Paylaş
Yetişkin birinin günde 250 mg (yani bir gramın dörtte biri kadar) sodyuma ihtiyacı var. Bu miktarı geçmenin hiçbir faydası yok. Hatta zararı bile olabiliyor. 250 mg sodyumu günde 2-3 gram tuz aldığınız zaman rahatlıkla karşılayabiliyorsunuz. Ne var ki yeni beslenme trendleri (özellikle fastfood tarzı) vücudunuzu tıpkı şekerde olduğu gibi tuzda da tam bir sodyum bombardımanına tutuyor.
İşin ilginç yanı sağlığı konusunda en çok dikkat gösterenler bile ne kadar tuz yediklerini sorduğunuzda sadece tuzluktan aldıkları tuzu düşünüyorlar. Oysa bir günde tükettiğiniz toplam tuzun sadece 1/5’i tuzluklardan geliyor! Çoğu gıda (özellikle hazır besinler, hatta meşrubatlar) sofranıza gelmeden tuz yüklerini zaten almış oluyor. Özellikle hazır çorbalar, hazır yemekler, dondurulmuş yiyecekler, peynir, zeytin, turşu, sucuk, pastırma gibi besinler, sosisler, hazır pizzalar, -özellikle dondurulmuş pizzalar- cipsler ve bilhassa çerezler kuruyemişler neredeyse tıka basa tuz dolu.
NE YAPMALI
Kısacası yeme içme kültürümüz hızlandıkça (yani hazır gıdalar hayatımıza daha fazla girdikçe) tuz tüketimimiz doğal olarak artıyor. Bu nedenle gıdalarda zaten mevcut olan bu gizli tuzlar konusunda dikkatli olmanız gerekiyor. Ayrıca soya sosundan et soslarına, hazır salata soslarından kabartma tozlarına, hamur mayalarına kadar pek çok besinde bol miktarda sodyum bulunabileceğini de unutmamakta fayda var!
“Türk Kardiyoloji Derneği” çok iyi bir iş yaptı ve ülke çapında bir “tuz savaşı” başlattı. Başlarken de akılda kalıcı bir örnekle yol açıktı: “Çilek reçelinde bile tuz var” diye ilginç bir uyarı yaptı. Şaşırmayın! Gerçekten “tatlı” diye yediğiniz hazır reçellerin bile çoğuna tuz (bozulmamaları için) zaten ekleniyor. Hipertansiyondan korunmak veya hipertansiyonla mücadeleyi kazanmak istiyorsanız yalnız tuz konusunda değil, “gizli tuz” konusunda da dikkatli olmanızda fayda var.
Şeker hastalarının tansiyonu daha yüksek oluyor.
Uzmanlar şeker hastalarında hipertansiyon olasılığının daha yüksek olduğunu belirtiyor. Şeker hastalığının süresi uzadıkça hipertansiyon olasılığı da çoğalıyor. Bu durumun birçok nedeni var. En önemli neden olarak şeker hastalığına bağlı böbrek hasarı gösteriliyor. Ayrıca bu şeker hastalarında damar sertliğinin daha çok görülmesi de önemli bir faktör.
Cilt lekesi olanlar yazın ne yapmalı
Yanak, alın ve dudak üstünde ortaya çıkan kahverengi lekeler melazma olarak adlandırılır. Melazma kadınlarda erkeklerden daha fazla görülmektedir. Koyu renkli tenlerde görülme olasılığı daha yüksektir. Nedeni tam olarak bilinmeyen melazmayı, uzun süre güneş ışınlarına maruz kalmak, hormon ilaçları ve tiroit hastalıkları tetikleyebilmektedir. Bu tür cilt lekeleri kışın hafifler, yazın koyulaşır. Yaz aylarında 3 saatte bir en az 30 faktörlü güneşten koruyucu kullanılmalıdır. Güneş koruyucu ürünler, güneş ışınlarını yüzde yüz engellemez. Bu yüzden ayrıca güneş altında şapka ve gözlük takılmalıdır. Dermatokozmetik leke açan kremler yaz aylarında lekelerin koyulaşmaması için denenebilir. Melazma tedavisinde renk açan ilaçlar, kimyasal peeling ve lazer tedavileri kullanılabilir. Yaz aylarında deride tahriş yaratan tıbbi işlemler hastalığı tetikleyebileceğinden dikkatli olunmalıdır. Yazın hafif tedaviler yapılmalıdır. Kışın daha ağır tedaviler denenebilir.
Gebelikte tiroid hastalığı
Tiroid hormonları vücut metabolizmasında oksijen ve besin maddesinin kullanımı, enerji üretimi ve kalp atımı hızının ayarlanması gibi önemli fonksiyonları düzenler. Gebelik sırasında tiroid bezi boyutunu yüzde 10-15 civarda artırarak yüzde 50 daha fazla tiroid hormonu üretir. Gebelikte tiroid fonksiyon testlerinin normalleri daha farklıdır ve gebelikte hipotiroidi gelişmesi ihtimali de artmaktadır. İlk 10-12 haftada bebek tiroid hormon üretimi açısından anneye bağımlıdır, bundan sonrasında kendi tiroid hormonlarını üretmeye başlar. Tiroidin yetersiz olması durumu bebekte zekâ geriliği, erken doğum ve ciddi gelişme anormalliklerine sebep olabilir. Tiroidin fazla çalışması ise erken doğum veya gebelik zehirlenmesine yol açabilir.
Tiroid hastalığı olanların, hamilelikleri sırasında tiroid testlerinin daha sık yapılıp, ilaç dozlarının sıkı ayarlanması gerekmektedir
Soya erkeği bozar mı
Geçen hafta yayınlanan bir haber önce Amerikalı, sonra da diğer ülkelerdeki erkeklerin kafasını fena halde karıştırdı. Haberin hikâyesi özetle şu: Soya sütü içmeyi alışkanlık haline getiren orta yaşlı bir Amerikalı erkek tüylerinin döküldüğünü, göğüslerinin büyümeye başladığını ve cinsel gücünün bitme noktasına vardığını görünce doktoruna müracaat eder. Yapılan analizlerinde normalden sekiz kat fazla östrojen hormonu taşıdığı belirtilir. Ve bu hormonun neredeyse kadınları bile solladığı anlaşılır. Araştırmalarda bu kişinin çok fazla soya ve soya fasulyesi ürünü özellikle de soya sütü tükettiği anlaşılır ve ortaya çıkan işaretlerin sorumlusu olarak soya, daha doğrusu soyanın içindeki genistein, daizein maddeleri gösterilir. Her besin gibi soyayı da dozunda tüketmek lazım.
Sigarayı bıraktığınızı herkes bilecek
Türkiye’nin sigarasız ve sağlıklı yaşam sitesi www.sigarayason.com, “Dünya Sigarasız Günü” ilan edilen 31 Mayıs’ta “Bırak, Çek, Gönder. Sen de Taksim’de Yüzünü Göster” adlı ilginç bir kampanya başlattı. Kampanyaya spiker Jülide Ateş ile Doğan Yayın Holding Sağlık Grup Başkanı Dr. Gündüz Tezmen de destek veriyor.
Sigarasız hayatı özendirme misyonu ile kurulan www.sigarayason.com ilginç bir kampanyaya imza attı. Bu kampanya çerçevesinde, sigarayı bırakma kararı alarak fotoğraf ve mesajını www.birakcekgonder.com’a gönderenler, Taksim Meydanı’ndaki dev ekranda kararlarını yüzbinlerce kişiyle paylaşma şansı yakalıyor.
Bu önemli projeye destek veren isimlerden biri de Jülide Ateş... Sigarasız hayata motive edecek tüm çalışmaların yanında olduğunun altını çizen Ateş, konuyla ilgili şunları söyledi: “Sigara benim kişisel olarak nefret ettiğim bir konu. Benim annem ve babam, akrabalarımın çoğu, iş arkadaşlarımın hemen hemen hepsi sigara içerdi. En büyük kırgınlıklarımı sigara yüzünden yaşadım. Normalde çok iyi arkadaş olduğum kişilerle yollarım bu yüzden ayrıldı. Sigara içmeyen biri olarak kendimi çoğu zaman ayrıkotu gibi hissettim. şimdi toplu mekanlarda sigara yasağının başlayacağı 19 Temmuz’u hasretle bekliyoruz. Bu kampanyaya da elimden gelen tüm desteği vereceğim çünkü sigarayı bırakma sürecinde yalnız olmadığını bilmek, bu kararı veren kişilere büyük motivasyon sağlıyor.”
BU ÇAĞRIYA KULAK VERİN
Sigarayason.com adına konuşan Doğan Yayın Holding Sağlık Grup Başkanı Dr. Gündüz Tezmen ise sigarayı bırakmak isteyen kişileri motive etmek amacıyla hazırlanan kampanyanın, bu kararı sürekli erteleyen birçok kişiyi harekete geçireceğine inandıklarını belirtti: “Sigaranın neredeyse vücudumuzdaki her organa zarar verdiği, kardiyovasküler hastalıklar, kanser, solunum sistemi hastalıkları ve inme gibi birçok hastalıkla ilişkili olduğu kanıtlandı. Bu kampanya herkesi yeni bir hayata çağırıyor. Bırakmak isteyen ama bırakma eylemine geçemeyen sigara içicilerini harekete geçirebilmek, onlara yeni bir hayata adım attırabilmek adına büyük bir fırsat tanıyor. Bırakmak isteyen herkesin bu çağrıya kulak vermesini diliyorum.”
Paylaş