Paylaş
Aynı evi paylaşan, aynı işyerinde çalışan, aynı yiyecekleri aynı miktarda tüketen iki arkadaştan biri bir tabak makarnayla 1 gram bile almazken, diğeri ertesi güne yarım kilo daha yağlı uyanabiliyor.
Diğer taraftan mevcut yağlardan kurtulmada yani fazla kiloları vermede de benzer bir problem olduğu kesin.
Aynı yaşta, aynı kiloda iki hanıma aynı besinleri ve eşdeğer kalorileri içeren diyet programları uygulamanıza, beslenme reçeteleri düzenlemenize rağmen biri bir hafta sonra en az 1 kilo verip gelirken, diğeri 1 gram bile veremeyebiliyor.
Böyle durumlarda akla hemen ve anında “Bende metabolik veya hormonal bir sorun olabilir mi?” sorusu gelmeli.
Mesela insülin direnci! Mesela hipotiroidi (tiroit tembelliği)! Mesela böbreküstü bezi sorunları (kuşing hastalığı)!
Önemli bir bilgi de şu: Kolay kilo alıp zor kilo verme sorununun arkasında özellikle bizim ülkemizde ve en çok hanımlarda D vitamini, demir ve B12 eksikliği var.
Özellikle D vitamini eksikliğinin dokularda insülin direncini artırarak kilo dengesini korumada zorluklara yol açabileceği net ve açık olarak gösterildi. Bu gibi sorunları olanların dikkatine sunulur.
Gerilmeyi bırak gerinmeye bak!
Gerginlik; stresin, yönetilmesi zorlaşmış korku ve endişenin, bazen de öfkenin işareti olduğu için tatsız ve kötü bir durum. Tansiyonu, nabzı yükseltiyor, damarları ve kalbi yoruyor, üzüyor. Ama söz konusu germe (gerinme-esneme) egzersizleri olduğunda işler değişiyor. Bedenimiz de, ruhumuz da germe egzersizlerinden çok hoşlanıyor. Becerilebilir de ruhsal gevşeme ile birlikte uygulanırsa bu çalışmalar her yaşta herkesin işine yarıyor. Öncelikle stresi azaltıp gerginliği sınırlayarak daha iyi bir zihinsel/ruhsal durumu garanti altına alıyor.
Bedensel faydalarına gelince...
◊ Dengeniz iyileşiyor.
◊ Düşme riskiniz azalıyor.
◊ Daha güçlü bir hareket yeteneği kazanıyorsunuz.
◊ Daha esnek biri olduğunuzu hissetmeye başlıyorsunuz.
◊ Stres yönetiminiz kolaylaşıyor.
◊ Srese bağlı sırt ve bel ağrılarınız minimuma iniyor.
Özeti şudur: Her sabaha sırt, bel ve omuz, kol, bacak kaslarınızı içine alan basit germe hareketleriyle başlayın. Hangi egzersizi yaparsanız yapın başına ve sonuna germe aktivitelerini de ekleyin.
Neler mi yapacaksınız?
En basit germe uygulaması uzmanların “statik germe” olarak adlandırdığı çalışmalardır. Bu çalışmaların pratiği ve geçmişi ise ‘yoga’ya dayanır.
Adına ister yoga, ister başka şey deyin fark etmez, statik germe çalışmalarında hedefiniz “düzgün bir duruş oluşturmak” ve “vücut ağırlığınızı kullanarak” başta kaslarınız, tendonlarınız, kirişleriniz olmak üzere dokularınızı dikkatlice germektir.
Prensip olarak germe çalışmalarını yavaş yavaş yoğunlaştırın. Başlangıçta daha yumuşak ve ılımlı çalışmalar yapın ve yeni başlayan biriyseniz herhangi bir pozisyonda 10-15 saniyeden fazla kalmayın. Gelişme kaydettikçe süreyi 30 saniyeye kadar uzatabilirsiniz.
Germe çalışması süresince de nefes sistemini ayarlayın. Derin bir nefesle çalışmaya başlayın ve germeyi sürdürürken o nefesi yavaşça verin.
Önemli bir ayrıntı da şu: Germe çalışmalarının mükemmel bir “zihinsel boşalma” desteği ve “gerginliği azaltıp gevşemeyi sağlama” özelliği de var. Bunu daha iyi yakalayabilmek için germe çalışması süresince zihninizi harekete, özellikle de germe yaptığınız vücut bölümüne odaklayın.
Her tekrardan önce en az 5-10 saniye dinlenmeyi de unutmayın.
Aşırı soğuk baş ağrıtıyor
Kronik, yerleşik veya eski tabirle müzmin baş ağrısı can sıkıcı bir süreçtir. Ve tam da söylendiği gibi “çeken bilir”!
Tekrarlayan baş ağrılarının pek çok nedeni olsa da en çok korkulanın migren olduğu kesin. Migrenin farklı tipleri var ve her çeşidi dış ortam değişimlerinden etkileniyor. Mesela ani ses yükselmeleri, gürültülü ortamlar, aşırı ışıklı mekânlar...
Migrenin etkilendiği bir başka ortam değişikliği de “ortam ısısı”.
Migren ani hava değişimlerinden, havaların birden soğuması ve ısınmasından da etkilenip hemen atağa geçiyor.
Migreni etkileyen bir başka ortam değişikliği de rüzgârlar, özellikle de lodoslu havalar.
Lodoslu havaların biyoritmi bozarak, ortamdaki elektro manyetik yükü negatiften pozitife kaydırarak, yani pozitif metalik iyonların yoğunluğunu artırarak migren ataklarını tetikleyebileceği anlaşılıyor.
Özeti şu: Migreniniz varsa ani ısı değişikliklerinden, aşırı ses ve ışıklı ortamlardan uzak durun ve lodoslu havalarda pek sokağa çıkmayın.
Kestaneli sahlep
◊ 2 bardak süt
◊ 1 çay bardağı su
◊ 1 çorba kaşığı kestane unu
◊ 1 tatlı kaşığı bal
◊ 1 çay kaşığı toz tarçın
◊ Yarım paket vanilin
Kestane ununu süt ve su ile pişirin. Ateşten aldıktan sonra bal ve vanilini karıştırın. Üzerine tarçın ekleyip servis edin.
Kestane tadı ile birleşen sahlep tam bir kış içeceği. Kestane ununun gluten içermemesi nedeniyle bu içeceği glutensiz beslenenler tercih edebilir.
◊ Dyt. Müge BAŞER BOZOK
Üç mühim sağlık hamlesi
Sağlık Bakanlığı birbiri ardına önemli hamleler yapıyor.
Son haftalarda bunlara üç yeni hamleyi daha ekledi:
Birinci hamle, sigara yasağında oluşan açıkları kapatma oldu. Sigara yasağı son 15 yılda sağlık alanındaki değişimlerin bence en önemlilerinden biri. Bu konuda hiçbir taviz vermemek ve sigarasız bir toplum için yapılması gereken her şeyi yapmaya gayret etmek zorundayız.
İkincisi bazı ilaçların reçeteye sokulması konusuydu. Aslında hiçbir ilacın reçetesiz satılmaması lazım ama süreç maalesef bizde böyle işlemiyor, pek çok ilaç hâlâ kutusunun üzerinde “reçeteyle satılır” yazmasına rağmen eczanelerden reçetesiz alınabiliyor. Sağlık Bakanlığı iki önemli ilaç grubunun reçetesiz satılmaması konusunda ciddi önlemler aldı: Antibiyotikler ve antidepresanlar. İkisi de mükemmel kararlar. Darısı diğerlerine...
Üçüncü hamleye gelince: Gıda paketlerinin üzerine “kaç kalori?” ihtiva ettiğinin yazılması yönündeki çalışmalar, ki bu hamle obezite ile mücadelede olduğu kadar genel sağlığımızı koruma bakımından da mühim ve takdire değer. Eğer “kalori yazma” zorunluluğuna “çocukların gıda reklamlarında görüntülenmelerine sınırlama” getirmek ve “gıda paketlerinin üzerindeki içeriklerin daha okunabilir” olması gibi şeyleri de ekleyebilirsek neticenin daha iyi olacağı kesindir.
Üç hamle için de sayın Dr. Recep Akdağ ve emeği geçenlere teşekkürler...
NTV’de Yaşasın Hayat
Her hafta cumartesi 18:15 ve pazar 12:15’te NTV’de yayınlanan “Yaşasın Hayat” programımızın bu haftaki konusu “Kanserde erken teşhis mümkün mü?” olacak.
Paylaş