Paylaş
Kanser, en tehlikeli sağlık sorunlarımızdan biri. Ayrıca küresel bir kanser kriziyle karşı karşıya olduğumuz da kesin. Yüz yıl önce “seyrek görülen hastalıklar”dan biriyken bugün ölümle sonuçlanan sağlık sorunlarının ilk sıralarında yer alması önemini daha da artırıyor.
Kanserlerin pek çok nedeni var. Genetik yatkınlık bunlardan sadece biri. Yani yalnızca genetik mirasımız ya da kötü şansımız nedeniyle kanser olmuyoruz, gıdalarımıza, sularımıza, havamıza karışan kanserojenlerin etkileri de çok ama çok önemli. Sigara ve alkol kullanımı ise kanseri tetikleyen nedenlerin en başında yer alıyor.
Kanserlerin nedenleri, oluşum şekilleri, belirtileri, işaretleri ve erkenden teşhisleri konusunda çok şey öğrendik ama sıra tedaviye geldiğinde -doğruyu söylemek gerekirse- elimiz kolumuz hâlâ bağlı. Başarı şansımız az, köklü bir tedavi olanağımız hâlâ pek yok birçok kanser için.
Zaten bu nedenle de kanseri tedavi etmekle uğraşmalı, bu yönde süregelen araştırmalarımızı sürdürmeli, desteklemeli ama dikkatimizin büyük bir kısmını “kanseri önlemeye” vermeliyiz.
Çünkü bilimsel araştırmalar, çevresel ve mesleksel risklerin kanseri körüklediğini net ve açık bir şekilde gösterdi.
BUNLARI YAPMAYIN
Tütün kullanımının kanserle ilişkisi çok ama çok kesindir. Sigara içenlerin önemli bir kısmı akciğer kanserine yakalanmakta, birçoğu da ağız içi kanserleri, mesane tümörleri ve benzeri kanserler nedeniyle hayata veda etmektedir. Alkolün de etkili bir kanserojen olduğundan artık hiçbir kuşku kalmamıştır. Başta karaciğer kanseri olmak üzere alkolün de farklı pek çok kanserle bağlantılı olduğu anlaşılmaktadır. Sadece bu iki kötü alışkanlığı bir yana bırakmak, bu iki marazadan uzak durmak bile kanser riskinizi azaltabiliyor.
Kontrolsüz güneşlenmeler ya da güneşe gereğinden fazla maruz kalmaların da cilt kanserleri ile birebir ilişkili olduğu netleşti. Güneşten korunma konusunda gösterilecek basit gayretler sizi de önü alınmaz, tatsız ve mutsuz kanser yolculuklarından koruyabilir.
Ne yiyip içtiğinize dikkat etmeniz de bir o kadar önemli. Kötü beslenmenin kanserin en önemli nedenlerinden biri olduğunu net olarak biliyoruz. Dengesiz ve kötü beslenmek kadar yiyecek ve içeceklerin içine karışan kimyasallar da -böcek öldürücüler, hormonlar, antibiyotikler ve daha pek çok kimyasal- kanserlere yol açabiliyor. Gereğinden az veya fazla yemek de kanser nedeni. Obezlerde bazı kanserlerin -kalınbağırsak, meme, prostat- beklenenden daha sık görüldüğü bilimsel bir gerçek.
Bazı mikropların da kanser yapıcı etkilerinin olduğu kesin. Mesela hepatit virüslerine bağlı karaciğer kanserlerine yakalananların sayısında büyük bir artış var. HPV virüsüne bağlı rahim ağzı kanserine yakalanan kadınların sayısı da maalesef oldukça fazla.
Kısacası pek çok hastalık gibi kanserler de yaşam biçimimizle birebir ilişkili, yaşam tarzı seçimlerimizle doğrudan bağlantılı hastalıklardır. Hayatımızı nasıl yönlendirdiğimiz, nelere ‘evet’ veya ‘hayır’ dediğimiz kanseri önleme savaşında çok ama çok önemli faktörlerdir. Çoğu kanserin dikkatsizlik, ilgisizlik ve bilgisizlikten kaynaklandığını unutmayalım.
BİR NOT
Yaşlanmak tek neden değil
Kanseri bir ileri yaş hastalığı olarak görmek de son derece büyük bir hata. Yaşlandıkça daha fazla kansere yakalanma ihtimalinizin olduğu doğru. Kanserlerin sadece yüzde 1’i, yani çok düşük bir kısmı 20 yaş altındaki çocukları etkilemekte. Ama bu rakamlar bizi asla yanıltmamalı, kanserin bir yaşlılık hastalığı olduğu gibi yanlış bir algıya yöneltmemeli. Kansere yakalanmadan, sağlık ve huzur içinde yaşlanmak tabiî ki mümkün ama yukarıda da belirttiğim gibi doğru yaşam biçimi alışkanlıkları edinmek ve onları ısrarla uygulamak koşuluyla.
UNUTMAYIN
Kanser karşıtı aktivist olun!
Kanserle savaşta başarılı olmak istiyorsak daha bilinçli, eğitimli ve organize bir toplumsal yapı teşkil etmek zorundayız. Sağlıkta her konunun temel belirleyicilerinden biri olan eğitim, kanserde de bir numaralı faktör.
Evimizde, işyerimizde, bindiğimiz araçlarda, yolda, sokakta, hatta dinlendiğimiz, stres attığımız parklarda, içtiğimiz sularda, soluduğumuz havada, daha sağlıklı olalım diye üzerinde tepinip durduğumuz egzersiz cihazlarında bile yüzlerce kanserojen var.
Yiyip içtiklerimiz güvenli şeyler değil. İçleri adını bile bilmediğimiz kimyasallarla tıka basa dolu. İşyerlerindeki kanserojenler hakkında hiçbir çalışan bilgilendirilmiyor.
Yerel yöneticilerimizin ise kanseri önlemeye yönelik dişe dokunur hiçbir çalışması yok.
Bana sorarsanız kanserle savaş derneklerimizin ya da bu konuda çaba göstermeye çalışan yasal kurumlarımızın bile ciddi bir etkisinden, elle tutulur etkinlikler yaptıklarını söylemek zor. Sonuç olarak korkmadan, telaşa kapılmadan, strese girmeden toplumumun her ferdinin “kanser karşıtı bir aktivist” olması gerekiyor.
Hepimizin daha güvenli yiyecek ve içecekler, daha temiz bir hava, daha yaygın bir “yeşil işletmeler konsepti”, daha güvenli ürünler konusunda savaş vermesi, çalışmalar yapması ve bunları sürdürülebilir hale getirmesi, kanseri önlemenin öncelikli şartı haline geldi. Kanseri önlemek mümkün. Bunun yolu da bilgilenmek ve bilinçlenmekten geçiyor.
ÖNEMLİ
Temiz çevre=daha az kanser
Çevresel faktörler de çok önemli bir kanser nedeni haline gelebiliyor. Çevresel kirliliğinin çok sayıda kanserojen faktör içerdiği artık net ve açık bir şekilde biliniyor.
Akciğer kanserinin sigara dumanı dışında hava kirliliği, özellikle solunan havada bulunan radon gazı ya da asbest partikülleri ile ilişkisi var. Karaciğer kanserinin yiyecek içeceklerinize çevreden karışan çözücüler, PCB’ler olduğu yıllar önce anlaşıldı.
İyonize radyasyon ya da gereğinden fazla röntgen ışınlarına maruz kalmak meme kanserini tetikleyebiliyor. Sentetik östrojenlerin, plastiklerin, deterjanların ve daha pek çok kimyasalın da meme kanserine yol açabildiği net ve açık bir şekilde anlaşılmış durumda.
Listeyi daha da uzatmak mümkün. Talk pudrası, kuaföre ve güzellik uzmanlarının kullandığı bazı ürünler kadınlarda yumurtalık kanserine, Bisfenol-A gibi maddeler prostat tümörlerine, asbest tozları akciğer kanserine yol açabiliyor.
Özetle kanserden uzak bir yaşam için temiz ve güvenli bir çevre oluşturmak zorunlu.
Paylaş