Paylaş
Bir Semih Şentürk, uzatmaların da uzatmasında Hırvatistan ağlarını havalandırdığında sevinçten zıplamıştım, bir de Hadise Eurovision’a katılıp göbek attığında...
‘Z kuşağı’ pek hatırlamaz ama diğer kuşaklar için çok önemliydi Eurovision...
Tıpkı Naim Süleymanoğlu’nun halter kaldırması gibi bir şeydi bizler için.
Evlerde toplanılır, çay, kahve, pasta, börek eşliğinde yarışma seyredilirdi.
Oylama kısmına zaten kalp dayanmazdı.
Öyle bir heyecan yani...
Sonra siyasi ittifaklar, kültürel yakınlıklar oylamada etkili olmaya başladı. İyi şarkı prim yapmıyordu artık. Biz de ülke olarak çıktık Eurovision’dan. Tam 8 sene olmuş Türkiye ‘ben gidiyorum’ diyeli...
Ama dönüş vakti geldi sanki.
Dönelim artık Eurovision’a
İsveç’in Norveç’e...
Kıbrıs Rum Kesimi’nin Yunanistan’a...
Romanya’nın Moldova’ya...
12 puan vermesini bile özledik...
Sunucuların ‘12 points goes to...’ demesine hasret kaldık.
Kemal Doğulu gizli bir Demet Akalın dinleyicisi mi?
Demet Akalın, Eurovision’a katılalım diye bir kampanya yürütüyor.
Sık sık sosyal medya hesaplarından paylaşım yapıp “Gidersek yıkar geçeriz” diyor.
Özlemini anlıyorum Akalın’ın.
Ama Kemal Doğulu’nun sözlerini anlayamıyorum.
“Stüdyoya bile giremeyen şuursuz kadın hopstarlar, Eurovision hayali kuruyor. Ah canısı milyonlar önünde şarkı mı söyleyeceksin? Güldürme beni” diye bir paylaşım yaptı ünlü modacı.
“Şuursuz kadın” diyor...
“Stüdyoya bile giremeyen” derken küçümsüyor...
“Hopstar” diyerek alay ediyor...
Ama “ah canısı” derken yakayı ele veriyor ve kibrini ortalığa saçıyor.
Ne gerek var böyle ağır sözlere?
Beğenme, dinleme, dinlettirme.
Ama “şuursuz” deme. Hakaret etme. Biliyorsunuz “Demet Akalın dinliyorum” deyince toplum önünde rezil olacağını, arkadaş gruplarında bıyık altından gülüneceğini düşünenler gizli gizli Demet Akalın dinler. Arabadalarsa camları kapatıp açarlar sesi...
Evdelerse perdeyi çekip basarlar ‘play’ tuşuna...
Kulaklıkla dinliyorlarsa sık sık dışarıya ses gidiyor mu diye kontrol ederler...
Yani dinlerler ama gizlerler.
Bir dakika ya...
Yoksa... Kemal Doğulu da gizli gizli Demet Akalın dinleyenlerden mi?
Turistler maske takmak istemiyor
Işın Karaca, Antalya’da bir oteldeki maskesiz ve kalabalık eğlence görüntülerini görüp isyan etti.
“Biz neden konser veremiyoruz, neden işimizi yapamıyoruz” dedi...
Bir süredir Antalya’dayım.
Sokaklarını da gezdim, otellerini de gözlemledim.
◊ Maske yok...
Yabancı turistler maske işini kafalarında bitirmiş. Kendi ülkelerinde nasıllar bilmiyorum ama tatile geldikleri anda maskeyi çıkarıyorlar.
◊ Türkler tedbirli...
Bizler halen tedbirli davranıyoruz. Doğru da yapıyoruz. Otellerde maske takan görürseniz anlayın ki o Türk.
◊ Ukraynalılar fazla rahat...
Korona yokmuş gibi davranıyor Ukraynalılar. Henüz ülke nüfuslarının yüzde 2’si aşılanmış olmasına rağmen doğal bağışıklıkları varmış gibi hareket ediyorlar.
◊ 7/24 temizlik...
Madem maske taktıramıyoruz, hijyen konusunda ekstra tedbirli olalım düşüncesinde oteller. Tüm alanlar her saat temizleniyor ve dezenfekte ediliyor.
40 derecede ne kelepçesi!
Kıbrıs, haziranda yeni bir uygulamaya geçiyor. Artık ülkeye tatile giden turistlere aşı sorulmayacak. “Sizi önce karantinaya alalım” falan da denmeyecek.
Tüm bunların yerine ‘elektronik kelepçe’ takılacak.
Otel dışına çıkarsanız bileğinizdeki kelepçe Sağlık Bakanlığı’na anında bildirim gönderecek.
Artık gelip sizi polis mi alır, yoksa bakanlık ekip yollayıp hastaneye mi gönderir bilemiyorum...
Ama eminim ki bu karar sonrası, birçok Kıbrıs sevdalısı tatil planını tekrar gözden geçirecektir...
Biletini alıp rezervasyon yapanların bir kısmı ‘oldu o zaman’ deyip Kıbrıs planını iptal edecektir...
◊ Kelepçeli tatili kabul edenlerin yarısı otellerine gelir gelmez kelepçeyi çıkarmanın türlü yollarını arayacaktır...
◊ Zaten 1.5 senedir evlerde kelepçeli gibiyiz, o yüzden tatilde kelepçe takmak da neyin nesi?
Pandemi sonrası masaj trendleri
◊ Lenf drenaj masajı
45-50 dakika civarında süren masaj sırasında vücutta lenf bulunan noktalara odaklanılıyor. Vücuttaki ödemi atmanıza yardımı dokunuyor bu masajın.
◊ Ayurveda masajı
Yumuşak dokunuş bir masaj türü bu. Omurga, baş ve göğüs bölgeleri, masajın odak noktası. Bitkisel yağlar da kullanıldığı için rahatlama garantisi var.
◊ Thai masajı
Masajın yapıldığı oda farklı. “Sert dokunuşlar olmadan masaj yaptırdığımı anlamam” diyenlerin tercihi.
Asla benlik değil!
◊ İsveç masajı
Masajın klasikleşmiş hali. Kaslara yoğun baskı uygulanıyor, germe ve vuruş hareketleri masaj boyunca devam ediyor.
◊ Shiroabhyanga masajı
Dinlendirici, rahatlatan bir masaj tekniği. Sıcak baharat yağları ile vücut ve zihne canlılık veriyor.
Paylaş