Pasif, depresif ve biraz da agresifseniz...

Geçen hafta yıllık sağlık kontrollerini yaptığım orta yaşlı kadın hastamın anlattıkları ilginçti:

“Neden olduğunu anlamadığım ve bir türlü anlam veremediğim bazı ruhsal değişimler yaşıyorum. Bazen o kadar keyifsiz, mutsuz, yorgun oluyorum ki anlatamam! Bazı sabahlara inanılmaz yorgun uyanıyor, güne neredeyse sürünerek başlıyorum. Durup dururken ağlama krizleri yaşıyorum. ınanmayacaksınız ama bazen egzersiz yaparken bile durup dururken ağlıyorum. Pasif, agresif, biraz da depresif biri oldum!”
Hastam, bu tür şikayetlerin yoğun olduğu dönemlerde aynı zamanda daha çabuk öfkelendiğini, daha agresif bir kişilik yapısına büründüğünü, olur olmadık şeylere sinirlendiğini, sorununun bazen patlama noktasına geldiğini eklemeyi de ihmal etmedi.

HORMON DEPREMİ

Söz konusu ruhsal değişiklikler uzun sürdüğünde, detaylı bir psikolojik değerlendirmeyi gerektirir ama sorgulamayı azıcık derinleştirince sorunun temel belirleyicisinin, yaşadığı hormonal deprem olduğunu anlamak güç değildi. Hanımefendinin yaşadığı ruhsal değişimlerin arkasında menopozun yarattığı “hormonal deprem” vardı.

Menopozu her kadın farklı yaşar. Menopoz her kadında farklı ruhsal sorunlara yol açar. Kimin, hangi sorunları, ne oranda yaşayacağını önceden kestirmek kolay değildir. Kimi kadın bu dönemde kayığını hafif çırpıntılarla sakin bir kıyıya park etmeyi becerirken, kimi de ciddi fırtınalar yaşar. Öyle ki, bazen yaşanan bu ruhsal fırtınaların boyutu menopozun gerçek sorunlarını bile geçer.

SORUN DEPRESYON MU

Bilindiği gibi menopoz, kadınlarda adet kanamalarının bir yıldan uzun süren yokluğuyla tanımlanan ve kalıcı sonuçları olan bir süreç. Kadın yaşamının en önemli dönemlerinden biri olarak gösterilen bu süreç, doğurganlığın ve gençliğin sona erdiği düşüncesi dahil olmak üzere pek çok ruhsal probleme yol açabilen önemli bir yaşam dilimi.

Menopozda yalnız depresyon eğilimine rastlanmaz. Anksiyeteden cinsel işlev bozukluklarına pek çok sorun zaman zaman ve değişik yoğunluklarda kendini gösterir. Bana sorunlarını anlatan hastanın temel problemi depresyondu. Bu konuda bir ruh hastalıkları uzmanından yardım almasını önerdim.

Menopoz ile depresif duygu durumu arasındaki ilişki, birçok çalışmaya konu olmuştur. Araştırmaların sonuçları dikkate alındığında menopozun depresyona yol açmadığı ama kişisel olarak depresyon öyküsü olanlarda ya da böyle bir eğilimi bulunanlarda menopoz döneminde depresyon gelişiminin kolaylaşabileceği anlaşılmıştır.

Menopoz döneminde ortaya çıkan depresyon işaretleri bilinen klasik depresyondan pek farklı değildir. Yorgunluk, bitkinlik, isteksizlik, uyku bozuklukları, unutkanlık, olur olmaz şeylere üzülme gibi şikâyetler ön plandadır.

NE YAPMALI?

Uzmanlar, menopozda görülen psikolojik değişimlerin biyolojik farklılaşma yanında kültürel, toplumsal ve ailesel etkenlerle de ilişkili olduğunun altını çiziyor. Geçmiş dönemde yaşanan ruhsal sorunların da önemli olduğunu söylüyor.
Yaşamı evi, eşi ve komşularıyla sınırlı kadınlarda, daha önceki yaşamında hedeflediği amaçlarına erişemeyen, üretken olmamış, olamamış hanımlarda menopoz döneminde depresyona rastlanma sıklığı artıyor.
Böyle bir durumda ciddi bir ruhsal çöküntü hali, zevk duygusu yitimi, ilgi kaybı, suçluluk, yetersizlik kaygıları, uyku bozuklukları, unutkanlık gibi belirtiler de söz konusuysa, mutlaka sorunun bir psikiyatri uzmanıyla çözülmesi gerekiyor. Çünkü böyle durumlarda çoğu zaman uygun bir antidepresan kullanmak da gerekiyor. Hatta bazı kadınlarda bireysel psikoterapilerden, aile terapilerinden istifade etmek zorunlu hale gelebiliyor.
Eğer menopoz dönemine yakın bir dönemdeyseniz ya da menopoz süreci içindeyseniz, yaşadığınız ruhsal sorunların yaşam kalitenizi ciddi boyutlarda bozmasına izin vermeyin.
Gerektiğinde çözüm için tıbbi yardım almaktan çekinmeyin. Çünkü depresyon sorununda çözüm geciktikçe sorun kronikleşiyor, kronikleşmiş bir depresyonda çözüm ihtimali de nüks olasılığı da yükseliyor.

Sağlığınızı yönetmeyi öğrenmek zorundasınız

Sağlık sorunlarının çoğu, dikkatsizlikten ve bilgisizlikten kaynaklanır. Bu ikiliye ilgisizliği de eklemenizde fayda var. ışlerini yönetmede mükemmel birçok insanın, konu sağlığı yönetmek olunca yaptıkları yanlışları görmek gerçekten de şaşırtıcı oluyor.
Vücudundan gelen sinyalleri ciddiye almayan, sağlık sorunlarının takibini önemsemeyen, mutlaka kullanması gereken ilaçlarını bile düzenli kullanmayan, tıbbi kontrollerini zamanında yaptırmayan, yiyip içmemesi gereken şeyleri tüketen, kısacası sağlığı konusunda vitesi boşa alan birçok insan tanıdım.
Sağlığı yönetmek, aslında hayatı yönetmekten de farklı değil. Yapacağınız şeyler son derece basit. Yiyip içtiklerinize, uykunuza, aktivitenize dikkat edecek, sağlık kontrollerinizi ihmal etmeyecek, doktorunuzun tavsiyelerine yüksek bir duyarlılık göstereceksiniz.
Bir kez daha hatırlatalım: Bizi hastalandıran şeylerin çoğu ne genetik miras kökenli sorunlar ne de şanssızlıklarımızdır. Hastalıkların çoğuna yaşam tarzı hatalarımız ve kişisel yanlışlarımız nedeniyle biz sebep oluruz.

Örümcek varisler nasıl tedavi edilecek?

Özellikle genç kadınların canını sıkan cilt sorunlarından biri olan “örümcek varisler” lazer uygulamaları, cerrahi girişimler ya da skleroterapi gibi yöntemlerle ortadan kaldırılabiliyor. Skleroterapi ve lazer son yıllarda en çok tercih edilen yöntemler.
Lazer ve buna ek olarak uygulanan radyofrekans yöntemleri, ağrısız, sızısız ve kolay uygulanan yöntemler olduğu için tercih ediliyor. Skleroterapi yetenekli ellerde uygulandığında başarı oranı yüzde 80’lere ulaşabilen etkili bir tedavi aracı olarak kabul ediliyor.
Yazarın Tüm Yazıları