Paylaş
Eskiden “Bu yazın hiti ne olur?” gibi dertler vardı, ama o da artık tozlandı, bıktık...
Gerçi son birkaç günde yayınlanan yeni şarkılara bakınca Türkçe pop bu yaz neşe ve bol hit vaat ediyor.
Hande Yener’in Hepsi Hit albümünün ilk hiti Mor mesela.
Yener’in yıllar önceki Kırmızı şarkısının devamı gibi duruyor şarkı, “Yakıştı sana mor renk çok” derken nakaratında...
Elbette tüm Türkçe pop şarkılarının dili gibi egosu tavan bir şarkı Mor.
“Arasan da dünyayı başka bir ben yok” diyor, “bitti taze hadi kusura bakma” diye kapıyı gösteriyor.
Sonuçta gider-atar yapmayı, karşı tarafa ders vermeyi, bensiz bir hiçsin demeyi seviyor Türkçe pop.
Dinleyici bu şarkılarla neşesini buluyor.
Yonca Evcimik’in yenisi Aha da bu kategoriden:
Aha gördün mü gününü, aha daha görcen düğünümü...
Bir de Yıldız Tilbe kafası var tabii.
O da yeni albüm çıkarmış. İlk hiti neşeli bir dans şarkısı.
Tilbe de atar yapıyor şarkıda, ama kendi diline/dünyasına göre.
Bu yüzden daha samimi:
“Kal kal dedim, beyaz gömlek giydin, çıkarken öpmedin
Çok üzcem seni, yemek yapmıycam, ayrı uyuycam.”
Tilbe’nin şarkısı iyi hoş da, beyaz gömlek nasıl bir sembol, onu çözemedim...
Son olarak tüm bu yeni şarkıların arasında benim asıl favorim, sözü müziği ve düzenlemesiyle farklı bir şarkı olan Yeni Nesil.
Survivor’la tanınan Murat Ceylan’ın söylediği şarkı gayet başarılı ve özgün.
Son yıllarda bol cıstaklı pop arabesklerle boğulan Türkçe pop okyanusunda cool bir ada.
Canlı yayın kafası
Aslında snapchat kullanıcıyı öyle bir ele geçiriyor ki, kendini şöyle bir ruh halinde buluyorsun:
Hayatımı canlı yayın kafasında sürekli takipçilerime aktarmalıyım!
Bu yüzden kullanıcıların cümleleri hep canlı yayın muhabiri edasında oluyor:
“Şimdi arkadaşım X’le buluşacağım, ona doğru yürüyorum...”
“Evet, arkadaşım X’le buluştuk, özleşmişiz! Canım, merhaba desene herkese...”
“Bakar mısınız şu yemeğin güzelliğine!” “Şimdi bilmem kimin partisine geldik, valla olay bir parti, bakar mısınız?”
“Eve geldim, uykum yok, ne yapsam dersiniz?”
“Sabah beş ve bendeniz uyanmışım, haber vereyim dedim...”
Kısacası herkes ayaklı birer televizyon kanalı oldu.
Çıldırmış bir şekilde kendi hayatını dakikada bir snap’liyor.
Ödül kafası
Ünlülere ödül vermeyi seviyoruz.
Hem de çok!
Üniversitesi veriyor, bilmem ne derneği veriyor, o veriyor, bu veriyor...
İyi de ödülden beynimiz döndü.
Bu kadar peş peşe ödül töreni yapılınca olay sıradanlaşıyor.
Ayrıca ünlülerin kaprisleri de cabası...
Ayşe geliyorsa Fatma gelmem der, biri ödül alırken diğer salondan çıkar.
Yani ödül töreni dediğin zor iş. Ve bu ülkede herkese ödül verilir oldu, bu da işin kalitesini düşürdü ister istemez.
Ne olur herkes ödül töreni yapmasın, ne olur...
Turizm nasıl kurtulur kafası
Bugünlerin sorusu, problemi bu...
Yabancı turist el ayak çekti ya, Türk turizmi yine sezonu kurtarmak için son dakika planları peşinde...
İyi de bu iş son dakikalarla olmaz, hâlâ öğrenemedik.
Dahası tüm popüler oteller şimdi yerli turist peşinde.
Düne kadar burun kıvrılan iç pazar, şimdi baş tacı oldu.
Peki biz kurtarabilir miyiz tek başımıza turizmi?
Zor, çok zor... O yüzden bu yaz çok acayip geçecek oteller açısından...
Snapchat’te ‘etik’ kafası
Birçok ünlü ismin de olduğu bir partideyiz.
Herkes kendi halinde eğlenirken bir anda arkadaşım öfkeli bir şekilde biraz ilerimizde konuşlanmış bir kadının yanına gidip söylenmeye başladı.
“Ne oldu?” diyerek olay yerine gittim.
Meğer kadın snapchat’inde yayınlamak için partiden görüntü alıyormuş...
Arkadaşım da şuna itiraz ediyor:
“Az önce beni de çektiniz. Ben o görüntüde yer almak istemiyorum, lütfen siler misiniz?”
O an, “Abartıyorsun yahu, boşver” dedim arkadaşıma, ama sonra hak verdim.
Evet, birilerinin snapchat’inde görünmek herkesin hoşuna giden bir şey olmayabilir.
Mesele “iyi, kötü, güzel, çirkin” çıkma meselesi değil.
Sorun tamamen şu: Görüntülenmeyi istememek, o çemberin dışında durmak...
Ama snapchat yapanların çoğu nasıl olsa 24 saat sonra görüntüler siliniyor diye her şeyi çat çat çekiyor.
Karşısındakinin iznini almadan, sormadan...
Galiba snapchat’in de bir görgüsü olmalı.
Şimdilik böyle bir şey yok. Ve olayın biraz suyu çıkmış durumda.
“Canlarım” kafası
Diyelim ki X birinin yeni koleksiyon tanıtımı var.
Herkes de koleksiyon yapıyor zaten, o ayrı mevzu!
Neyse, davete katılan tüm katılımcılar yan yana pozlanıp bu kareleri Instagram’larına koyarken hep şu cümleler yazılıyor:
“Canlarımmm, kıymetlilerim, çok güzeliz yine.” “Canımın davetine geldik, yine olayız, bombayız.”
Böyle vıcık vıcık, gerçek olmadığı su gibi aşikar, samimiyetsiz “can”lı cümleler.
Herkes birbirini övermiş gibi yapıyor ve de çok seviyormuş gibi. Sosyal medyanın getirdiği bu -mış hali çok fena çok...
Dur, evlenme Meryem!
Seviyorsun, aşık oluyorsun, hemen çocuk yapıyorsun.
Seviyorsun, hemen evlenmeye karar veriyorsun.
Karışmak gibi olmasın ama Meryem, çok erken coşuyorsun.
İşadamı sevgilisi Alp Özcan’la evlenmeye karar vermiş Meryem Uzerli.
O yüzden çemkiriyorum. O yüzden “bi dur” diyorum.
Paylaş