Paylaş
Çok can acıtıcı bir olay bu. Tabii ki kimse böyle bir şey yaşanmasını istemezdi. Tabii ki mekân yetkilileri perişan durumdadır.
Fakat nerede o mekânın yangın çıkışı? Nerede acil bir duruma karşın tahliye alanları? Nerede önlemler? Belli ki yokmuş.
E peki biz şimdi giden canların ardından sadece “Yazık oldu” deyip geçecek miyiz?
Ülkemizde maalesef bir olay yaşandıktan sonra önlem alınıyor hep. Bakın görün şimdi tüm mekânlarda denetim yapılacaktır, hepsi kontrol edilecektir, tedbirler alınmış mı, acil durum tahliye alanları var mı diye bakılacaktır.
E iyi de önceden neredeydik?
Neden ruhsat verdik?
Neden hesap sormadık?
Ben “Başımız sağ olsun” deyip geçmek istemiyorum. “Çok üzgünüm” deyip basitleştirmek istemiyorum.
Ufacık salonlarda, ufacık restoranlarda yangın çıkışları varken, binlerce kişinin girebildiği bir mekânda böylesine önemli bir tedbirin alınmamış olmasını hazmedemiyorum.
Herkesi ‘küçümsüyor’ Şahan
Devlet Tiyatroları Genel Müdürü Tamer Karadağlı, geçtiğimiz günlerde bir video çekip Antalya’daki bir binayı göstermişti.
O bina kültür merkeziydi.
Bakımsızlığından şikâyet etti binanın.
Kısa süre sonra o yerin aslında bakanlığa bağlı olduğu ortaya çıktı vesaire.
Peki sonra ne oldu?
Hemen Şahan Gökbakar attı kendini ortaya ve Karadağlı ile dalga geçen bir video paylaştı.
Karadağlı, kendisini ve temsil ettiği kurumu itibarsızlaştırdığı iddiasıyla dava açıyormuş Şahan’a.
Bakın, gerek yok...
Neden biliyor musunuz?
Çünkü Şahan’ın ciddi bir insan küçümseme durumu var.
Nerede popüler biri gündem olsa, hemen Şahan kendini ortaya atıp bir ‘ti’ye alma’ videosu çekiyor.
Üstelik karşısındakini aşağılamaktan falan hiç çekinmiyor.
Haddim olmayarak soruyorum, komedyenlik mi bu?
Bu çok basit değil mi?
Ben de çıkayım herkesle dalga geçeyim o zaman...
Ben anlamadım bu üstten bakmayı, siyasi görüşleri yüzünden insanları küçümseme yarışını...
Dava açmayın Tamer Bey.
Onu da kullanır Şahan Gökbakar çok eminim.
Ah şu sosyal medya ah...
Akıllı akılsız herkesi zehirledin..
Kazıklanmışsın
Bir çiçekçi 1001 adet çiçeği 499 bin 995 liraya satıyormuş.
Nedir çiçeğin özelliği?
Şakayık çiçeğiymiş!
Bir de pembeymiş rengi!
Üstelik çiçekler bitmiş, satılmış yani...
Bu düpedüz kazıklanma.
Fiyata bak!
Kim aldı acaba o çiçekleri?
Nasıl bir ruh haliyle satın aldı? Kime aldı?
Ya da çiçekçi bir ‘PR’ çalışması mı yaptı kendine?
Çünkü aklı başında kimsenin çiçeğe böyle bir para vereceğini sanmam.
Hayır, işin garibi bu çiçeğin hediye edildiği hanımefendilerin de mutlu olacağını pek sanmam.
Sonuçta çiçek, solup gidecek.
Günümüzde çiçekten çok başka şeylere değer veriliyor malum...
Paylaş