Paylaş
Kilo vermeye çalışanlar yardımcı olabilecek haplar, kapsül veya şuruplardan faydalanmaya çalışırlar. Kilo sorunu ile yıllardır uğraşan, bu konuya kafa patlatan (!) biriyim ve bu tür yaklaşımlara prensip olarak pek sıcak bakmam! Reçeteli ya da reçetesiz olsun bu tür ilaç veya destekler beni hep ürkütmüştür. Nedeni şu...
REÇETELİ HAPLAR...
Bugüne kadar üretilen kilo kaybını destekleyici reçeteli ilaçların bir istisna (Orlistat) dışında neredeyse tamamı beyinde iştahla ilgili sistemlere ya da metabolizmayı düzenleyen organizasyonlara müdahale ederek etkili olabilmişlerdir. Bu nedenle de çoğu ciddi sayılabilecek hatta tehlikeli olabilecek yan etkiler taşımışlardır. Bu nedenle reçeteli de olsalar bu ilaçları kullanmaktan prensip olarak uzak durdum.
Zaman beni haklı çıkardı. Bu ilaçların tümü, ortaya çıkan tehlikeli yan etkileri nedeniyle birbiri ardına yasaklandılar. Yasaklanmayan tek molekül bağırsaklardan yağ emilimine müdahale eden “Orlistat” oldu. Ama o da yol açtığı tatsızlıklar (ishal, gaita kontrolünün bozulması, gaz, şişkinlik) nedeniyle maalesef yaygın bir kullanım alanı bulamadı.
REÇETESİZ DESTEKLER...
Reçetesiz satılan zayıflama ilaçlarına gelince... Ben prensip olarak birkaç istisna dışında bunlara da pek sıcak bakmam. Çekincemin iki nedeni vardı... Bir, bunların çoğunun etkili olduklarını düşünmedim, etkilerini kanıtlayacak bilimsel bir destek, kanıt bulamadım.
İki, bu ürünlerin satışı yasaklanmış, sağlığa zararlı olabilecek bazı doğal ya da yapay kimyasalları (sibutramin, efedra, amfetamin gibi) içerdiğinden kuşku duydum.
Üzülerek belirteyim ki zaman bu konuda da beni haklı çıkardı! Garcinia cambogia’dan 5 HT’ye, chitosan’dan greyfurt ve lahana özlerine kadar birçok ürünün işe yaramadığı kısa bir süre sonra anlaşıldı. Ne “altın çilek” ne “açai” ne “bitter orange” ne de son günlerin palavrası “Samandağ biberi”nin veya geçtiğimiz günlerdeki sağlık facialarına yol açan yosun haplarının kilo vermeye çalışan masum insanları hasta etmekten başka bir işe yaramadığı anlaşıldı.
Çünkü bu hapların çoğunun içine sorumsuz üreticiler, yukarıda belirttiğim sağlığa zararlı kimyasalları çaktırmadan ekliyor, ama ne resmi kurumları ne de hastaları bu yönde bilgilendirip uyarıyorlardı.
Kısacası bana göre kilo problemini çözmenin yolu öncelikle kilo almaya yol açan sağlık sorununu halletmekten, fiziksel aktiviteyi artırıp boğazı kısmaktan geçiyor. “Şu hapı yut, kilo sorunun çözülsün” şeklinde bir yaklaşım bu iki kurala uyulmaz ise maalesef bu gün için pek bir anlam ifade etmiyor.
NE YAPMALI
Yandaki okurumun sorduğuna benzer şöyle bir soruyu yeniden yönelteceğinize eminim: “Hocam, diyet yapalım, yiyeceklerimizi azaltalım, beslenme uzmanlarımızın önerilerini eksiksiz yerine getirelim, ayrıca fiziksel aktivitemizi de artıralım. Ama bunları yaparken bize destek olacak bir ürün söz konusu olabilir mi?”
Bu soruyla biz aslında her gün -ben ve diyetisyenlerim- karşılaşıyoruz. Ve onlara metabolizmalarınızı hızlandırabilecek ya da kilo vermelerine şu veya bu şekilde destek olabilecek doğal bazı ürünleri en azından zararsız oldukları için tavsiye edebiliyoruz.
Mesela yeşil çay özleri, omega-3(EFA1200, Pulse) yağları, probiyotik kapsülleri (Sustenex), l-karnitin, CLA (Tonalin) gibi doğal destekleri kullanabilirsiniz diyoruz. Ayrıca okurumuzun televizyonda izlediği ürün grubunun da kullanılabilecek destekler olduğunu düşünüyoruz.
Benim tavsiyem hangi destek ürününden faydalanmayı düşünürseniz düşünün mutlaka ama mutlaka beslenme ve aktivite probleminizi çözmeyi ihmal etmeyin, ürünleri “takviye destek” olarak kullanmayı deneyin.
Karbonhidrat önleyici, iştah azaltıcı ve yağ tutucu destekler
Avrupa’da özellikle orta Avrupa’da uzun süredir kullanılan ve faydalı olabileceği düşünülen, ayrıca yararı bazı klinik çalışmalarla da doğrulanan bir ürün grubunu kliniğimizde biz de araştırmaya başladık.
Bu ürünlerden biri besinlerle alınan yağların emilimini (fat blocker), diğeri karbonhidratların bağırsaklardan absorbsiyonunu (carb blocker), üçüncüsü ise tokluk hissini destekleyerek diyet programlarına uyumu kolaylaştırabiliyor.
Bu ürünler denenebilir ama ürünlerden hangisinin, hangi durumlarda ayrı ayrı ya da birlikte kullanılacağı kararını doktor ya da diyetisyenlere bırakmak gerekiyor.
Paylaş