Kaan Yıldırım’a helal olsun

Hadise, Kaan Yıldırım ile ilişkisine başlamadan önce bir açıklama yapıp, “asla aşığım demeyeceğim” demişti...

Sonra çıtayı biraz daha yükseltmiş ve “asla sevgilimle fotoğraf paylaşmayacağım” diye eklemişti.

Peki ne oldu?

“Çıktığım en güzel yolculuk” da dedi, fotoğraf da paylaştı.

Eeee böyledir bu işler, yapmam dediğini yaptırır insana. O yüzden bu olana bitene hiç şaşırmadım.

Ben Hadise’nin son hamlesine çok şaşırdım.

Hayranları Hadise’nin paylaştığı fotoğraflarda bir detay yakalamış.

İddiaya göre Hadise, koluna kendisinin ve sevgilisi Kaan Yıldırım’ın baş harflerini dövme yaptırmış. ‘H’ ve ‘K’, aralarına da bir kalp emojisi iliştirmiş.

Hoppalaaaa!

Sanki Kaan Yıldırım, Hadise’ye yapmam dediği her şeyi bir bir yaptıracağına...

Hatta yapmam demeye gerek duymadıklarını bile yaptıracağına...

And içmiş gibi.

Tüm bunlardan sonra Hadise’nin yapmam deyip halen yapmadığı tek bir şey kaldı.

O da, Instagram hesabından Kaan’ı takip etmek. Ama tüm bu yaptıklarının yanında o ne ki?

Bence son kale düşmesin diye direniyor güzel şarkıcı.

Ama yakındır. Onu da yapar.

Sevmek, sevilmek bunlar mis gibi mevzular. Ama ‘dövme olayı’ çok canımı sıktı benim.

Yaptırmayacaksın bir başkasının ismini dövme olarak.

Diyelim ki ayrıldınız...

Ne yapacaksın sonra?

Ya ‘K’ ile başlayan başka bir sevgili bulacaksın...

Ya da kazıtacaksın o kolundaki dövmeyi.

Bak işine Ahmet Çakar

Ahmet Çakar çıkmış bir programa ve Can Yaman için demediğini bırakmamış. Önce ‘kezban’ diyor. Hakaret etmeye çalışıyor ama ‘kezban’ın anlamının TDK’ya göre ‘ev hanımı, evi idare eden kadın’ demek olduğunu bilmiyor.
Sonra ‘hokkabaz’ diyor.
“Can Yaman’a sorsam, ‘Newton kimdir’ diye ‘bilmiyorum’ der,
‘Atatürk nerede doğdu’ desem cevap veremez” diyor.
Yaman’ın İtalyan kız arkadaşı Diletta’ya da sallıyor.
Çakar’a göre Diletta,
“Cenova’nın köyünden çıkmış bir kezban...”
Sevgili Ahmet Çakar, eleştirinin de bir sınırı vardır...
Katıldığın programa eşofmanla çıkmışsın başkasına ‘hokkabaz’ diyorsun...
Kendi televizyon programlarında sık sık küfür ediyorsun...
Başkasına ‘ahlak dersi’ veriyorsun...
Bak işine sen Ahmet Çakar.
Boş ver magazin dünyasını...
Futbolla ilgili ‘komik’ yorumlarına devam et.
Girme bu toplara.

Personal trainer’lar isyanda

Son günlerde dikkat ettiyseniz spor hocalarının sosyal medya profilleri kırmızıya büründü. Çünkü protesto ediyorlar.

Haklarının yendiğini düşünüp, mesleklerini yapamayacak hale geleceklerinden korkuyorlar.

Haklılar aslında...

Yeni hayata geçen bir uygulamayla, 21 günlük özel kurslara katılıp bu kursu başarıyla tamamlayanlar, fitness eğitmeni sertifikasını alabiliyor.

Hatta 22’nci gün bir spor salonu açıp, öğrenci kabulüne bile başlayabiliyorlar.

Sadece fitness eğitmeni de değil, spor salonlarında neyin eğitimi veriliyorsa 21 günde o branşta ‘uzman olmak’ mümkün artık.

Spor bilimleri fakülteleri ve beden eğitimi gibi bölümlerde 4 sene okuyup mezun olan eğitimciler ise haklı olarak isyan ediyor.

Çünkü onlar bile üniversiteden mezun olduktan sonra hemen antrenörlük belgesi alamıyorlar. Ama 21 günlük kursu bitirenlere bu belge anında veriliyor. Düşünsenize 21 günde bir konunun uzmanı olup profesyonellik belgesi alıyorsunuz.

Yani 21 günde mühendislik...
21 günde doktorluk gibi bir şey bu...

21 günde bazı alışkanlıklardan vazgeçilebildiğini biliyorum.

Unutmak için çok ideal bir süre.

Ama bir konuda 21 günde uzmanlaşıldığını ne gördüm ne de duydum.