Hapla güzellik olur mu?

Zorla güzellik olmaz ama hapla güzellik sanki mümkünmüş gibi görünüyor!

Haberin Devamı

Özellikle, ruhsal yaşam birazcık dengelenir, cilt bakımına azıcık dikkat edilir ve doğru destekler kullanılırsa “güzellik içten gelen bir sürece” dönüşebilir. Ama şu noktaları asla ve asla unutmamanız gerekiyor:
1) Cildi “içten beslemenin” en etkili yolu “H vitamini” ile “İ vitamini”ni düzenli, aralıksız olarak kullanmaktır. En az bir milyon yıldır bilinen bu harika ve bedava vitaminlerin değeri son yıllarda adeta yeniden keşfedildi. Onları siz de yakından tanıyorsunuz: H vitamini “Huzur”, İ vitamini “İnanç”tır.
Bu ikili yaşınız ne olursa olsun her zaman mucizeler yaratıyor, her cilde genç, güzel, keyifli, mutlu, hoş bir görünüm kazandırıyor. Özellikle yüz cildini “endişeye, korkuya, kıskançlığa, öfkeye” bağlı kırışıklıklardan en çok da bu iki “ruhsal vitamin” koruyor.
2) Güzel bir cilt için bazı antioksidanlardan da faydalanmanız lazım. Belirli antioksidanların özellikle güneş ışınlarına bağlı kırışıklıkları ciddi biçimde azalttığı biliniyor.
Alpha Lipoik Acid, Coenzym-Q10, Likopen, Selenyum ve benzeri antioksidanları içeren “akıllı haplar”ın “cildi içeriden beslemeye” ciddi bir katkısının olabileceği biliniyor. Likopen için hapa gerek yok. Sık ve bol “pişmiş domates” yiyin, salça, domates çorbası, domates suyu için, yeterli oluyor.
Diğerlerini “cilt desteği” olarak eczanenizden temin edebilirsiniz. Yılda 2 kür olarak 2-3 ay süreyle günde 200 mg alpha lipoik acid, 30 mg Coenzym Q10 kullanmanızı öneriyorum.
3) Esas mesele bu destekleri doğru zamanda, doğru süre ve dozda kullanabilmek olsa da cildinizi kaliteli kremler ve serumlarla da desteklemeyi unutmayın. Bu amaçla “kozmetik” ürünlerden değil de “ilaç gibi etkili” kaliteli krem ve serumlardan faydalanmanız lazım. Önümüzdeki dönemde özellikle “İris Germanica” özleri içeren ürünler ile peptid, hyalüronik asid ve ascorbyl palmitat ihtiva eden kremlerin öne çıkacaklarını düşünüyorum.

Haberin Devamı

Probiyotikler: Kime? Ne zaman?

Yukarıdaki soruyu tek cümle ile “herkese, her zaman!” diye yanıtlayabilirsiniz. Probiyotik bakteriler yoğurt ve kefirde bol miktarda bulunuyor. Özellikle kefir ve “probiyotiklerle zenginleştirilmiş yoğurtlar” tam birer probiyotik deposu.  Bu nedenle fırsat buldukça yoğurt yiyin veya kefir için. Yok, eğer “ben destek olarak da kullanmak istiyorum diyorsanız” birbirinden farklı yüzlerce probiyotik tip olduğunu unutmayın.
Unutmayın çünkü bunlardan kimi ishal, kimi kabızlık kimi de gaz probleminin çözümünde kullanılıyor. Yani her probiyotik bakteri türünün marifeti farklı oluyor. Çözüm yine aynı: Bilgilenme ve bir uzman desteği aramak.

Haberin Devamı

BİR HATIRLATMA

Pişirme tekniği çok önemli

“Vitamin Dosyası” dizimizin başından beri şu noktayı fark ettiğinizi umuyorum: İhtiyaç duyduğumuz vitamin ve minerallerin çoğu yiyeceklerde zaten var. Ama ne yazık ki bunların önemli bir kısmı tezgâhlarda beklerken, yiyecekler hazırlanırken ya da pişirilirken kayboluyor.
Bu nedenle “pişirme biçimi”niz ve seçeceğiniz “pişirme teknolojisi” çok önemli. Geliştirilen “NutriCook pişirme yöntemi” sıradan pişirme yöntemleriyle karşılaştırıldığında balıklarda omega 3’ü, sebzelerde ve bakliyatta C vitamini ve B6 vitamini kaybını en aza indiriyor. Bu son derece önemli bir gelişme.
Haşlamak, tencerede, fırında pişirmek ve yiyecekleri “suyu ile birlikte” yemek en akılcı yol gibi görünüyor. Yağda kızartmak, özellikle de “yakarak, kömürleştirerek” barbekü yapmak (mangal) ise pek tavsiye edilmiyor.

Haberin Devamı

Saç dökülmesini engelleyen vitamin var mı?

Saç dökülmesi erkekleri de kadınları da ürküten bir sorun. Erkeklerde çoğu zaman hormonal problemlerle ilişkiliyken, kadınlarda demir, çinko gibi hayati maddelerin noksanlığı nedeniyle de saçlar dökülebiliyor.
Saç dökülmesini önleyecek mucize bir formül maalesef elimizde bugün de yok ama özellikle dengeli vitamin ve mineral karışımlarının ağızdan kullanılmaları halinde dökülmeyi yavaşlatabileceklerini gösteren gözlemler var.
Burada dikkat edilmesi gereken nokta şu: Saç dökülmesi gittikçe büyüyen bir pazar ve pazarın büyüdüğünü gören her vitamin üreticisi akılanlına gelen karışımları (saç desteği) adı altında pazarlıyor. Bu nedenle mutlaka bilen birine sormak fikir almak lazım.

Haberin Devamı

Tırnaklara yardımcı olmak mümkün mü?

Tırnak sorunlarının da yaygınlaştığı biliniyor ama sanki biraz kadınların bu problemi fazla önemsedikleri de düşünülüyor. Çoğu kadın en ufak bir kırılma ya da çizgilenmeyi, soyulmayı problem zannederek çözüm arayışına giriyor. Oysa tırnaklar özellikle travmalara çok açık uzuvlar ve bu travmalar nedeniyle örselenmeleri son derece normal.
Biyotin, kalsiyum, çinko içeren desteklerin tırnakları güçlendirmede ne kadar işe yaradığı da bir hayli kuşkulu. Bu tür ürünleri satın alırken de gözünüzü dört açın!

Karaciğerime nasıl yardımcı olabilirim?

Özellikle kilo probleminin patlaması, obezitenin yaygınlaşması, nişasta bazlı şekerin- fruktoz şurubu- şeker olarak çok yaygın kullanılmaya başlanması karaciğer yağlanmasını güncel bir sorun haline getirdi. Bu soruna alkol kullananlarda da sık rastlanıyor.
Deve dikeni bitkisinde (milkthistle) bulunan silymarin isimli madde karaciğeri alkol, aşırı yağ birikimi ve başka nedenlere bağlı zararlardan korumada oldukça güvenli bir madde. Bana sorarsanız saf silymarin bulursanız sadece onu kullanın. Günlük doz 140-280 mg arasında olmalı.
Piyasada bol bol bulunan milkthistle özleriniyse asla önermem. Enginardan elde edilen Cynarin kapsüllerinin de enginar özlerinin de bir işe yaradığını zannetmiyorum.
Kolin, metionin ve sistein içeren, piyasada lipotrofik faktör adıyla pazarlanan desteklerin de karaciğer yağlanmasında bir işe yaradığı kabul edilmiyor. Benim de kanaatim bu yönde.

Yazarın Tüm Yazıları