‘Açma’ yarışı ve Demet Akalın

Tek başına savaşıyor Demet... Aslında açık giyinmeye, iddialı kıyafetlere karşı olduğundan yapmıyor bunu bence.
Diyor ki, ‘isteyen giysin fakat benden beklemeyin benim yaşım geçti.’ E doğru...
Ben de karşı değilim iddialı sahne kıyafetlerine ama sesi olmayanın, altı dolu olmayanın bunlarla konuşulma hevesine karşıyım.
Böyle giyinerek bir ‘halt’ ettiğini sananlarla doldu sahneler.
Eskiden böyle değildi ki...
Sesiyle, şarkısıyla günlerce aylarla konuşulurdu sanatçılar.
Şimdi olay nasıl olduysa başka tarafa evrildi.
Sesi yok, nasıl yok anlatamam sıfır derecesinde yok fakat sahnesi dolu...
Çünkü 3-5 amca acaba bugün sahnede ne giyecek diye meraktan gidiyor...
Sen şimdi mekânda masa doldurmuş olmuyorsun ki...
Sesine hayran bir kitleyi karşına getirmiyorsun ki...
Sen bambaşka hikayelere hizmet ediyorsun farkında da değilsin ki...

Aman diyeyim

Nihat Doğan, “Ver artık bana Antidepresan şarkısını Mabel, halkın sesini duy Mabel” diye isyan etmiş.
Hahaahahaha.
Bu arada başıma bir şey gelmeyecekse, ilk başta yerden yere vurduk ama zamanla Nihat Doğan’ın arabesk ‘Antidepresan’ı kulağa çok da kötü gelmiyor onu söyleyeyim...
Onu söylerken şunu da ekleyeyim...
Evet çok ses getirdi Nihat’lı ‘Antidepresan’ yorumu...
◊ Evet çok mix’leri yapıldı onun sesinden...
◊ Evet çok fazla TikTok videosu çekildi falan ama olmaz, vermez Mabel o şarkıyı Nihat Doğan’a...
◊ Bence bir espriydi, Nihat da bu espriyi çok da güzel yaptı ve bitti gitti.
Böyle bakalım olaya...

Mabel’in telefonu

Günde 50 mesaj garantidir... Şöyle mesajlar geliyordur...
◊ Ya bak senden çıktı artık, ver şu şarkıyı bana...
◊ Acayip bir fikrim var, şarkıyı versene...
◊ Herkes bizi konuşacak şarkıyı ver be Mabel...
60-70 arası arama garantidir...
Şöyle konuşmalar geçiyordur:
◊ Hacı abi nasılsın? Gel bi ‘Antidepresan’ düeti yapalım...
◊ Mabel’im naber ya? Bir çıkış yakalamam lazım, versen mi şarkıyı?
◊ Dostum... Gurur duyuyorum seninle fakat bir istirhamım olacak. O da Antidepresan...
Yani son zamanlarda en olunmayacak şey Mabel’in telefonudur...

Devir stalk devri

Erkekler de stalk yapar mı? Sorusu dönüp dolaşıp ‘kim yapmıyor ki’ yanıtıyla son buluyor.
Hafta içi bir röportajda okudum.
Cem Belevi’ye sormuşlar...
Benzer cevapları vermiş o da...
“Baktığımız belli olmasın diye fake hesaplarımız bile var” demiş. Bu konu erkekler dedikodu yapar mı sorusuna benziyor...
Erkekler dedikodu da yapar stalk da yapar, evet.
Ama stalk konusunda kadınların eline su dökemeyiz.
Mesela sıkı teknoloji tutkunu olan ben bu stalk işinin bir o kadar acemisiyim. Hiç başka bir hesaptan millete bakmak gelmiyor aklıma.
Kendi hesabımdan stalk’lar yapayım diyorum, o da dönüp dolaşıp ayağıma dolanıyor.
Cem haklı... Başka hesaplarla yapmak lazım bu işi...
Devir stalk devri...
Bu işte profesyonel değilseniz hiç girmeyin bu işlere...

Her şey iki story için anlasana

Didem Kınalı, “yanlarından cepleri kabarık amcaları, abileri olanlar var. Onlara şarkı çıkartsınlar, albüm yapsınlar diye yardım ediyorlar” dedi.
Bu yeni bir vaka değil, hep vardı.
Sosyal medyanın da etkisiyle son dönemde arttı böyle ilişkiler.
Ama bunu normalleştiren hemcinsleriniz var Didem Hanım...
İki tatile gidip story atmak için, cüzdanını doldurmak için bu hayatı seçen kadınlar var.
Onlar kendilerini hemen belli ediyor.
Ben instagram profillerinden bile anlıyorum mesela.
O yüzden öyle insanlarla arkadaşlık etmemek sizi huzura kavuşturabilir.
Zaten arkadaşlıklarından da hayır gelmez onların.
Hesap ve kitapları vardır çünkü.
Hayatlarındaki insanı
saklarlar çünkü yenilerine hep açıktırlar.
Yani çok kolaydır onları ayırt etmek...
Kaldı ki günümüzün kazanılması gereken meziyetlerinden biridir bu.
‘Hesaplı insanla hesapsız insanı ayırt etme meziyetidir’ bunun adı.