Paylaş
Fuarda yer alan 1800’e yakın markanın şahane tasarımlı, insanı cezbeden, ultra akıllı yeni modellerini gördükçe insan bir yanıyla “Vay be!” oluyor diğer yanıyla da Yuval Noah Harari’nin Sapiens kitabında bahsettiği şu paragrafı hatırlayıp kendinden biraz ürküyor. Buyurun Harari’nin özetlediğim o satırlarına:
“Tarihin en kesin yasalarından biri şudur: Lüksler zamanla ihtiyaç haline gelir ve yeni zorunluluklar ortaya çıkarır.
İnsanlar belli bir lükse alıştıklarında bir süre sonra onu kanıksar...
Son birkaç 10 yılda hayatı daha rahatlatacağını varsaydığımız sayısız şey icat ettik: Çamaşır makinesi, elektrikli süpürge, bulaşık makinesi, cep telefonu, bilgisayar. Eskiden bir mektubu zarfa koymak, üzerine pulu yapıştırıp posta kutusuna atmak insanı uğraştıran bir işti. Mektuba yanıt almak haftalar, hatta aylar sürüyordu.
Şimdi mail var. Anında yanıt alıyorsun. Peki bugün daha rahat bir hayat mı yaşıyoruz? Hayır! Klasik posta çağında insanlar söyleyecekleri önemli bir şey olduğunda mektup yazardı. Oysa şimdi her gün düzinelerce mail alıyoruz ve bunların hepsini hızlıca yanıtlamak gerekiyor.
Bu durum günlerimizi daha endişeli geçirmemize neden olacak şekilde hayatın hızını normalin 10 katına çıkarttı.”
Kararsızım peki ya siz
Harari’nin kitabında satırlara kulak verecek olursam:
◊ Fuarda görüp pek bayıldığım, ayağımı önüne getirir getirmez sensörler sayesinde kapısı otomatik açılan o çamaşır makinesine aslında gelecekte ihtiyacım yok.
◊ Ya da gömleklerin, pantolonların kırışıklıklarını anında açan, çok seyahat eden birinin can simidi olması muhtemel mini buhar makinesine de...
Bilmiyorum, kararsızım.
Ya ortasını bulmak gerekiyor ya da böyle devam...
IFA’dan geriye kalan diğer şeyler
◊ Bir dönemin otomobil radyo markası olarak anımsadığım Blaupunkt hâlâ varmış, yaşıyormuş.
◊ Markalar kendini sanal gerçekliğe vurmuş; LG’nin alanında, gözlükleri takıp karşısındaki hayali kişiyle ışın kılıcı karşılaşması yapan vardı.
◊ Vestel’in sesli komutla kapısı açılan buzdolabı ve Vitra ile beraber tasarladığı akıllı aynası ilk günden meşhur olmuş.
Hava-piyasa ve trafik durumunu sol üst köşesinde gösteren akıllı aynada Twitter da aktif. Bir Instagram eksik!
Yani diş fırçalarken anında hayatın içindesiniz bu aynayla, kaçış yok!
◊ Vestel’in davetiyle gezip gördüğüm IFA’da, şirketin CEO’su Turan Erdoğan gazetecilerle sohbet ederken haklı olarak gururluydu:
“İFA’ya ilk girdiğimiz yıl 50 metrekareydi alanımız, şimdi 3 bin metrekareye çıktık, en geniş alanlardan birine sahibiz.”
◊ Arçelik’in “IonGuard” adlı kurutucusu ise kötü kokuları azaltmasıyla dikkat çekiciydi. Bu arada makinelerin yeni modellerine süper kahraman gibi isimler verilmesi de ilginç değil mi?
◊ Sonuç olarak: Harari gibi düşünüp tüm bu yeniliklere kulak vermemek de mümkün.
Ya da tembelliği ultra motive edici akıllı evlere, yani Jetgiller dönemine hazır olup kredi kartına abanmak da!
İyi bir komşu evde ne giydiğinizi dikizleyen midir?
Tam da önümüzdeki hafta açılışını yapacak İstanbul Bienali’nin “İyi bir komşu nasıl olur?” temasının üzerine bu olay yaşandı, iyi mi?
Olay ne mi? Ankara’da tek başına yaşayan bir kadının apartman yöneticisi tarafından, “Evinizde şortla dolaşmayın ya da perdeleri kapatın” diye uyarılması!
Çünkü karşı penceredeki komşular kadının evini dikizliyormuş.
Özellikle şortlu dolaştığı zaman... Ne olur ne olmazmış.
Şimdi hazır Bienal yaklaşmışken soralım:
◊ İyi bir komşu sizin evde ne giydiğinizi dikizleyen midir?
◊ İyi bir komşu diğer komşuların sizi dikizlediğini görüp “Ya perdeleri kapatsanız iyi olur, başınız belaya girmesin” tadında tatlı tatlı uyaran mıdır?
Hakikaten...
İyi bir komşu var mı ki? Kaldı mı ki?
Paylaş