Paylaş
VARAN 1
NEDEN ‘İYİ’YİZ
‘İyi’yiz çünkü: Aşıları bulduk.
‘İyi’yiz çünkü: Koronanın huyunu, suyunu öğrendik.
‘İyi’yiz çünkü: Başlangıçtaki kapanma dönemlerini aşıp adeta yeniden dünyaya geldik. Bunlar “iyiler”imiz.
VARAN 2
NEDEN ‘İYİ DEĞİLİZ’
‘İyi değiliz’ çünkü: Aşılama sürecinde hâlâ istenen başarıyı yakalayamadık.
‘İyi değiliz’ çünkü: Pandemi yorgunu ve bıkkını haline gelip “maske-mesafe-hijyen” üçlüsünden neredeyse vazgeçtik.
‘İyi değiliz’ çünkü: Filyasyon meselesini, temaslı sorununu ve daha pek çok önemli ayrıntıyı adeta unuttuk. Bunlar da “iyi değil”lerimiz.
KESİP SAKLAYIN
TEHLİKELİ BİR VİRAJDAYIZ
YANITLAMAMIZ gereken esas soru şimdi şudur: Her gün 30 bin civarındaki vakaya ve genelde her gün 200’ü geçen insan kaybına “iyi” mi diyeceğiz, yoksa “iyi değil” mi? Dikkatle izlediğim bir Instagram sayfası var: MÜTHİŞ PSİKOLOJİ. O sayfada uzmanlar “HAYATTAKİ EN ZOR 4 DURUM NEDİR?” sorusuna şu 4 yanıtı veriyorlar...
BİR: Genç yaştaki karamsarlık.
İKİ: İleri yaştaki pişmanlık.
ÜÇ: Ertelenmiş ve amaçsız yaşam.
DÖRT: Kabullenilen çaresizlik.
İkinci sorum şu: Bu 4 maddeden size göre hangisi en tehlikelisi? Ben en çok dördüncüsünden sonra da birincisinden korkarım. Pandemideki son durumumuzu da aslında bu iki madde özetliyor. Gençlerimiz için tam bir KARAMSARLIK HALİ, yetişkin ve yaşlılarımız için ÖĞRENİLMİŞ VE KABULLENİLMİŞ ÇARESİZLİK DURUMU. Pandemide son durum şudur: Tek kelimeyle “İyi”, “iki kelimeyle “İyi değil”.
BİR UYARI
‘DEPRESYON MASASI’ ACİLEN KURULMALI
GEÇTİĞİMİZ günlerde de altını çizdim: Duygu durum bozukluğu olanların, özellikle de kaygı/depresyon problemine paçasını kaptıranların sayısı maalesef hızla artıyor. Diğer taraftan depresyon sorunu, onu iyi tanıyan biz hekimler için “keder duygusu”ndan çok daha fazlasını ifade ediyor. Bilelim ki depresyon yalnızca huzursuzluk, kederlilik, uyku kaybı, mutsuzluk ve benzeri ruhsal problemlerle sınırlı, basit bir sorun değildir. Depresif bozukluk geçirenlerde kalp damar hastalıklarına, bağışıklık sorunlarına, bellek bozukluklarına, sindirim sistemi problemlerine, uyku kayıplarına, obeziteye ve daha pek çok sağlıksızlık işaretine beklenenden daha sık rastlanmaktadır. Pandeminin başından bu yana bu köşede ısrarla tekrarlayıp duruyor, sürecin sadece bulaşıcı bir virüs pandemisiyle sınırlı kalmayacağının, bu pandemiye “depresyon, uyku kaybı ve obezite pandemileri”nin de katılacağının altını ısrarla çiziyoruz. Üzülerek belirtelim son rakamlar da bizi doğruladı. Halkımızda depresif bozukluk açısından kaygı verici rakamlara ulaşıldığı net ve açık olarak anlaşıldı. İşte bu nedenle meselenin süratle masaya yatırılması ve kurulacak bir “duygu durum bozukluğu masası”nda tartışılarak etkili ve kalıcı çözümlerin ortaya konması son derece önemli bir konudur.
İYİ BİLGİ
BELLEK DESTEKLERİNDE İLK 3
BELLEĞİ koruyup kollamanın besin/beslenme seçimleriyle de yakın bir ilgisi var. Bana göre, söz konusu belleği güçlendirmek olduğunda ilk 3’e yerleştirilmesi gereken temel gıda unsurları şunlar:
1)OMEGA 3/DHA: Beyninizin üçte biri yağdan ibaret. Bunun dörtte birini de omega yağları oluşturuyor. EPA ve DHA’dan ibaret olan Omega-3 yağlarının beyindeki oranları ise çok düşündürücüdür. Beyindeki Omega-3 rezervinin yüzde 90’ı DHA’dan, sadece yüzde 10’u EPA’dan oluşuyor. Kısacası beyin DHA’sız yapamıyor. Yine bir şaşırtıcı rakam: Beyin hücrelerimizin (nöronlar) plazma zararlarının yarısını da yine DHA oluşturuyor.
2)ZERDEÇAL/KURKUMİN: Kurkuminin içerdiği kurkumoid ve türmeranların antioksidan (pas önleyici), antienflamatuar (iltihap baskılayıcı) ve mitokondri kalkanı görevi yaparak belleğe muazzam bir destek sağladıkları biliniyor.
3)B12 VİTAMİNİ: Metil kobalaminin metil tetrahidrofolat ile birlikte muazzam bir metilasyon süreci yöneticisi oldukları, dengeli ve düzenli metilasyonun ise beyinde berraklık, güç ve yetenek sağladığını gösteren yüzlerce kanıt var. Özetle B12 aklın, DHA ise beynin sütüdür.
OKUR SORUSU
B12 EKSİKLİĞİ NASIL DÜZELTİLİR
B12 noksanlığı sık görülen vitamin eksikliklerinden biri. Bilelim ki B12’nin kan seviyesi asla 500’ün altına inmemeli. Peki,
bu nasıl başarılacak? İşte size kolay bazı çözümler...
BİR: Daha sık ve çok hayvansal ürün, özellikle yumurta ve yoğurt yiyin.
İKİ: Daha az mide hapı, mümkünse asit pompasını felç eden ilaçlardan uzak bir yaşam sürün.
ÜÇ: Kaliteli B12 desteğinden (metil siyano kobalamin hapları) günde 800-1200 mcg alın.
DÖRT: Mümkünse buruna sıkılan “nasal B12” destekleri ve/veya ağızdan emilen B12 oral spreylerden faydalanın.
BEŞ: B12’nin kas içi ve damar içi uygulanan iğnelerinden istifade etmeyi düşünün (doktor tavsiyesi ile).
ALTI: B12 azaltan ilaçları (metformin) kontrolsüz kullanmayın.
Paylaş