Paylaş
Özellikle genç nesilde ve bilhassa da kadınlarda gözaltına yerleşik morluklara eskisinden daha sık rastlanıyor. Peki, bu işin aslı ne? Neden oluşuyor bu morluklar? Buyurun...
Aslında hepimiz ne zaman birkaç gün üst üste uykusuz kalsak ya da uzun saatler okumak zorunda olsak yorgunluğumuz önce gözlere yansır. Gözaltı morlukları ise bu durumdan, yani yorgunluktan biraz daha fazlasıdır.
Önce şunu belirtelim:
Bu tür morlukların kalıtsal bir yanı da az çok vardır. Bazı ailelerde bu tür morluklar beklenenden daha sık görülebiliyor. İsterseniz sözü fazla uzatmadan kalıtım, uykusuzluk ve yorgunluk dışındaki diğer nedenleri yandaki kutuda bulabilirsiniz.
MOR HALKALAR
İşte nedenleri
İlk sıraya “yaşlanma”yı yazabilirsiniz. Yaş ilerledikçe gözaltındaki deri torbalanmaya, sarkmaya ve koyulaşmaya başlar. “İlaçlar” da bazen gözaltı morluklarına yol açabilir. Özellikle damar genişlemesine yol açan ilaçlar, göz çevrenizin daha mor hale gelmesine sebep olabilir. “Beslenme” hatalarını da unutmamak lazım. Kötü beslenme, özellikle protein eksikliği, vitamin noksanlığı, demir fakirliği, C vitamininden yoksunluk da göz çevrenizin morarmasına neden olabilir.
“Alerji” sorununu da not alın. Alerjik konjonktivit (bir çeşit göz alerjisi), alerjik rinit (alerjiye bağlı burun iltihaplanması) de göz çevresini olumsuz etkileyen sorunlardır. Bu durumlarda gözaltını sık sık ovalamak, morluk oluşumunu kolaylaştırabiliyor. Genel ödem durumu, bir diğer faktör. Böyle durumlarda tuz tüketimini gözden geçirmek ve yeterince su içmek gerekiyor. Seyrek olarak bazı hanımlarda adet dönemlerinde tekrarlayan gözaltı koyulaşmalarına da rastlanabiliyor. Ayrıca hamilelik döneminde de bu tür değişimler ortaya çıkabiliyor.
Son olarak kötü bir yaşam tarzının, kişisel bakımsızlığın da bu işte rolü olabileceğini biliyoruz.
ÇARESİ VAR MI?
Ne yapmalı
“Bütün bunları anladık ama tedavi için ne yapabiliriz hocam?” diye soracağınızı biliyorum ama size verebileceğim iyi bir haber maalesef yok elimde. Morarmaları azaltabileceği belirtilen bazı kremlerden (mesela K vitamini ve hiyalüronik asit içeren ürünler) söz ediliyor ama bunların da faydası ya hiç olmuyor ya da son derece sınırlı kalıyor. C vitamini destekleri işe yarayabiliyor. Şiş ve mor gözaltına yeşil çay poşetlerini ıslak ve soğuk olarak tatbik etmek de tavsiye edilen bir yöntem.
DİKKAT
İlaçlar işitme kaybı yapabilir
İşitme kaybının farklı nedenleri var. En çok da kulaktaki işitme sistemi ve bu sistemi besleyen damar, yöneten sinir organizasyonunda gelişen olumsuz süreçler işitmeyi olumsuz etkiliyor.
Sisteme zarar verenlerin biri de ilaçlar. Bazı ilaçlar da işitme kaybı ya da mevcut işitme sorunlarının ilerlemesine yol açabiliyor. Bunlara “ototoksik ilaçlar” deniyor.
İlaçlarla gelişen bu tür kayıplar (ne iyi ki) genelde ilacı bıraktıktan sonra düzeliyor. Uzmanlara göre ototoksik kabul edilen ilaçların sayısı 150-200 civarında.
Eğer herhangi bir ilaç kullanıyorken işitme problemi yaşıyorsanız lütfen doktorunuzla hemen temasa geçin ve özellikle sık kullanılan bazı ilaçların da (mesela salisilâtlar, furosemid içeren idrar söktürücüler, garamisin içeren antibiyotikler gibi) bu sorunu tetikleyebileceğini lütfen unutmayın.
BİR KİTAP
Memenizi koruyun
Meme kanseri özellikle kadınların korkulu rüyalarından biri. Yaşı 40’ı geçen kadınlar içinse belki de en mühim sağlık tehdidi. Bu konuda her kadının mutlaka bilgilenmesi lazım. Bunun yolu da farkındalık yaratan toplumsal kampanyalardan ve doğru bilgi kaynaklarından faydalanmaktan geçiyor.
Birkaç gün önce radyoloji uzmanı Prof. Dr. Ayşegül Özdemir’in meme sağlığının korunması hakkında yazdığı kitap geçti elime. Meme kanseri yönünden risk grubunda olanların bulundurması, her genel pratisyen, aile hekimi ve koruyucu hekimlik çalışanının okuması gereken bir eser. Prof. Dr. Ayşegül Özdemir/Memenizi Koruyun/İmge Kitabevi
BİR SORU
Yoğurt kolite iyi gelir mi
Kolitin farklı tipleri var. En yaygın görüleni “mutsuz veya hassas bağırsak sendromu (IBS)” olarak bilineni. Bu tip kolitlerin ruhsal gelgitlerle de bağlantılı olduğu biliniyor. Bazı probiyotiklerin bu sorunu hafifletmede ciddi işlevler gördüğü ise bilimsel olarak da kanıtlandı.
Yoğurt kolit ilişkisine gelince... Yoğurt yapımında kullanılan bakterilerin (probiyotiklerin) de IBS belirtilerini hafiflettiği düşünülüyor. Yoğurtta bulunan laktobasiller ve bifidobakteriler (probiyotik bakteriler) kolit yakınmalarını hafifletiyor. Yoğurttaki probiyotik gücünün özellikle IBS’ye bağlı gaz, ağrı ve şişkinlik şikayetlerini azalttığı belirtiliyor. Ayrıca probiyotik zengini yoğurtların düzenli tüketilmesi bu hastalarda sık görülen ishal/kabızlık ataklarını da hafifletiyor. Ama marketten, bakkaldan aldığınız yoğurtların çoğu neredeyse hiç probiyotik içermiyor.
Bunun için ev yapımı yoğurda yönelmeniz ya da probiyotik yoğurt yemeniz lazım. Kefirin yoğurttan daha iyi bir probiyotik kaynağı olduğunu da hatırlayalım.
Paylaş