Dokunmak güzelleştirir

Kadın ya da erkek olun fark etmez! Güzellik evrensel bir tutkudur. Bu tutkunun en çok yoğunlaştığı yerlerin cildiniz ve saçlarınız olduğu da kuşkusuzdur.

Hangi yaşta olursanız olun cilt veya saç güzelliğine ait küçük bir haber kulaklarınızda kocaman bir dinleme alanı oluşturur.

Araştırmalar güzelliğin, deriden çok daha derinlerde bir yerlerde olduğunu gösteriyor. İnsan beyni cildine ve saçlarına her gün binlerce mesaj yolluyor. İki yönlü bir kırmızı telefon hattı cildiniz ve beyniniz arasında gidip geliyor. Tıpkı bağırsaklarınızla beyniniz arasında olduğu gibi bu hat gece gündüz çalışıyor. Stresle, üzüntüyle oluşan cilt pullanmaları, kızarma ve kaşıntılarınızın nedeni bu kırmızı hattır. İç dünyanız gergin, çatışmaları çok, hüzünleri yoğun, gelgitleri fazlaysa cildinizin bundan payını alması kaçınılmazdır.

İÇİMİZDEKİ TELEFON

İşin ilginç yanı, bu kırmızı telefon hattının iki yönlü olmasıdır. İyi ve güzel bir cilde sahip olduğunuzu fark ettiğiniz veya teninize hoş ve keyifli temaslar hissettiğinizde beyninizin olup bitenden keyif alması ya da beyninizdeki olumsuzlukların cildinizde kızarma ve döküntülerle sonuçlanması bundandır. Kısacası beyninizi yakından etkilemekte, bu iki yönlü etkileşim gün boyu sürüp gitmektedir.

MASAJIN FAYDASI

Masajın iyileştirici gücü de işte bu ilişkide, ten-beyin bağlantısında yatmaktadır. Kozmetolojide ‘fasial masaj’ olarak tanımlanan ‘yüz masajının’ cilde genç ve ipeksi bir görünüm vermesi bundandır. Yüzünüze ya da bedeninizin başka bir yerine masaj yaparak sağladığınız yararın en az yarısını bu keyifli masajlardan ve kendine servis verme hoşluğundan geldiğini söylersek pek abartmış olmayız.

Bütün bunların anlamı kısacık bir cümlede gizlidir: Dokunmaya ve dokunulmaya hepimizin çok ihtiyacımız var. Sevilmeye, okşanmaya muhtacız. Bundan insan olarak keyif duyuyor, zevk alıyoruz. İster sevgiyle, saygıyla isterseniz şefkatle, aşkla dokunun hiç fark etmez! Dokunun!

İnsanları kucaklayın, sarılın, okşayın, omuzlarını kavrayın, kollarına girin. Onlara güç, sevgi, keyif verin, güzellik katın. Dokunmaya çok ihtiyacınız var. Dokunmaktan korkmayın!

CİLT DOSTU BESİNLERE GÜVENİN

Kan şekerindeki ani artışlar, dokularınızdaki proteinleri sertleştirerek sakız kıvamında bir bozuşmaya sürükler. Bunu güneşte kalan bir su hortumunun sertleşip katılaşmasına, çatlayıp kolayca kırılmasına da benzetebilirsiniz. Cildinizdeki kollagen liflerine yapışan şeker molekülleri, cildinizin esnekliğini kaybetmesine, pörsümesine, derin kırışıklıklara uğramasına yol açar. Pirinç, mısır, şeker, unlu-yağlı tatlılar, kekler, kurabiyelerin cildiniz için pek dost besinler sayılmamasının nedeni budur. Eğer cildinize dost yiyecekler arıyor, yedikçe daha güzel bir cilde sahip olmak istiyorsanız işte bizim önerilerimiz:

MEYVELER

Ahududu Çilek Erik Portakal Kırmızı portakal Nar Pembe greyfurt

Kivi Kırmızı-yeşil elma

HAYVANSAL BESİNLER

Yumurta beyazı Balık (özellikle yağlı balıklar) Keçi peyniri

SEBZELER

Domates Siyah lahana Pancar Kırmızı dolmalık biber Kırmızı soğan Pazı, ıspanak Tarhun, kekik-maydanoz Karnıbahar Kırmızı turp

KURU TOHUMLAR

Keten tohumu Susam Çörek otu Sert kabuklu yemişler Kuru tohumlar (ayçiçeği)

İÇECEKLER

Nar suyu Pembe, kırmızı greyfurt suyu Yeşil çay Beyaz çay Siyah çay Domates suyu Portakal suyu

BİR ÖNERİ

Dr. Perricon’a kulak verin

‘Beyinde iyileştirici etki yapan her şey, deride de aktif ve iyileştiricidir’ diyor. Dr. N. Perricon ve devam ediyor: Beyin ve ciltteki sinirlerin hareketleri arasında, dolayısıyla da beyin ile güzellik arasında bir bağ var! Bu son derece doğru bir saptamadır. İyi ve güzel düşüncelerin, sevginin, coşkunun, neşenin cilde iyi geldiğinden, korku, hüzün ve umutsuzluğun, gerginlik, çatışma ve kızgınlığın cildi yiyip bitirdiğinden hiç şüpheniz olmasın! Uzanıp biraz keyfetmenin, güzel bir müzik dinlemenin, hoş şeyler hayal etmenin, şarkı söylemenin, sadece ruhunuza değil cildinize de iyi geldiğinin farkına siz de varmış olmalısınız. Güzel, dinç ve hoş bir cilde sahip olmak istiyorsanız sevginin, sevincin ve iyi duygular geliştirmenin olumlu etkilerinden yararlanmayı ihmal etmeyin.

EN ETKİLİ CİLT ONARICILARI

Likopen / Laktoflavon karışımı (Inneov)

Alpha lipoic acid (Alphaderm, Solgar, GNC)

Co-Enzym Q100 (Solgar, GNC, Lifetime)

DMAE (Dimetilaminoetanol / N. Perricon)

Timosin Beta 4 (Jan Marini)

L-Carnitin (Jabu’she)

Askorbil Palmitat (Cellex-C, Emergin-C)

NASIL YAŞIYORLAR?

Mehmet Şevki Eygi (Gazeteci-yazar)

72 yaşındayım. Boyum 1.65. Malum ramazan ayındayız ve oruç tutuyorum. Ramazanda sizin de bildiğiniz gibi sahurdan iftara kadar zaten yemek yemiyoruz. İftardan sonra da bol bol meyve tüketmeye çalışıyorum. Ramazan dışında ise; günde 5 öğün yemek yiyorum. Ara mönüleri kahvaltı, meyve olarak atlatıyorum. Etle pek aram yok. Özellikle kırmızı eti sevmem. Tercihimi balıktan yana kullanıyorum. Sebzeye çok büyük düşkünlüğüm var. Etsiz yaşarım ama sebze ve meyvesiz düşünemiyorum. Çay ve kahve haricinde ne mutlu ki bana, başka kötü alışkanlığım yok. Bol bol sebze tükettiğim için de devamlı bir vitamin kullanmıyorum. Günümün 8 saatini uykuya ayırıyorum. Düzenli olarak maalesef spor yapamıyorum ama vakit buldukça 5 km yürüyüş yapıyorum. Gazeteci ve yazar olmama rağmen sağlığımı düşündüğüm için stresten uzak duruyorum. Ailemde ırsi bir hastalık bulunmuyor. Düzenli bir ilaç kullanmamakla birlikte ara sıra Aspirin içiyorum.

PROF. MÜFTÜOĞLU’NUN YORUMU

Sayın Eygi’ye, hayırlı ramazanlar diliyorum ve müsaade ederse ramazan ayının dışında kalan süredeki beslenmesine değinmek istiyorum. Hemen belirteyim! Beslenme alışkanlıkları özellikle sebze, meyve ve balık tutkusu mükemmel seçimler. Uykusu düzenli, ruhu dingin, bedensel detoksu sebzeler ve meyvelerle, duygusal detoksu olumlu, yapıcı ve üretken düşüncelerle, şaşırtıcı farkındalıklarla sağlayan sayın Eygi’ye (kahvesi az, bitkisel çayı bol) keyifli bir yaşam yolculuğu diliyorum. Her halükarda etkili ve güçlü bir destek almayı düşündüğünde benim önerim vitamin ve minerallerle probiyotik bakterilerin ideal karışımı olan, yaşam uzatıcı ve bağışıklığı güçlendirici bir formüldür. Eczacısı ile konuşarak bu kombinasyonu kolayca bulabilir ve hemen başlayabilir. Sayın Mehmet Şevki Eygi’ye huzurlu ve sağlıklı bir yaşam diliyorum.
Yazarın Tüm Yazıları