Yılın parlayan ismi

Kuşkusuz bu yılın müzikte en çok parlayan yıldızı Mert Demir oldu.

Haberin Devamı

Önce Mabel Matiz’le birlikte seslendirdiği, bestesi kendisine ait “Antidepresan”ın etkisi yıl boyunca sürdü.

Hatta şarkı ilk çıktığında, Spotify’da “Bir günde en çok dinlenen şarkı” rekorunu kırdı.

Ardından Mert Demir bu kez peş peşe kendi teklilerini yayınladı.

Bunlardan ikisi eski şarkılardı: “İkimize Birden” ve “Dön Desem”.

Yeni şarkı “Ateşe Düştüm” ise kısa sürede çok dinlendi, sevildi ve Demir’in konserlerine olan ilginin katsayısı yükseldi.

Hatta bir arkadaşım kasım ayında, MON’un Şişli’deki bir düğün salonunda yaptığı organizasyonda Mert Demir’i izlemiş ve anlata anlata bitirememişti.

Öyle ki, kaçırdığıma üzüldüğüm nadir etkinliklerden biri olmuştu bu.

HEP BÖYLE Mİ DEVAM EDECEK DERKEN...

Mert Demir “Ateşe Düştüm” ile başladığı, duygusal sokak serserisi imajıyla müzik stili bakımından 80’lerin arabesk çukuruna da göz kırpan “damar” serisine yeni yayınladığı “Cehennemin Dibi” ile özenle devam ediyor. Kendisini kariyerinin başlarında “Benim Suçum, Günahım Ne” ile tanımış bir dinleyicisi olarak doğrusu endişelenmeye başlamıştım, “Hep bu damar, güncel arabesk versiyonla mı ilerleyecek?” diye...

Haberin Devamı

Meğer tüm bunlar birer projeymiş.

PERSONALAR ARASI SERT GEÇİŞ

Alper Bahçekapılı’yla yaptığı röportajda söylüyor Demir.

Bu arabesk ‘persona’dan sonra pek yakında ‘rockçı persona’sına geçiş yapacakmış; 12 şarkılık bir punk rock albüm vesilesiyle...

Türk müzik alemi ve de dinleyicisi farklı müzik türleri ve personalar arasında sert geçiş yapan solistlere ne kadar alışık ve ne kadar destekler emin değilim; ama Mert Demir’in bu cesur tavrını sevdim.

En azından farklı bir şey yapıyor.

“Bu tuttu” deyip ömür boyu oradan ilerlemeyi tercih etmiyor.

Deniz manzarasını kapatan müthiş proje

Her gördüğümde üzüldüğüm bir inşaat projesi var:

Kabataş’taki iskele projesi.

Burası malum; 2016’dan beri, yani tam yedi yıldır inşaat halinde.

Halen de bitmiş değil.

Önce “kanat çırpan dev martı” formundan dolayı ismi Martı projesiydi.

Proje tepkiyle karşılandı.

Nitekim 2017’de, iskele inşaatı sırasında denize yapılan darbeli kazık çakma işlemi sırasında caminin zarar gördüğü gerekçesiyle Koruma Kurulu projeyi durdurdu.

Haberin Devamı

Seçimlerden sonra ise Martı projesi rafa kalktı ve yeni bir projenin yapılacağı duyuruldu. Bu yeni projeye göre alt kısımlara otopark, üst kısma ise 11 metre yüksekliğinde bir yapı inşa edilecekti.

Nitekim o 11 metrelik yapının iskeleti bugünlerde yükseldi ve dünyanın en güzel deniz manzarasını kapatan proje olarak tarihe geçti bile.

Bir de proje çizimlerinde bu 11 metrelik yapının çatısına çim yapılacağı görülüyor.

Betonu çimle kapamanın ismine yurtdışında kısaca “greenwashing” deniliyor, yani “yeşil aklama”.

Hadi onu bırakalım; su tüketimi hali hazırda had safhada olan, zaman zaman barajlarındaki suyu tükenme noktasına gelen bir şehre koca bir çimli çatı yapmak ne kadar akıllıca bir fikir olabilir ki?

 

 

Yazarın Tüm Yazıları