Paylaş
Madem ki her gün bir aspirin almak, her gün kolesterol düşürücü statin kullanmak, tansiyon ayarlayıcısı enalaprilden her gün 2.5 mg yutmak sağlığımıza iyi geliyor; öyleyse bunları tek bir hapın içine yerleştirip yutalım da şu işi bir çırpıda ve de kökten hallediverelim! Kulağa gerçekten de hoş geliyor. Öyle ya günde bir kez sadece bir hap yutup pek çok şeyi aynı anda halledivereceğiz. “Kalp damar hastası” olsak da olmasak da bu yönde küçük bir risk bile taşısak, yuttuğumuz o “mucize!” haptaki Aspirin kanımızı sulandıracak, statin kolesterolümüzü düşürecek, enalapril de tansiyonumuzun yükselmesine engel olacak. Biz de bu sayede bir kalp krizinin hazırlayıcısı olabilecek tehditlerden uzak, istediğimizi yiyip içerek keyifli bir hayat sürebileceğiz.
SORUN NEREDE?
Kulağa hoş gelen ama bir türlü uygulamaya geçmeyen bu “müthiş!” öneri bir türlü hayata geçemedi. Geçemedi çünkü aspirini herkesin kullanamayacağı biliniyor. Aspirin mide ülseri olan birinde ülserin kanamasına, kanama eğilimi olan birinde yaşamı tehdit edebilecek hemorajilere sebep olabiliyor. Benzer şekilde her gün statin yutmak da güvenli değil. Statinlerin birçok yan etkisi var: Karaciğeri bozabiliyor, kas eritebiliyor, hormon üretimini aksatıp cinsel güçsüzlükten yorgunluğa, uyku probleminden unutkanlığa onlarca soruna yol açabiliyor. Keza enalapril de masum bir molekül değil. Yaratabileceği pek çok sorun –mesela inatçı öksürük- var. Kısacası hiçbir zaman hayata geçirilemeyecek, geçirilmemesi de gereken bir proje bu. Ben de projenin ilaç üreticileri dışında kimsenin işine yaramayacağını, koruyucu tıp bakımından da riskli bir yol olduğunu düşünüyorum. Doktorlar bu maddeleri ihtiva eden ilaçları ayrı ayrı ve dozlarını “kişiye özel” ayarlayarak hastalarını zaten verebiliyorlar. İstediklerini istedikleri zaman listeden çıkarıp, dozları ile istedikleri gibi oynayabiliyorlar.
SONUÇ: ‘DOĞAL’I VAR
Peki, pek çok hastalıkla savaşabilecek, daha doğrusu pek çok hastalığı aynı anda önleyebilecek başka bir ilaç var mı? Bu soruyu “Olabilir!” diye değil, “Böyle bir ilaç var, hem de doğal bir ilaç. Onu güvenle kullanabilirsiniz” diye yanıtlayabilirim. Peki, nedir o ilaç? Nerede ve nasıl bulunur? Nasıl faydalanılır? Bu ve benzeri soruların yanıtını öğrenmek için heyecanlandığınızı biliyor, bunun için de yandaki “ZERDEÇAL” ile ilgili notlarımı dikkatle okumanızı tavsiye ediyorum...
Her derde deva:
ZERDEÇAL
Zerdeçal güney Asya, özellikle de Hindistan mutfağının favori baharatlarından biri. Bilimsel adı “Curcuma longa”. Bitkinin kökünün öğütülmüş hali (toz zerdeçal), binlerce yıldır uzak doğu Asya mutfağının en ayrıcalıklı tadı. Mesela “Meşhuuur (!) köri sosu”nun da ana maddesi zerdeçal. Köri sosunun içinde zencefil, kimyon, karabiber, kakule, rezene gibi baharatlar da var ama yüzde 30’una yakınını zerdeçal oluşturuyor.
HEM DE İYİLEŞTİRİYOR
Bu farklı baharatın sağlık için faydalı olabileceği bilgisi ise yeni değil. Geleneksel tıp yüzyıllardır bu baharatı hastalıkları önleme ya da iyileştirmede zaten kullanmış. Ünlü araştırma merkezlerinde yapılan yeni çalışmalar ise bu muhteşem baharatın aynı zamanda mükemmel bir doğal ilaç olduğunu göstermiş. Detaylara fazlaca girip kafanızı karıştırmak istemem ama şu noktaların altını ısrarla çizmek isterim.
MARİFET ‘KURKUMİ’NDE
Bitkilerdeki ilaç etkili doğal molekülleri araştıran bilim insanları, zerdeçal tozundaki mucize maddenin ‘kurkumin’ olduğunu düşünüyor. Laboratuvarlarda da ‘kurkumin’in çok farklı alanlarda önemli –faydalı- etkileri olduğunu tespit etmişler. Özellikle iltihap baskılayıcı, ağrı azaltıcı ve kanseri önleyebilici etkileri konusunda hem fikirler. Evet zerdeçal muhtemelen içindeki ‘Curcumin/Kurkumin’in sağladığı avantajla çok güçlü bir enflamatuar besin. İltihabi süreçleri baskılıyor. Bu sayede –tıpkı aspirin gibi- romatizmayla savaşıyor. Romatizmal süreçleri yavaşlatıp ağrıları azaltabiliyor. Bitmedi.
ALERJİYE DE İYİ
Yine benzer süreçlerle damar duvarında iltihabi süreçlerin oluşmasını da engelleyebiliyor. Ayrıca alerjik reaksiyonları frenlemede de faydalı olabileceğini gösteren bulgular var. Çok daha önemlisi pek çok kanserin oluşumuna ya da ilerlemesine de engel olabilmesi. Dünyanın en önemli kanser merkezlerinden M.D. Anderson Kanser Merkezi’nde sadece zerdeçal-kanser araştırmalarının yapıldığı özel bir merkez bile var. Hindistan’da özellikle meme ve kalınbağırsak kanserlerinin çok seyrek görülmesinin bir nedeni de yoğun zerdeçal tüketimi olduğunu düşünülüyor.
İSTER YE İSTER İÇ
Bir başka iyi bir haber de şu: Son yıllarda arka arkaya yayınlanan pek çok çalışma gösterdi ki zerdeçal Alzheimer hastalığını engelleme ya da yavaşlatmada da işe yarayabiliyor. Fareler üzerinde yapılan araştırmalara bakılırsa kurkumin ile beslenen farelerde, Alzheimer ile ilişkilendirilen amoloid plaklarının oluşumu zorlaşıyor. Kısacası zerdeçal pek çok “derde deva” mükemmel bir doğal ilaç. İster yemeklerinize köri sosu şeklinde ekleyin, ister zaman zaman “içine bir-iki çay kaşığı toz zerdeçal eklenmiş yoğurt” ile 2-3 haftalık sağlık kürleri deneyin isterseniz doğrudan baharat olarak istifade edin ama zerdeçaldan faydalanmanın yollarını mutlaka arayın.
Paylaş