Paylaş
EGZERSİZ KALBİN DOSTUDUR
Egzersiz kalbe yararlı mı, zararlı mı sorusunun yanıtına gelince... Bu sorunun cevabı aslında çoktan verildi: Egzersiz kalbe iyi geliyor. Çok sayıda araştırmada elde edilen güvenilir bulgular düzenli egzersiz yapmanın yalnızca kalp krizi geçirme olasılığını azaltmadığını, kalp krizi nedeniyle ölme riskini de azaltabildiğini gösteriyor. Çünkü egzersiz kalp krizine yol açabilen çok sayıda faktörün aynı anda kontrol altına alınmasını sağlıyor. Düzenli egzersiz yapmak kan şekerini dengeliyor, kan basıncını düşürüyor, kötü kolesterolü azaltıyor, iyi kolesterolü yükseltiyor, aşırı kilolu olma problemini engelliyor. Egzersiz damarları güçlendirdiği, kalbe kan akışını iyileştirdiği, kanı incelttiği için de mükemmel bir kalp desteği.
NE ZAMAN SORUN OLABİLİR?
Egzersiz nedeniyle ortaya çıkan sorunlar bazen bilgisizlik ya da dikkatsizlikten, bazen de kendine fazla güvenden kaynaklanıyor. Örneğin kalp ritmi bozukluğunda, tansiyonu yüksek olanlarda, solunum yollarında tıkanıklık bulunanlarda, aşırı kilolularda bilinçsiz egzersiz fayda yerine zarar verebiliyor. Ağır egzersizler, özellikle kademeli olarak belli bir performansa ulaşılmadan uygulanırsa kalbin pek hoşuna gitmiyor. Prensip olarak elli yaşın üzerinde olanlar, şeker hastalığı, hipertansiyon, kolesterol yüksekliği bulunanlar ve özellikle bu sorunlar nedeniyle ilaç tedavisi görenler ve önceden bilinen koroner kalp hastalığı olanlar egzersize başlamadan önce mutlaka doktorlarıyla görüşmeli. Egzersizi birden yoğunlaştırmamalı, kademeli olarak arttırmalı ve bir uzmanın denetiminde yapmalı. Makul noktalarda kalmayı unutmamalı, gaza gelip aşırı egzersiz yapmaya kalkmamalı.
ISINMA-SOĞUMAYA DİKKAT
Egzersiz öncesi ısınma hareketlerini unutmamalı ve egzersiz sonrasında soğuma antrenmanlarını ihmal etmemeli. Eğer egzersiz esnasında baş dönmesi, baygınlık hissi, göğüs ağrısı, bulantı, nefes darlığı, çarpıntı, aşırı yorgunluk gibi işaretler ortaya çıkarsa egzersizi hemen sonlandırmalı...
BESLENME
Zeytinyağı zayıflatır mı ?
Hiçbir yağ zayıflatmaz, zeytinyağı da kilo vermenize yardımcı olmaz. Bitkisel ve hayvansal yağların hepsinin bir gramı 9 kalori enerji içeriyor. Eğer ihtiyaçtan fazla yenirse zeytinyağı, ayçiçeği yağı veya tereyağı fark etmiyor, her yağ kilo aldırıyor. Bununla beraber zeytinyağının diğer yağlardan daha sağlıklı olduğunu da unutmamak, hakkını vermek gerek. Eğer zeytin bitkisiyle zayıflamayı düşünüyorsanız yapraklarından üretilmiş çaydan faydalanmayı ya da zeytin yaprağını kaynatarak yararlanmayı düşünebilirsiniz. Zeytinin yaprağında bulunan bazı maddelerin kilo vermeyi desteklediğini gösteren işaretler var.
DEPRESYON
Depresyon yapan hastalık var mı?
Depresyon bazı hastalıklara yakalanma olasılığını artırıyor, bazı hastalıklar da depresyonu davet edebiliyor. Örneğin bazı beyin tümörlerinin, pankreas kanseri, akciğer kanseri ve lenfomaların depresyonla birlikte olma ihtimali daha fazla. Tiroit bezi yetmezliğinin de depresyona eğilimi artırdığı belirtiliyor. Karaciğer ve böbrek yetmezliğinin, kronik romatizmal hastalıkların, MS, Parkinson gibi merkezi sinir sistemi hastalıklarının da depresyona neden olabilecekleri belirtiliyor.
GUATR
Tiroit hapları kemik erimesi yapar mı?
Hipotiroiti ve guatr tedavisinde kullanılan tiroit hormonlarının yüksek dozda alınması kemikten kalsiyum kaybını hızlandırıp kemik erimesini tetikleyebilmektedir. Eğer dozu dikkatli ayarlarsanız, böyle bir sorunla karşılaşmazsınız.
KİLO SORUNU
Kilo artınca tansiyon neden yükseliyor?
Alınan her fazla kilo kalp ve damar sistemi için ek bir yük anlamına geliyor. İşin uzmanları “1 kg=1,5 (mmHg) kan basıncı” formülüne işaret ediyor. Yani aldığınız her bir kilo size kan basıncınızın (özellikle sistolik kan basıncınızın) 1,5 mmHg yükselmesi olarak geri dönüyor. Denklemin tersi de geçerli: Diyelim ki kilolu birisiniz ve on kilo verdiniz. Kan basıncınız otomatik olarak yaklaşık 15 mmHg düşüyor. İşte bu nedenle özellikle kilo sorunu olanlarda hemen tansiyon ilaca başlamak yerine kilo sorununu çözmeleri tavsiye ediliyor.
BESLENME
Yemek pişirmede sağlık mı lezzet mi ön planda olmalı?
Bana sorarsanız lezzetsiz bir yemek sağlığın en önemli düşmanı. Çünkü ya doymadığımız için fazla yemenize ya da beğenmediğiniz için aç kalmanıza sebep oluyor. Ayrıca lezzetsiz bir yemek kötü bir malzeme, yanlış bir pişirme tekniği anlamına da geliyor. Ünlü aşçıların değişmez bir kuralı var: İyi yemek için ilk şart, iyi malzeme seçmektir. Eğer buna ikinci bir madde eklemek gerekiyorsa bu pişirme tekniğine dikkat etmek olmalı. Çünkü hangi malzeme olursa olsun doğru teknikle pişirmez ve pişirme zamanına dikkat etmezseniz, lezzet de sağlık da arka planda kalıyor. İyi yemek pişirmek için sadece doğru malzeme seçmek, doğru pişirme tekniği kullanmak da yetmiyor. Yemek pişirmeyi ve yemeği sevmek gerekiyor.
Paylaş