Kadın veya erkek fark etmiyor, araştırmalar 30’lu yaşlarda cilt ile ilgili endişelerin başladığını gösteriyor.
Yaşlanma sürecinde cildin bazı sorunlarla karşılaşması doğaldır. Her organımız gibi cildimiz de yaşlanacak, yaşlanmanın doğal değişimlerinden payını alacaktır.
Üstelik cildimiz dış dünyaya en açık, korunması en az, bakımı en çok ihmal edilen organımızdır. Yaşlanan cilt, kurumakta, pörsümekte, çatlamakta, bir yandan kendini yenilemede zorlanırken diğer yandan kırışıp sarkmaktadır.
"ANTİ-AGİNG SKIN CARE" MÜMKÜN MÜ?
Ortalama yaşam süresinin uzaması; insanların yaşlanırken de sağlıklı ve genç kalmayı arzulaması, cilt gençleştirici ürünlere olan ilgiyi artırmıştır. Bu ürünlerin bazıları cilt koruyucu ve geciktirici, az bir kısmı cilt yenileyici ve gençleştiricidir.
"Anti-aging skin care" sektörünün en hızlı büyüyen alanlardan biri olduğu belirtilmektedir. Tüketici sayısı ve tüketicilerin bu ürünlere ayırdığı imkanlar arttıkça, üreticilerin kullanıma sunduğu ürün sayısı da çoğalmıştır. Ürün çeşitliliği tüketicinin kafasını karıştırmaktadır. Bu ürünleri satın alanlar; hangi ürünün doğru, etkili ve ucuz olduğuna karar vermekte zorlanmaktadır.
BEKLENTİLERİNİZİ ABARTMAYIN
Önemli bir faktör de üreticilerin yarattığı yüksek beklenti düzeyidir. Üreticiler kozmofarmasotik ürünleri binbir karmaşık sözcük ve cümleyle pazarlamaktadır. Bunu yaparken ne bilimsel tıbbın önerilerine ne de uzmanların tavsiyelerine kulak asmaktadırlar. Öyle ki, ürünü satın alan tüketici birkaç hafta veya birkaç ay içinde 20’li yaşlardaki cildine yeniden kavuşacağını ummaktadır!
Hemen belirtelim ki bu çok kötü bir yaklaşımdır. Tüketici arzusunun kötü yönde kullanımıdır. Önemli bir problem de en pahalı ürünün, en iyi ürün olduğunun sanılmasıdır. Ne var ki kozmofarmasotik ürünlerde ürün fiyatının neredeyse yüzde 90’ı promosyonlara, reklamlara, ambalaj ve kutulara ayrılan fonlardan kaynaklanmaktadır!
NE YAPACAKSINIZ?
Eğer doğru ve yararlı ürün satın almayı düşünüyorsanız ve (daha da önemlisi bu ürünlerden zarar görmemeyi arzuluyorsanız) kucak dolusu para ödemeden önce iyi düşünmelisiniz. Mümkünse bir uzmana danışmalı, en azından cildinizi iyi tanımalı, ürünün içerdiği aktif maddeleri dikkatle sorgulamalısınız.
Ürün seçerken satıcıların güzel ve etkileyici sözleri yerine, ürünün içerdiği maddeler, miktarlar, fiyat ve diğer kullanıcıların düşüncelerine odaklanmalısınız. Cildi koruyucu, gençleştirici veya yaşlanma sürecini geciktirici ürünler kullanırken beklentilerinizi abartmamalısınız. Cildin dıştan içe değil, içten dışa doğru iyileşen, gençleşen ve güzelleşen bir organ olduğunu unutmamalısınız.
Çocuğunuzun kilo sorunu olduğunu düşünüyorsanız
Eğer çocuğunuzda kilo sorunu olduğunu düşünüyorsanız, onunla konuşmadan önce iyi düşünün ve doğru bir plan yapın. En iyisi önce doktoruyla konuşmanızdır. Çocuğunuzun okulda neler yediğini, aktivite düzeyinin ne durumda olduğunu öğrenmek için öğretmeni ve okul yöneticileriyle konuşun. Evde hareket ve beslenme alışkanlıklarını izleyin. Doktora giderken bu bilgileri de yanınıza alın.
Çocuklarda sağlıklı bir beslenme planının, düzenli bir aktivite alışkanlığı ile birlikte uygulandığında daha iyi sonuç verdiğini bilin ve şunu unutmayın: Çocuklarınız sizi izleyerek büyürler, öğrenirler. Onlar için en doğru örnekler sizsiniz. Çocuklarınızla birlikte yemek yiyin. Beslenme ve aktivite alışkanlıklarınızla onlara iyi örnekler olmaya gayret edin. Kilo sorununun çözümünde mümkün olduğu kadar erken davranın.
Yaşam tarzınızda olumlu değişiklikler yapın
Kalıcı bir kilo kaybı hedefliyorsanız, olumlu bir bakış açısının önemini unutmamalısınız. Kilo vermeye karar verip yola çıkarken, hem kısa hem de uzun dönemli hedefleriniz olmalıdır. Kısa dönemli hedefler küçük bir kilo kaybını içerir ve ona kolaylıkla ulaşabilirsiniz. Ama sadece kısa dönemli hedefler koymak yeterli değil. Bunun yanı sıra uzun dönemli hedefleri de belirlemeniz gerekiyor.
Yaşam tarzınızda olumlu değişiklikler yapmak demek, ulaştığınız yeni ve sağlıklı kilonuzun sorumluluğunu da almak demektir. Yaşam tarzı değişiklikleri, öncelikle tam bir odaklanmayı gerektirir. Bu daha çok sayıda ve daha esnek direnebilme, alışkanlıkların, yeni rutinlerin ve uygulamaların geliştirilmesi demektir. Kalıcı bir kilo kaybının yaşam tarzınızda köklü bir değişim gerektirebileceğini unutmayın. Davranış değişiklikleri olmadan kilonun yönetilemeyeceğini gösteren çok sayıda araştırma var.
Alfa-Lipoik Asit
FAYDALARI
_Anti-oksidandır
_ Serbest radikallere karşı koruyucudur
_ Enerji metabolizmasında rol oynar
_ Cilt hücrelerini yeniler, cildin daha canlı, parlak ve duru gözükmesini sağlar
_ Foto-yaşlanmayı azaltır
_ Kırışıklıkları azaltır
_ Alzheimer hastalığı, şeker hastalığı ve katarakta karşı koruyucudur
_ Şeker hastalığına bağlı sinir hasarı riskini azaltır
_ Yaşlılarda beyin fonksiyonlarını korur
_ Karaciğeri korur
KAYNAKLARI
Kırmızı et
Karaciğer
Kepekli ekmek
Tahıl ürünleri
Krem-tablet-kapsül formları da mevcuttur
Viagra’nın bitkiseli var mı?
Viagra, Cialis, Levitra gibi cinsel fonksiyon bozukluğunu gideren ilaçların ulaştığı başarı, bazı açıkgözleri daha işin başında tahrik etti! Bunlar, içinde Ginseng, keçiboynuzu gibi bitkiler bulunan ürünleri satmaya başladılar.
Cinsel isteği uyardığı söylenen bu ürünlerin hiçbirinin onaylanmış etkinliği ve güvenliği yoktur. İçinde Ginkgo Biloba, Ginseng gibi bitkisel, Arginin gibi besinsel damar genişleticilerin bulunduğu ürünlerden -üreticileri bilimsel çalışmalar olduğundan bahsetseler de- ciddi bir yarar beklemeyin.
BİR NOT
Geçen hafta yazdığımız ucuz ve etkili Anti-Aging Skin Care ürünün adı "Flavo-C"dir. Ürün Askorbil Palmitat (C vitamini) ve Ginkgo Biloba içermektedir.
BİR SORU
Hafta sonlarında diyetim çok bozuluyor, bu nedenle her pazartesi kilo almış bir şekilde diyete yeniden başlıyorum. Bunu önlemek için ne yapabilirim?
Diyetiniz hafta sonu keyfine kurban gitmesin
Pazartesinden cumaya kadar belirli bir tempo içinde çalışıp, yorulmuş bir şekilde hafta sonuna giriyoruz. Hafta sonunu daha da keyifli hale getirmek için beslenme alışkanlıklarınızda ufak tefek (!) değişiklikler yapmak kaçınılmaz. Ancak diyet yaparken hafta sonu keyfinizi kaçırmaya hiç gerek yok.
- Yüzde 80 / Yüzde 20 kuralı: Bu kurala göre kalori alımınızda yapacağınız ufak artışları mutlaka egzersiz yaparak dengelemeye çalışın. Bir kadeh şarap veya bir ince dilim kek sizi mutlu eden kalorileri barındırıyorsa, bu tercihinizin ardından 30 dakikalık fiziksel bir aktiviteyi mutlaka uygulayın. Diğer günlerdeki beslenme alışkanlıklarınızı yüzde 80 oranında devam ettirip, diyetinizde olmayan bir yiyeceğe yüzde 20 oranında izin vermek size iyi gelecektir.
- Geç kahvaltı: Güne geç başlamış olabilirsiniz. Kahvaltınızı çeşitlendirip (1 dilim daha fazla ekmek, 1 adet yumurta, 1 tatlı kaşığı reçel gibi) ara öğünlerinizi atlamadan akşam yemeğine geçebilirsiniz.