Yalın’ın Norveç problemine müzisyen yorumu

Yalın haklı olarak “Bit Pazarı’nın introsu Norveç’in Eurovision şarkısıyla aynı” yorumlarına sinirleniyor.

Haberin Devamı

Bu saçmalığın ortasında yer almak istemediğini söylüyor.  Çünkü günler gecelerce şarkılar üzerinde uğramış, stüdyoya kapanmış, emek vermiş.

Bu konuda hepimiz bir şey söyleyebiliriz, ama ben son olarak bir müzisyene sormak istedim. İşin hem eğitimini almış hem de içinde olan birine. “Ne kadar benziyor/benzemiyor”u ancak bir müzisyen anlar çünkü. Kendisi “ismimi yazma” dedi, “gerek yok”.

O yüzden “isimsiz”, sadece söylediklerini aynen aktarıyorum:
“Yalın’ın şarkısının yalın hali Norveç’in şarkısıyla hiç benzemiyor. Ama keman introlu girişi yüzde 80 Norveç’inkiyle aynı.
Ama burada da bir sorun yok. Şöyle ki: Bir şarkının melodisini sekiz ölçüye kadar kopyalayabilirsiniz. Burada o ölçüyü aşan bir durum yok. Yani Norveç dava açsa bile kazanamaz. Çünkü Norveç’in kemanlı melodisi noktaysa, Yalın’ın keman introsu noktalı virgül gibi olmuş.

Yani biri orijinal Ferrari, diğeri çakma. Ancak yanına yaklaşınca orijinal olmadığını anlıyorsun. Sanırım Norveç’in şarkısındaki keman ritimlerinden hoşlanmışlar ve şarkının başına benzerini eklemişler. Keşke o introyu keman değil de başka bir enstrümanla çalsalarmış, hiç bu polemikler doğmazdı”.

Haberin Devamı

Televizyondaki süperstar

Ajda Pekkan cuma gecesi ekran karşısına çiviledi gerçekten.

Herkes facebook’tan, sms’lerden birbirine Ajda’ya dair yorumlar attı.

Peki Ajda’nın o ilk bölümde giydiği Michael Jackson ceketi nasıl güzel bir şeydi öyle?

Ve artık eskilerde kaldığı tescillenen, canlı yayında ya da teyp açılınca sökün eden o “bir türlü konuşamama” halinin ortadan kalkmış olması?

Ya da o kadar saat spotlar altında kalıp her şarkıyı kusursuz söylemesi ve enerjisini hiç yitirmemesi Ajda’nın?

Beyaz’a da bravo. Hakan Aysev-Pamela-Müslüm Gürses üçlüsüne farklı tarzlarda “Ağlama Anne”yi söyletmesi, bu proje için uğraşması, titizlenmesi alkışlanasıydı.

Keşke her hafta böyle özenli/detaylı ve gerçekten şov şov olabilse Beyaz Şov.

Gecelerden rapor

LOVE’DA BİR MİNE

Cuma gecesi Love Dance Point’te Mine’yi dinleyenlerin “Çakma Hande” dediğine kulak misafiri oldum. Ne yazık ki sizin yaptığınızın çok benzerini bir başkası çok önceden yapmışsa ve bir de o kişi daha popülerse bu yaftadan kurtulmanız zaman alır.
Kendi kitlenizi, öz tarzınızı oluşturursunuz bu süreçte. Uzun sürecek, ama bence Mine de bu yaftadan kurtulacak (Gerçi kimse Ayşe Hatun’a çıkıp böyle bir şey dedi mi? Hayır!)

Neyse, Mine’nin acilen sıkı Türkçe dans hitlerine ihtiyacı var. Kendi şarkıları zayıf. Yabancı şarkıları harika söylüyor. Madonna’dan Eurythmics’e bir sürü dans hiti söyledi Love’da. Hepsi de çok iyiydi. Keza kostümünü de beğendim. Tam bir sahne kostümü. Saçına kondurduğu aksesuvar özellikle, çok hoş. Kendisi de taş gibi, hantal değil sahnede. Ama keşke karlar üzerinde yürüdüğü klibindeki dore renkli o mayomsu trapezci kıyafetiyle çıksaymış sahneye, daha etkileyici olurmuş.

GAY’LERİN REINA’SI: XLARGE

Beyoğlu’ndaki tarihi Elhamra Sineması bir kez daha gay kulüp deneyimi yaşıyor. Ama bu kez hayli iddialı. Mekan büyük, içerisi dokuz yüz kişiyi ağırlayacak kapasitede. Ki cumartesi gecesi tam da bu kadar sayıda insan girmiş içeriye. Adını da bu yüzden XLarge koydular sanırım.

Mekana sadece gay’ler değil, her kesimden heteroseksüel kadın ve erkekler de geliyor. Telegol programında, gay hakem için destek yürüyüşü yapanlarla dalga geçip gülen Sinan Engin de pekala gelebilir yani!

Bu arada: XLarge’a çok büyük bir sahne yapmışlar. Sahnenin yukarısında DJ kabini var. Bu haliyle Discorium’u andırıyor, yani gayrium bir nevi.

Sahnede çeşitli şovlar oluyor. En çok dikkat çeken ise erkek dansöz. Omzu, göğsü, diyaframı ayrı oynuyor; böyle bir kıvraklık Asena’da bile yoktur herhalde. Son olarak; mekan çok yakında sadece çarşambaları Stage Pera adıyla konserlere de açılacakmış.

Yazarın Tüm Yazıları