Salgın ne zaman bitecek

Özellikle MUSA EROĞLU ve NEŞET ERTAŞ’ın yorumlarına bayılırım. Ama başlıktaki soruyu, bugün o türkünün içeriğinden çok daha farklı bir nedenle gündeme getirmek istiyorum. Çünkü hepimizin aklında ve dilinde öncelikle ve daima hep aynı soru var: BU SALGIN NE ZAMAN BİTECEK? O sorunun cevabıysa -bana göre- az çok ortaya çıkmaya başladı. Tabii bu bir kanaat. Ama gerçekleşme ihtimali oldukça yüksek bir kanaat olduğu da gözden kaçırılmamalı. Peki, nedir o kanaat?

ÖNEMLİ SORU
YOLUN SONU GÖRÜNÜYOR




BİRAZ erken ve riskli olsa da kişisel fikrimi şimdiden açıklayayım: Bir ay önce de söylediğim gibi Omikron varyantı bizim için “salgını sonlandırmada etkili olabilecek muhtemel bir (2022) yeni yıl hediyesi” olabilir. Muhakkak ki olağanüstü bir hızla bulaşan, yayılan ama etkisi ve hastalık süresi önceki varyantlardan daha kısa ve zayıf olan bu son mutasyon, tabii ki COVID-19’u tarihe gömmeyecektir. Ama onu en azından “EVCİLLEŞMİŞ BİR VİRÜS” haline getirme potansiyeli yüksektir. Bu da pandeminin endemiye dönüşmesi, COVID-19 meselesinin endemik bir kış enfeksiyonu haline gelmesi demektir. Bu düşüncenin tam tersini savunanlar da var. Bazı önemli uzmanlar, bu kadar çok vakadan çıkabilecek yeni bir varyantla başımızın daha çok belaya girebileceğini de ileri sürüyorlar. Haklı olabilirler. Saygı duyarım. Ama benim kişisel görüşüm, virüsün giderek evcilleşeceği ve pandeminin yakın bir gelecekte endemiye dönüşeceği yönündedir. Yeter ki aşılarımızı ihmal etmeyelim, koruyucu tedbiri de ısrarla sürdürelim.

5 TAVSİYE
CUMARTESİ TAVSİYELERİ

BİR: Yemek sonrası bitkinlik atakları, hipoglisemi ve insülin direnci işareti olabilir.

İKİ: Tekrarlayan hipoglisemi yaşlılarda bunamayı tetikliyor.

ÜÇ: Kolesterolü aşırı düşürmek kanser riskini arttırabilir.

DÖRT: Omega 3 takviyelerini sabah almak daha etkili.

BEŞ: Omega 6 ve 9 takviyesi genelde tavsiye edilmiyor.

KESİP SAKLAYIN
İNSÜLİNİ DENGELEYEN 3 ÖNERİ

KANIMIZDAKİ insülin seviyesinin ihtiyacımızdan daha fazla olması ve aşırı rakamlara ulaşması sağlığımız için tehlikelidir. Aşırı insülin yükü diyabetten hipertansiyona, kalp krizinden karaciğer yağlanmasına, bellek bozukluğundan kansere kadar değişebilen pek çok sorunun tetikçisidir. Açlık insülin seviyesi kimsede, hiçbir yaşta 5’i hele hele 8’i asla geçmemelidir. İşte bu nedenle hepimizin etkili bir “ANTİ-İNSÜLİN PROGRAMI”nın nasıl olacağını bilmesinde fayda var. Kolay uygulanabilir ve neticesi garanti bir anti-insülin program için yapmamız gereken 3 temel şey var...

1- AKTİF BİR HAYAT SÜRÜN... Aktif bir hayat ilk ve vazgeçilmez şarttır. İnsülin seviyeleri düşürmede haftada en az 150 dakika kadar etkili bir bedensel aktivite çalışması yapmak vazgeçilmez kuraldır. Her gün ev işi yapan, bahçe bakımıyla uğraşan, merdiven inip çıkan birinin günde sadece 20 dakikalık yürüyüşlerle bile insülin direnciyle mücadele edebileceği biliniyor.

2- DOĞRU VE DENGELİ BESLENİN... Beslenme hatalarını düzeltmek ikinci önemli ödevdir. İnsülin direnciyle mücadelede kan şekerini süratle ve aşırı yükseltebilen unlu, şekerli besinler yerine ağırlıklı olarak “sebze ve bakliyat temelli” bir beslenme planı yapmak, bu planı makul miktarda hayvansal protein ve probiyotik güçle desteklemek ilk ve vazgeçilmez şartlardan biridir.

3- “ŞEKERE HAYIR” DEYİN... Beyazı, kahverengisi fark etmiyor, çayınızla kahvenizle ya da tatlı yiyecek içecekler de tüketmeniz neticeyi değiştirmiyor, şekerin fazlası ve her türlüsü her koşulda pankreasımızı tahrik ederek onu daha fazla insülin üretmeye teşvik ediyor.

İYİ BİLGİ
KORTİZOL ARTINCA NELER OLUYOR

BÖBREKÜSTÜ bezlerinde üretilen stres hormonu kortizolün de fazlası, ciddi sağlık sorunlarına yol açabiliyor. Kronik stres durumunda giderek artan kortizol düzeyleri bakın neler yapabiliyor...

1- Kan basıncımız yükseliyor, kalp hızımız artıyor, aritmiler devreye girebiliyor.

2-  Kanda insülin birikiyor, insülin direnci tetikleniyor, kanda şeker ayarı bozuluyor, şeker hastalığı devreye girebiliyor.

3- Kan-yağ dengesi altüst oluyor, trigliserid seviyeleri yükselmeye başlıyor.

4- Kilo problemi devreye giriyor, kolay kilo alınıyor, zor kilo veriliyor.

5- Kaslar ve kemikler erimeye, koflaşmaya başlıyor.

6- Beyinde korteks katmanı ve hipokampus bölgesi çürüyor, neticede de bellek kapasitemiz güç kaybediyor.

7- Melatonin üretimi azaldığından uyku kalitemiz bozuluyor.

KESİP SAKLAYIN
ŞEKER HASTALIĞININ ALARM İŞARETLERİ

BİR: Kilo kaybı

İKİ: Sık idrara çıkma.

ÜÇ: Ağız kuruluğu.

DÖRT: Yorgunluk.

BEŞ: Açlığa tahammülsüzlük.

ALTI: Geç iyileşen cilt yaraları.

YEDİ: Kuru ve kaşıntılı bir cilt.

SEKİZ: Bulanık
görme.

DOKUZ: Tekrarlayan idrar yolu enfeksiyonları.

ON: Sürekli açlık hali.