Paylaş
Uzmanlar, geleceğimizi tehdit eden temel sağlık sorunları listesinde en başa koroner kalp hastalıklarını ve kanserleri koyuyorlar. Bu hastalıkların vücuttaki “iltihaplanma” süreçleri ile yakın bir ilişkisi olduğunu ısrarla yineliyorlar. İltihaplanmanın yaşlanmayı hızlandırdığı, yalnızca yukarıdaki hastalıklardan değil romatizmal hastalıklardan obeziteye, bağışıklık problemlerinden, böbrek, karaciğer sorunlarına pek çok alanda sağlığı tehdit ettiği de bilimsel bir gerçek.
ÇÜRÜK DİŞ, SAĞLIĞI TEHDİT EDER
Diş çürüğü dişlerin sert dokularının bakteriler aracılığı ile harap edilmesidir. Dişlerimizi bir süre fırçalamadığımızda dişler üzerinde içerisinde bol miktarda bakteri yaşayan yumuşak beyaz bir tabaka oluşur. Buna “bakteri plağı” denir. Bu bakteriler yediğimiz şekerli yiyecekleri parçalayarak asit oluştururlar. Belirli bir süre dişlerimizi fırçalamazsak bu asitler dişlerimizin sert dokularını eritmeye başlar ve dişlerimiz çürür.
Diş çürümesinin en önemli belirtisi ağrıdır. Soğuk, sıcak, tatlı ya da ekşi yeme ile başlar ve etken ortadan kalkınca da geçer. Çürük eskidikçe ağrı süreklilik kazanır. Dişimizin çürüdüğünü siyahlaşmasından, oyuk oluşmasından anlayabiliriz. Bazen da kırıldığında fark ederiz. Göremediğimiz çürükler de olabilir.
Ancak diş hekimi muayenesi ya da onun önerisiyle çekilen röntgenin değerlendirilmesi sırasında saptanan çürükler de vardır. Yılda en az bir kez, mümkünse altı ayda bir herhangi bir yakınmamız olmasa bile diş hekimine gitmemiz bizi bu tür “tatsız sürpriz”lerden koruyacaktır.
ÖNERİ
Diş çürüğünden korunmak için neler yapılmalı?
Diş çürüğünün meydana gelmesi için en az iki faktör bir arada bulunmalıdır: Bakteri plağı ve şekerli yiyecekler. Bu iki faktörden birisi yok edilirse çürük oluşmayacaktır.
Şekerli yiyeceklerin hiç yenmemesi mümkün olmadığından bakteri plaklarının temizlenmesi öncelikli çözümdür. Bakteri plağını temizlemek için dişleri fırçalamak, diş ipi ve ara yüz fırçaları kullanmak gereklidir.
Fırçalama işlemi günde en az iki kere yapılmalıdır. Diş fırçaları orta sertlikte olmalı, fazla sert fırçalar tercih edilmemelidir. Diş macunları içerisinde iri parçacıklar bulunmamalı ve fırçalama işlemi en az 2 dakika sürmelidir. Diş temizleme maddesi olarak diş tozları kullanılmamalıdır.
Dişleri fırçalarken fırça, diş ve dişetinin birleşim yerine yerleştirilir ve kırmızıdan beyaza (dişetinden dişe) olacak şekilde süpürme hareketi uygulanmalı veya yine diş-dişeti birleşimine yerleştirilen fırçaya küçük dairesel hareketler yaptırılarak dişler fırçalanmalıdır.
Diş ipi dişlerin birbirine değer yüzlerinin temizlenmesi amacıyla kullanılır. Fırça kıllar bu aralara giremediğinden buraların temizliği ancak diş ipi ile yapılabilir. Diş ipini bu aralıklara dik olarak geçirip dişin yan yüzünü sıyırarak dışarıya çıkarmak gerekir. Böylece dişlerin yan yüzlerini temizlemiş oluruz. Ağız gargaraları fırça kullanmaksızın dişlerimizi temizlememizi sağlamaz.
ÖNEMLİ
6 ayda bir diş muayenesi şart!
Diyabetiklerde, diş ve diş eti hastalıkları, genel nüfusa göre üç kat sık görülür. Tükürük salgısının daha az olması dişlerde plak birikimini tetikler. Şeker ilaçlarının çoğu ağız kuruluğu da yapar. Önce bir mantar enfeksiyonu ya da ülser ile başlayan sorun ödem ve fırçalama sırasında kanama ile şiddetlenerek “jinjivit”e (diş eti iltihabı) dönüşür. Bu durum diyabeti şiddetlendirir.
Normalde tükürük şeker içermez; ancak kan şekeri belli bir düzeyin üstünde olduğunda tükürükte artmış miktarlarda şeker bulunur. Yüksek veya dengesiz kan şekeri düzeylerine sahip bir kişinin dişlerinde çürük olma riski daha fazladır.
Hiperglisemi (kan şekeri yüksekliği) olduğunda, tükürükteki şeker miktarının fazlalığı, mikropların üremesini ve enfeksiyonu kolaylaştırır. Eğer fırçalamaya özen de gösterilmiyorsa hızla çürük oluşur. Alınacak ilk önlem bol su tüketmek ve günde üç kez dişleri dikkatle fırçalamaktır. 6 ayda bir mutlaka diş muayenesi yaptırılmalıdır. Dr. Evren ALTINEL
Paylaş