Geçen hafta konuştuğum bir hastanın anlattıkları ilginçti.
Uzun süredir kilo problemi ile boğuşan hanımefendi, beslenme uzmanının verdiği listeleri dikkatle uygulamasına rağmen kilo kaybı sağlayamadığını uzmanın daha sonra “metabolizmayı aldatma diyeti” (!) bile uyguladığını ama yine sonuç alınamadığını anlattı ve sordu: “Metabolizmamı aldatmam mümkün olabilir mi?” Sorunun yanıtı gayet net: Metabolizmayı aldatmak mümkün değildir. Çünkü metabolizma binlerce yıldır yeteri kadar akıllanmış ve müthiş bir hafıza ile donatılmış cin gibi uyanık çok sayıda gen tarafından yönetilmektedir. Metabolizmanızı olsa olsa azıcık hızlandırılabilir ya da yavaşlatılabilirsiniz. Ama asla aldatamazsınız. Belki o sizi aldatabilir ama siz onu asla!
SİHİRLİ SÖZCÜK: METABOLİZMA!
Son yıllarda hayatımıza giren sihirli sözcüklerden biri de “Metabolizma” oldu. Bundan 20-30 yıl kadar önce kilo sorunu yaşayanlara problemin “metabolizmalarının yavaşlamasından ileri gelebileceğini” söylediğimizde çoğu şaşırır kalır, “metabolizma da neyin nesidir hocam?” diye sorardı. şimdi öyle değil. Çoğu hanım en ufak kilo sorunu ile karşılaşınca suçu hemen metabolizmasına atıyor. “ınanın fazla bir şey yemiyorum ama yine de kilo alıyorum, galiba metabolizmam iyi çalışmıyor” diyen bu hanımların bazıları haklı, bazıları haksız. Şu nokta çok önemli: Kilo problemine yol açan süreçlerin çoğu metabolizmadaki sorunlar nedeniyle ortaya çıkıyor. Genetik, hormonal ve metabolik kökenli kilo problemlerinin arkasında metabolizmanın yavaşlaması en azından hatalı çalışmaya başlaması yatıyor. Yani çoğu zaman kilo sorununun ortak kesişme noktası “metabolizma” oluyor. Kilo alma yolculuğu işte tam da bundan sonra başlıyor.
İŞTE ÖRNEKLER
Mesela hipotiroidideki durum bunun çok tipik bir örneği. Tiroid bezi yavaş çalışmaya başlayınca metabolizmanın gücü düşüyor, hızı yavaşlıyor. Yedikleriniz yeteri kadar yakılmamaya, yağ olarak biriktirilip depolanmaya başlıyor sonuç olarak kilo alıp şişmanlıyorsunuz. Sık sık gündeme getirdiğimiz insülin direnci sendromunda da metabolizma sorunları devreye giriyor. Aslında burada metabolizmanın yetersiz değil, daha çok yanlış çalışması, yanlış programlanması problem yaratıyor. Hatta insülin direnci olan hastaların çoğunda metabolizma hızı ölçüldüğü zaman metabolik hız beklenenden daha yüksek bile çıkabiliyor. Bu insanlar hızlı çalışan bir metabolizmaları olmasına rağmen kilo alabiliyor. İster hipotiroididen, ister insülin direncinden, ister Kuşing Sendromundan veya Polikistik Over Sendromundan kaynaklansın kilo problemlerinin çoğunun arkasında metabolik problemlerin olduğu doğru ama bunların hepsinin metabolizma yavaşlamasından kaynaklandığını söylemek yanlıştır. Bazen metabolizmanız hızlansa bile siz kilo almaya devam da edebilirsiniz.
SEBEP SONUÇ İLİŞKİSİ ÖNEMLİ
Diyetisyen hanımın metabolizmayı aldatma çabalarına girdiği ve sonuç alamadığı yukarıdaki hanımın sorunu metabolizmanın ne yönde çalıştığını doğru dürüst araştırılmamış olmasından kaynaklanıyor. Metabolizmayı bozan sebebin ne olduğu belirlenmediği için tedavisi de boşa çaba harcamaktan öte gitmiyor.
BENİM TAVSİYEM
Kilo sorununun tıbbi bir problem olduğunu ve her tıbbi problem gibi bunun da teşhis konmadan çözülemeyeceğini aklınızdan çıkarmayın. Problemin nereden kaynaklandığını anlamadan sakın metabolizmanıza dokundurmayın, onu etkileyebilecek beslenme değişikliklerine girmekten uzak durun. Metabolizmayı hızlandırabileceği söylenerek size önerilen besin desteklerinin (kelp, kromium pikolinat, karnitin ve benzeri her türlü besin desteği) yanından bile geçmeyin. Bu tür önerilere sadece teşekkür edin!