadır. Buzdolabınızdan aşağıdaki listeyi eksik etmeyin. Yarın bu listedeki yiyeceklerden hazırlayacağımız menüyü kaçırmayın!
Ton balığı
Yoğurt-ayran
Hindi, söğüş et
Tavuk baget veya göğüs et
Önceden yoğrulmuş saklama kabında ızgara köfte
Light eritme peynir
Haşlamış nohut veya yeşil mercimek (Haşladıktan sonra buzdolabı poşetlerinde saklayın.)
Çiğ sebzeler (havuç, domates, biber, maydanoz, salatalık, yeşillikler) yıkadıktan sonra kurutarak saklama kabında saklayabilirsiniz. Unutmayın! Doğrama işlemi tüketmeden önce yapılmalıdır.
Kepekli veya tam tahıllı sandviç ekmekleri
Kefir, meyveli yoğurt
Taze meyve
Çok kolay şişmanlıyorum
Boyum 1.65 cm, kilom 69 ve 32 yaşında bir bayanım. Kaç kilo vermem gerekiyor? Çok kolay kilo alıyorum bunun nedeni ne olabilir?
165 boyunda ve 32 yaşındaki bir kadın için sağlıklı vücut ağırlığı aralığı 51kg- 68kg arasındadır. Sizin için en uygun vücut ağırlığı ise vücut şekline göre değişir. Sağlıklı sınırlar içerisinde kalmak, şişmanlığa bağlı hastalıkların ortaya çıkmasını engelleyen koruyucu faktörlerin en önemlisidir. Sağlığınızı korumak için hastalık ortaya çıktıktan sonra "Ne yapacağım?" yerine, uygun olan vücut ağırlığınızı koruyarak, yani "Sağlıklı ve kaliteli yaşam için ne yapmalıyım?" derseniz hayatınızda daha emin adımlarla ilerlemiş olursunuz.
Kilo artışının nedenleri genetik faktörler, hormonal sorunlar, bazı ilaçlar, beslenme bozuklukları, hareketsiz yaşam olarak sıralanabilir. Eğer bu etkenlerden bir ya da birkaçına sahipseniz kilo artışı buna oranla hızlanacaktır. Kilo yönetimi için kliniğe başvurduğunuzda ilgili tahlil ve değerlendirmeler mutlaka yapılacak ve artışın hızlı olmasının nedeni ortaya çıkacaktır. Durumunuzu değerlendirmek için bir beslenme günlüğü tutarak yediklerinizi miktar ve saatleriyle beraber kaydedin. Aynı zamanda besin tüketim kaydının yanına günlük aktivitenizi ve eğer yapıyorsanız egzersiz süre ve şiddetini de mutlaka not alın. 3 gün 1 haftayı tamamladıktan sonra günlüğünüzle beraber bir diyetisyene başvurduğunuzda beslenme durumu ve aktivitenizin kilonuz üzerindeki etkisini öğrenmiş olacaksınız.