Paylaş
Ben bu tür iç sorgulamalarının iyi yanlarının daha çok olduğunu düşünenlerdenim.
“Huzurlu, keyifli, sağlıklı bir hayatım olsun, ömrümün kalan kısmını güzel bir şeklide tamamlayayım” diyorsanız, bu tür sorgulamaları yapmaktan korkmayın.
Çünkü bugüne kadar yaşadıklarınız, sadece ön hazırlıklar yani ısınma hareketleridir.
Hayat bu sorgulamaları yapmaya başladığınız 30’lu, 40’lı yaşlardan sonra başlar. 50’yi geçtikçe keyfi de, tadı da artar.
Hayatın bu kısmına ben “ikinci hayat” diyorum. Hatta bu konuda hazırladığım bir kitap bile var: “İkinci Hayat”/Doğan Kitap/2010.
İkinci hayatı önemsiyorum, çünkü yazının başlığında da belirttiğim gibi o gerçek bir huzur yolculuğudur.
Bir kez daha hatırlatalım: Hayatı nasıl yaşayacağınız, nasıl bir hayat süreceğiniz önemli ölçüde sizin elinizdedir. Bu, özellikle 30 ve 40’lı yaşlar sonrasında çok daha önemlidir.
İkinci hayatı güzelleştirmek gerekir. “İkinci hayatı güzel yaşamak”, sağlıklı, kaliteli yaşlanmak demektir. Yaşlılığın kötü yanları ile mücadele etmek, iyi yanlarını geliştirmek, onu mutlu bir süreç haline getirmek, zarafetle ve bilgece bir ömür sürüp hayatı öylece tamamlamak temel hedeftir.
GERÇEK YAŞINIZ NE?
Biyolojik yaş, beden ve ruhun işbirliği ile oluşan gerçek yaştır.
Biyolojik yaş bazıları için kronolojik yaştan (yani takvim yaşından) daha küçük, bazıları için de daha büyüktür.
Hayat tarzı seçimlerindeki yanlışlar, genetik mirastaki olumsuzluklar ve çevresel şartların bozukluğu, biyolojik yaşlanmayı hızlandırır.
Tam tersine güçlü bir genetik miras, iyi çevre şartları ve doğru hayat tarzı seçimleri ile sağlıklı ve genç biri olarak yaşarsınız.
Biyolojik yaşı küçültecek (yani ikinci hayata gençlik ve dinçlik verip ömrü uzatacak) bir teklife hiç kimse kolay kolay hayır demez. Hele bir de bu teklif uygulanabilir, ucuz ve kolay değişimlerden oluşuyorsa teklife sıcak bakarız.
Kendini 50’li yaşlarda 35’inde, 70’li yaşlarda 50’sinde olduğu gibi sağlıklı ve formda hissetmeyi, çevresinde böyle bir duygu yaratmayı kim istemez?
Bu kitap işte biraz da sizi bu yönde bilgilendirip teşvik etmek için hazırlandı.
İyi yaşayıp güzel yaşlanmanın, keyifli, mutlu, huzurlu bir ikinci hayatın uygulanabilir bir rehberi gibi planlandı.
BİYOLOJİK GÜCÜNÜZ NASIL?
Sağlık risklerinizi belirlemek, “ikinci hayatı” planlarken, ikinci hayatla ilgili eylem planını hazırlarken bizim için son derece önemlidir.
Biz bu işi yaparken “3 önemli halkayı” dikkatle tararız.
Birinci halkada, “biyolojik güç” yer alır. Bu güç, değerlendirmeden geçirdiğimiz kişinin fiziksel muayenesi, laboratuvar ve görüntüleme incelemeleri sonrasında ortaya çıkan “biyolojik potansiyel”inizi ifade eder.
Bu değerlendirme, o kişinin artılarını, eksilerini ve içinde bulunduğu yaş grubu ile beden-ruh yapısının değerlendirmesini objektif olarak ortaya koyar.
GENETİK MİRAS NE DURUMDA?
Risk analizinin ikinci halkasını ise “genetik miras” bölümü oluşturur. Bu aşamada kişinin kişisel sağlık geçmişi de dikkate alınarak “ailesinin hastalık hikâyesi” incelenir.
Aile ağacında mevcut iyi ve kötü meyveler, hasta ve sağlam filizler, kaliteli veya bozuk çiçekler, çürük veya sağlam kökler dikkatle araştırılır. Gerekirse yeni laboratuvar incelemeleriyle bu araştırmalar daha da derinleştirilir.
Bu araştırmalar, ailenizden size kalan risk faktörleri hakkında önemli bilgiler sağlar.
Mesela şeker hastalığı, hipertansiyon, koroner kalp hastalığı ve kolesterol yüksekliği sorunlarının sık görüldüğü ailelerde miras biraz problemlidir.
Yine kalın bağırsak, prostat, meme kanseri gibi bazı kanserlerde de genetik yük önemli bir işlev görür. Genetik yapının sağlık üzerinde ne kadar önemli bir belirleyici olduğunu ilgili bölümde okuyacaksınız. Genetik mirasın bile kader olmaktan çıkıp değiştirilebilir bir süreç haline geldiğini görünce de şaşırıp kalacaksınız.
İŞTE GERÇEK YAŞINIZ
Üçüncü halkada “çevresel faktörler ve hayat tarzı” var. Yaşam tarzı ile ilgili seçimlerinizin biyolojik gücünüz ve genetik mirasınızla ne denli uyumlu olduğunun tespiti bu halkayı oluşturur.
Mesela nerede, nasıl, ne şartlarda yaşadığınız, gücünüz, hayatınızı sürdürdüğünüz çevrenin sosyal, kültürel ve ekonomik dokuları, çevre kirliliğine, güneşe, hava kirlenmesine ne oranda maruz kaldığınız, beslenmeniz ve sıvı tüketiminize ilişkin özellikler, hayat tarzınız bu halkanın temel belirleyicileridir.
Sigara içip içmediğiniz, alkol kullanıp kullanmadığınız, uykunuz, stres yönetimi tarzınız, aktivite seviyeniz, olumlu ya da kötümser, sakin veya öfkeli biri olmanız ve daha pek çok şey bu halkada etraflıca sorgulanır.
Bu üç halkanın kesiştiği yerde ise artık “SİZ” yani gerçek yaşınız vardır. Bu üç halkanın kesişme noktası (bu etkenlerin karmaşık ilişkileri sonucunda) sizin sağlığınız ve sağlamlık düzeyinizi belirler.
Daha da önemlisi, sizin gerçek yaşınız nüfus kâğıdınızda yazan takvimsel yaşınız değil, bu incelemeler sonucunda ortaya çıkan fizyolojik-biyolojik yaşınız olacaktır.
DENGE TESTİ
İYİ HAYAT
“Statik denge testi”, biyolojik yaşınızı belirlemede kullanabileceğiz basit ve güvenli bir test gibi görülüyor.
Bu test için tek ayağınızın üzerinde gözleriniz kapalı bir şekilde ne kadar süre kalabileceğinizi belirlemeniz gerekiyor.
Eğer solaksanız sağ ayağınız, sağlaksanız sol ayağınız üzerinde kalmalısınız. Testi ayakkabısız uygulamanız gerekiyor.
Bunun için sert bir zeminde, gözleriniz kapalı iken bir ayağınızı yerden 6 cm yukarı kaldırmanız, dizinizi 40-45 derece kadar bükmeniz yetiyor.
Test süresince gözlerinizi açmamanız, ayaklarınızı hareket ettirmemeniz şart.
Test ile gözlerinizi açmak zorunda kalmadan veya düşmeden önce ne kadar süre ile ayakta kalabildiğinizi belirliyorsunuz.
Testi üç kez tekrarlayıp ortalamasını almanız daha sağlıklı bir sonuç veriyor.
Testi yaparken yanınızda birinin olmasında, eğer düşme tehlikesiz yaşarsanız yardım etmesinde fayda var.
DEĞERLENDİRME
Eğer bu testte 4 saniye durabiliyorsanız 70, 5 saniyede 65, 7 saniyede 60, 8 saniyede 55, 9 saniyede 50, 12 saniyede 45 civarında bir biyolojik yaşınızın olduğunu düşünebilirsiniz. Eğer tek ayağınız üzerinde gözleriniz kapalıyken 16 saniye ve daha fazla durabiliyorsanız gözünüz aydın: Biyolojik yaşınız 40 ve daha aşağıda demektir.
Paylaş