Paylaş
Cinsel yaşamın sorunsuz sürmesi, “sürdürülebilir sağlıklı bir hayat beklentisi”nin vazgeçilmezlerindendir. Cinsel hayatın nitelik ve niceliğini belirleyen faktörlerse oldukça değişkendir. Yaşlanmanın kendisi cinsel gücü azaltır ama cinsellikten uzun süreli uzak kalmalar, aşırı alkol kullanımı, geçirilen ağır hastalık halleri, tiroid bezinin az veya çok çalışması, şeker hastalığı, hipertansiyon, menopoz, loğusalık ile emzirme dönemleri ve ilaçlar, bu faktörlerin en önemlileridir. Ayrıca aile içi şiddet, cinsel travmalar, sevilen birinin kaybı, ev, şehir değiştirme gibi sosyal etkenler, depresyon, ağır stres gibi psikolojik faktörler de cinsel isteksizliğe yol açabilir.
Yeterli cinsel uyarının varlığına rağmen cinsel aktivitenin azlığı veya yokluğu, “cinsel soğukluk” olarak tanımlanıyor. Uzmanlar, yalnız bedensel ve psikolojik sağlığın değil, kişilerin yaş, meslek, kültür düzeylerinin, bilgi, beceri ve deneyimlerinin, korku, endişe ve üzüntülerinin, inançlarının, sosyal durumlarının ve duygularının da cinsel arzuyu etkilediğinin söylüyor.
Cinsel soğukluk, kadınlarda daha yaygın görülen ama genelde ya saklanan ya da önemsenmeyen bir sorun. Sadece bizde değil, gelişmiş, ekonomisi iyi, eğitim düzeyi yüksek toplumlarda bile “cinsellik” kadınlar için “gizli-saklı tutulması gereken bir konu” gibi düşünülüyor, cinsel isteksizlik sorunu genelde saklanıyor.
Uzmanlar, “İster bedensel, organik, hormonal, ister ruhsal sebeplerle oluşsun tedavi çoğu kez mümkün, önemli olan sorunu saklamamak ve çözüm için fazla geç kalmamak” diyor ve ekliyorlar: “Cinsel istek azalması ciddiye alınması gereken bir sorundur!”
BİR NOT
Kadınlar için Viagra şimdilik mümkün değil
Cinsel yaşamın iki temel belirleyicisi var. Bir; cinsel ilişkiyi arzulamak, iki; cinsel eylemi gerçekleştirmek!
Erkeklerin cinsel eylemi gerçekleştirme sorunu, sertleşme problemi için üretilen Viagra ve benzeri ilaçlar sayesinde önemli ölçüde çözüldü.
İlaç firmalarının yoğun araştırmalarına rağmen Viagra ve benzerlerinin kadınlarda cinsel eylemi ve birleşme kalitesini artırdığı ya da desteklediği ise henüz kanıtlanamadı. Firmalar artık kadınlarda da Viagra kadar etkili “potens” artırıcı yeni ilaçlar geliştirmek için de çalışıyor.
Testosteron azalması, erkekte de kadında da cinsel arzuları azaltmakta, libidoyu baskılamaktadır. Basında da sık sık gündeme gelen İntrinsa isimli ürünün Viagra ve benzerleriyle hiçbir ilgisi yok. İntrinsa, kadınlar için geliştirilmiş bir testosteron patch’inden başka bir şey değil.
Bu ürün sadece ve sadece testosteron azalmasıyla ilişkili olan libido kaybının tedavisinde kullanıldığı zaman faydalı olabiliyor ki zaten çoğu kadında cinsel isteksizlik sorununun arka planında düşük testosteron seviyeleri var.
Kısacası “kadın Viagra’sı” biraz da duyguda ve düşüncededir, kadınlar için Viagra en azından şimdilik mümkün değildir...
AKLINIZDA OLSUN
Tüylenme sorunu can sıkıcıdır
Tüylenme, kadınların hiç hoşlanmadığı kozmetik sorunlardan biri. Ayrıca bazen ciddi bir sağlık probleminin belirtisi de olabiliyor.
Tüylenmeyle ilişkili sağlık sorunu -hirsutismus- en sık da bir hormonal bozukluğun ya da ilaç yan etkisinin işareti olabiliyor.
Polikistik yumurtalık sendromunda, Kuşing sendromunda, erkeklik hormonunu fazlaca üreten yumurtalık ve böbrek üstü bezi tümörlerinde tüylenme ilk belirti olabiliyor.
Yani basit bir çene tüylenmesi, bir yumurtalık kanserinin ilk belirtisi bile olabiliyor. Fenitoin ve Minoksidil gibi ilaçların da tüylenmeye yol açabileceği biliniyor. Daha nadir görülen bir nedeni de yememe hastalığı yani “Anoreksiya Nervoza”.
Tüylenme sorunun tedavisi, altta yatan sağlık sorunun tedavisi olarak da düzenlenmelidir. Ayrıca deneyimli merkezlerde yapılan “laser” epilasyonu yönteminden yararlanmak da mümkündür.
Paylaş