2-0'ın büyük sırrı

Merak bu..
Bay Hiddik ne “Yapacak’ tı.
Olayın olduğu yerde, Şükrü Saraçoğlu’ndayım..
Neme lazım!. Söyleyeyim de..
Ben ilk defa Fenerbahçe Şükrü Saraçoğlu Stadına geliyorum..
Heyecanlıydım elbet..

Ha, balıkların tuzlu su içmediğini biliyor musunuz..?
Tuzlu suyun içinde yaşayıp da onu  içmemek..!!
Planktonla beslenenler bile..
Suyu içine çeker, planktonları kendine ayırır, tuzlu suyu yallah dışarı atar..
Tatlı su ihtiyacını yediği besinde vardır zaten.�
Proteinciler de birbirlerinden..!!

Takımlar da böyledir..
Taraftarların “içinde” yaşarlar..
Ama onu “İçmezler..”
Onun gücünden faydalanır..
Onun gücü sayesinde yaşarlar..!!
Çünkü; balığı su, takımı taraftar yaşatır..

Fenerium’un önünden geçerken içeriden dışarı çıkanlara gözüm takılıyor..
Beşiktaş formalısı var, Galatasaray formalısı var, Trabzonlusu var..
Fenerium’un içi ha..
Besbelli beraber gelmişler.. Kimsenin kavga ettiği yok..

Yani,
“ALT” Rekabet bitmiş ÜST rekabette bir araya gelmişler..
Olay budur işte..!!
ÜST REKABETTE herkes yan yana..!!

Basın Tribününe çıktığımda kan ter içindeydim..
Her yer sarı-lacivert.. Sahanın ortası yeşil ama..!!
“Kıskanmadım” dersem KOCAMAN bir YALAN olur..!! Kocaman..
Ama, hayranlık kıskanması bu..!!
Çay-Kahve de bedava..

“Hiddik Devrinin” daha önceki kadroları, Hiddik’in değil Oğuz’un ekibiydi..
Bu defa, hafiften akıllanmış görünüyor..
Emekli olacak eski ve yeni Fenerbahçeliler yok..
Stat doldu.. Zaten burada, 4 kişi bağırsa inanılmaz destek olur..
Çisil çisil yağmur, efil efil esen bir rüzgarla birlikte maç başladı..
Yağmur bereket, rüzgar tohumlama” demektir..!!

Ancak, santraforunuz Burak’sa adrenaliniz de zirvededir..
Derken 3. dakikada yüzde yüzlük bir pozisyonu kaçırıyor..
Ancak Türkiye maça iyi başladı. Üst üste korner  atıyor..
Hamit’in şahane şutunu kaleci yumrukla çıkardı..

27 dakika oldu takım çok güzel değil ama kötü de oynamıyor doğrusu..
Ve gol geldi 28. dakikada Arda attı..!!
32. dakikada Arda, Avusturyalıları perişan etti..
Tribünler de coştu bir kere..!!�
Bizimkiler dakikalardır top çeviriyor..
Devre arasında pasta çörek de var burada.

İkinci yarı Türkiye sanki atak yapmak istemiyor gibi..Pozisyon yaratmak için boşa kaçan yok bu yarı..
Herkes durduğu yerde top istiyor. Paslar oyuncunu gerisine doğru atılıyor..
İnanılır gibi değil..!!
Seyirci de durdu biraz..
Dedik ya ‘Balıklar tuzlu su içmez’ diye.. Tatlı su ihtiyaçlarını yediklerinden alırlar..
Su, onların ortamıdır..
Takım durunca seyirci de duruyor elbet..
Ve, “Canlan Türkiye..!!” diyorum..
78’de Semih kendini gösterdi ve nefis bir pas attı.. Gökhan Gönül’e de gol atmak kaldı.. 2-0
Burak’a 70 dakika tahammül edip Semih’i 70 dakika kenarda bekletti..
Bu  zihniyeti protesto ediyorum..!!
Seyirci de kendine geldi işte..
Çünkü, seyircinin besini GOL’dur GOL..!!
Hakemin bedavadan verdiği penaltıyı kurtardı Volkan..,
İçimden “Öleyim çocuk senin için öleyim be..” diyorum..!!

Ve, Her yer Kırmızı- Beyazdı bu gece..
Stadın asıl rengi Sarı-Lacivert..
Ama..
Bu kadar mı yakışır bir bayrak..
Her rengin yanında..
İster stat Siyah-Beyaz ister, ister Sarı-Lacivert, ister Sarı-Kırmızı, ister Bordo-Mavi..
Aşk olsun sana aşk olsun..!!
Kırmızı üstüne beyaz Ay-Yıldız..!!

2-0'ın büyük sırrı;
Hiddink, Milli Takım'ı Oğuz'un elinden almış, kendi takımını kurmuş

Neyse OC yine kaçar..
En Kalbi Muhabbetlerimle..
Ben CAN; Orhan Can..!!

ÇOK MÜHİM BİR NOT:
Ne de olsa Türk’üz..
Kapıdan içeri girdik mi, kapı kapatma huyu pek yoktur bizde..
Heyecan artınca insan sık sık tuvalete gider ya..
Ben de öyle bir durum hasıl oldu bu gece..
Basın salonunda bulunan tuvalete hızla dalıyorum, doğru pisuvara..
Tak başımı sağa çeviriyorum; kapı açık, ayaktakiler görüyor içeriyi..
Hop, git kapıyı kapa..!! İşte o kapıya ne diyorlar o “şeyden” taksanız, diyorum hani