Paylaş
Ebru Gündeş ve Melek Mosso’nun eşlerinden ayrılacağı haberlerini okuduktan sonra aklıma geldi.
İki adam da sektörden değil, ikisi de daha geri planda. Ve şimdi ‘arka planda’ kalmanın onları rahatsız ettiği söyleniyor.
Düşündüm, “Ben yapar mıyım?” dedim, “Kıskanır mısın Orkun” diye sordum kendime.
Hatta bu sohbeti hafta sonu arkadaşlarımla da yaptım.
Çok açık ve net söylüyorum, hayatımdaki insanın benden daha önde olması beni asla ama asla rahatsız etmez.
Aksine gurur duyarım. Bunun nedeni de tamamen yetiştirilme tarzım bence.
Onun başarısıyla mutlu olurum, onun popülerliğiyle gurur duyarım, imza attığı işler başarıya ulaşırsa keyiften dört köşe olurum.
İkili ilişkilerde her şey olur ama başarıyı kıskanmak olmaz.
Prenses erkolar
Yeni nesil erkeklere “prenses erkek” (prenses erko) deniyormuş.
Elini sıcak sudan soğuk suya sokmayıp, her şeyin önüne gelmesini bekleyen, azıcık zorlukla karşılaşınca uf puf eden, bir çivi çakmaları gerekirse çekiç bile tutmayı bilmeyen tiplermiş.
Sürekli trip falan atarmış bu tip ‘erko’lar...
Her ay yeni bir terim kazandırıyor bu ‘Z’ kuşağı hayatımıza. Prenses erkek tanımı biraz ağır olmakla beraber doğru aslında.
Sürekli trip atan, evinden alınmayı bekleyen, hesap ödemeyip ödetmeyi arzulayan, plan yapmayıp yaptıran çok hemcinsim var etrafta artık.
Şöyle de savunurlar kendilerini: “Amaaan bugüne kadar yaptık da ne oldu sanki?”
Kekilli ve Tatlıtuğ
Murat Kekilli bir döneme damgasını vurmuştu.
“Bu Akşam Ölürüm” şarkısıyla dertlenmeyen mi kalmıştı?
Neyse...
Şimdi demiş ki, “Hayatım film olacaksa beni Kıvanç Tatlıtuğ oynasın...”
Sabahtan akşama gülmelik bir açıklama değil mi?
1- Neden hayatın film olsun?
2- Neden seni Kıvanç oynasın?
İkisinin tek ortak noktası Adanalı olmaları. Bu kadar. Başka hiç ortaklıkları yok. Uçurum var aralarında uçurum.
Gerçekten olmaz filminiz Murat Bey üzgünüm.
Bu herkesin hayatını film yapma olayını zaten bitirmeliyiz.
Bu furya çok abartıldı ve suyu çıktı. Ben Murat Kekilli’nin filmi yapılırsa, ülkeyi terk etmeyi bile düşünebilirim.
Oldu olacak Bayhan’ın da filmini yapalım. Hay Allah’ım...
Geri sayım
Haftaya çok şaşıracaksınız. Çünkü sizinle 50’nci Pantene Altın Kelebek töreninden notları, alınan ödülleri, törendeki unutulmayacak anları paylaşacağım. İnanılmaz bir deneyim yaşayıp, yaşatacağız size.
Nasıl adaletli bir jüri toplantısı olduğunu, ödüllerin nasıl adaletli bir şekilde dağıtıldığını herkes görecek.
Sahne şovlarını da tören öncesi açıklayacağız.
Bu sene yapılacak ilkleri de göreceksiniz törende.
Ben heyecanla yazıyorum bu yazıyı. Çünkü bildiklerimi bir an önce sizin de öğrenmenizi istiyorum.
Neyse geri sayım başladı, şunun şurasında ne kaldı ki pazar gününe...
Bekleyelim bakalım heyecanla.
Medeniyet testi
Hayrettin’in YouTube’da “Kaos Show” diye bir programı var.
O programda medeniyet testi diye bir bölüm de var.
Konuklara soruyor:
“Kız arkadaşın hafta sonu erkek arkadaşıyla at binmeye gidebilir mi” diyor.
“Sevgilin mesajına 5-6 saat sonra dönebilir mi” diye de ikinci soru geliyor.
Biri diyor ki, “At binmeye asla gidemez. Ata iki kişi de binilir, ne öyle kız ve erkek aynı atta! Asla izin vermem.”
Öbürü, “Sorun yok binsin” diyor. Mesaja geç dönme olayına da “O işte bir iş vardır, asla geç cevap veremez” diyor.
İki zıt karakteri bulup oturtmuş karşısına, soruyor konuklara.
“Bikiniyle fotoğraf paylaşabilir mi” diye de sormuş mesela. Yine “Hayır, olur mu öyle şey” diyenler çıkıyor. İzleyin, gülüyorsunuz ister istemez.
At binmek, bikinili fotoğraf paylaşmak, bana ne, asla karışmam. Fakat 5-6 saat geç cevap verilmez mesaja.
Kimse hayatındaki insana 1 dakikasını ayıramayacak kadar yoğun olamaz bu hayatta.
Bu medeniyetsizlik değil mesela.
İnsan verdiği değeri görmek ister muhakkak. Ne güzel iş yahu!
Hafta sonu kaybol ortalıktan, ertesi gün “Kusura bakma aşkım dönemedim mesajına” de...
E yani bu karşındakini aptal yerine koymak değil midir?
Bizim ülkede Hayrettin’in bu medeniyet testine çok malzeme çıkar daha. İzleyin hak vereceksiniz bana.
Paylaş